Yapılan birçok çalışmada kanserden korunmak için veya kanser tedavisi sırasında hem yaşam kalitesini arttırmak hem de tedavinin etkinliğini arttırmak için sağlıklı beslenme, uygun fiziksel aktivite ve ideal kiloda kalmanın anahtar rol oynadığı gösteriliyor. Kanserin sağlıksız beslenme ve obeziteyle yakından ilişkisi olduğuna ilişkin araştırmalara değinen Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek “Menopoz sonrası kadınlarda her 5 kilo ağırlık artışı özellikle meme kanseri riskini yüzde 5 artırıyor. Bu durumda sağlıklı kiloyu koruyabilmek sadece ince görünmek değil, birçok kronik hastalıkları ve kanseri önlemek için büyük önem taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün en büyük eylem planında ise beslenme ile ilgili stratejilerin geliştirilmesinin aciliyetini vurgulanıyor” diyerek uluslararası bilimsel raporlarda kanseri önlemek için yayınlanan beslenme önerilerini şöyle sıraladı:

 

  • Her gün en az 5 porsiyon çeşitli, nişastasız sebze ve meyve tüketilmeli.
  • Her öğün rafine edilmemiş, tam tahıl ve bakliyat tüketilmeli.
  • Kırmızı et tüketimi haftada 500 gr olarak sınırlandırılmalı. (Haftada 3 porsiyon)
  • İşlenmiş nişasta ürünlerinin, şeker ve şekerli ürünlerin tüketimi oldukça sınırlanmalı.
  • Tuzlu ve tuzla işlenmiş gıdalar sınırlandırılmalı.
  • Meme kanseri riskine karşılık anneler bebeklerini en az 6 ay emzirmeli.
  • Her gün en az 30 dakika aktif yürüyüş yapılmalı.
  • Hayvansal katı yağlar yerine bitkisel sıvıyağlar tercih edilmeli.
  • Tütsülenmiş, kızartılmış yiyeceklerden uzak durulmalı.

Doğru beslenme tedavi süreci ile yakından ilişkili

D vitamini düzeylerinin meme kanseri ile yakın ilişkili olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek “Kanda D vitamini düzeyleri mutlaka takip edilmeli. D vitamini besinlerde yeteri kadar bulunmaz, en iyi kaynağı güneştir. Meme kanseri tanısı konmuş kişilerin de beslenme durumu çok önemli. Doğru beslenme tedavi sürecinin seyri ile yakından ilişkili. Hastaların büyük kısmı kemoterapi ve radyoterapi görürler ve kilo artışlarıyla karşılaşılabilir. Bu da tedaviyi olumsuz etkiler. Sağlıklı kilonun korunması, sağlıklı beslenme, kanseri önlemek için saydığımız beslenme ilkeleriyle temelde aynıdır” şeklinde konuştu.

 

Antioksidanlara dikkat

Tedavi sırasında antioksidan içeriği yüksek besinlerin tüketiminin tartışmalı olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek “Antioksidanların vücudu güçlendirdiği gibi kemoterapi ve radyoterapinin etkisini azalttığı yönünde araştırmalar da var. Antioksidanları tamamen kesmek de doğru bulunmuyor. Soya ve ürünlerinin de fitoöstrojen olması ile ilgili tartışmalarda mevcut. Meme kanseri tedavisi sırasında daha önceleri önerilmezdi. Fakat yapılan son çalışmalara göre tam tersi bir sonuç ortaya çıktı. Tedavinin etkisini olumlu yönde arttırdığı tespit edildi. Omega 3 balık yağı ise hem meme kanseri riskini düşürüyor hem de teşhis konmuş hastalarda tedaviyi olumlu yönde etkiliyor. Tüm bu sonuçlar herkeste aynı dozda, aynı miktarda aynı etkiyi göstermeyebilir veya uygun olmayabilir. Doktor ve diyetisyen ekip halinde hastayı değerlendirerek hastalığa değil hastaya özel karar verirler.

 

Antioksidan besinler; En fazla içeren grup sebze ve meyvelerdir. Antioksidanların kanseri önleyici etkileri olduğuna dair çalışmalar vardır. Bunların en başında brokoli, karnabahar, lahana, kabak ve brüksel lahanası, domates (likopen), soğan, sarımsak olarak belirtilmektedir.

Lif (posa); Meme kanserini önlemek için özellikle lif alımının önemi büyüktür. Tam tahıllı, lifli ekmekler, bulgur, karabuğday, yulaf, sebze ve meyveler liften zengindir.

 

BİLGİ İÇİN

Damla Gökçen Gümüş – Müşteri Grup Direktörü / damla.gokcen@goodworks.com.tr