DAİŞ çetelerinin Kobanê'ye yönelik saldırılarının ardından Suruç'a gelmek zorunda kalan on binlerce Kobanêli'den AFAD çadırlarına yerleşmek zorunda kalan ailelerin zor yaşam koşulları devam ediyor. Başbakanlığa bağlı olarak görev yapan AFAD'ın sınırsız imkânlarına rağmen, Kobanêliler çamur deryası olmuş alanların üzerine kurulmuş çadırlarda, lağım suları içerisinde yaşıyor. AFAD çadırların da kalan Kobanêlilerin şikâyetlerinin başında kötü yemek, temizlik ve ısınma sorunları geliyor. AFAD çadırlarında yemek verilme düzeni olmamasından kaynaklı ihtiyaçları kadar yemek almakta zorlanan birçok ailenin yanı sıra, aileler kahvaltının da çok az olduğunu ve bayat, kuru ekmeklerin verildiğini anlatıyor. Çoğu Kobanêli ise, yemeklerin kötü koktuğuna ve içinden birçok kere kurt çıktığına şahit olduklarını iddia etti.
Isınma sorunu var
Havaların iyice soğumasıyla birlikte, Kobanêlilerin ısınma sorunları da AFAD çadırlarında çözülmüyor. Her çadıra verilen elektrik ocakları özellikle geceleri yaşanan sık elektrik kesintileri yüzünden kullanılamazken, aileler battaniyeler altında geceyi geçiriyor. Kobanêliler gündüzleri de topladıkları çalı çırpıları çadırların önünde yakarak ısınmaya çalışıyor.
Klimaları söktüler
AFAD çadır kentin bulunduğu alandaki Suruç Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nun sınıflarında kalan ailelerin, daha önce çalışır halde olan ısınma sistemi artık çalıştırılmazken, sınıflarda bulunan klimalar yetkililer tarafından söküldü. Tek odalı sınıflarda birkaç aile birlikte yaşarken, beton zeminde ince süngerler üzerinde uyuyan Kobanêliler, havaların soğumasıyla birlikte yetkililerin klimaları söktüğünü ve hiçbir açıklama yapmadığını belirtiyor.
Bulaşıcı hastalık riski bulunuyor
Kobanêli ailelerin tuvalet ve bulaşık suları yaşam alanlarına akarken, hijyenik olmayan yaşam koşulları en çok çocukları etkiliyor. Önemli derecede hijyen sorunu olan AFAD çadır kentinde, kapıları kırılmış, suyun akmadığı tuvaletler kullanılırken, sağlıkçılar bu koşulların salgın hastalıklara yol açması endişesi taşıyor. Ayrıca, çadır kentin büyük bir bölümü grip enfeksiyonun etkisi altında. Çadır kentte bir sağlık birimi de buluyor, ancak aileler sağlık çalışanlarının kendileriyle ilgilenmediğini dile getiriyor. Öte yandan çadır kentte çocuklar için kurulan oyun alanının da, çamur ve lağım suları içerisinde olması dikkat çekti. Tüm olanaklarına rağmen AFAD'ın çadır kentlerinde Kobanêlilere bu şekilde bir yaşam reva görülürken, söz konusu bu tablo Urfa-Suruç yolu üzerine kurulacak olan AFAD'ın yeni 30 bin kişilik çadır kentindeki yaşam koşullarının hangi nitelikte olacağı merak konusu olarak duruyor.
'AFAD'ta dil sorunu var'
AFAD çadırında 14 kişilik ailesiyle yaşayan Muhammed Eto, DAİŞ saldırıları nedeniyle Suruç'a göç ettiklerini ve Suruç Belediyesi'nin kurduğu çadırlarda yer kalamadığı için AFAD çadırına yerleşmek zorunda kaldıklarını belirtti. Eto, "Burada rahat değiliz. Biz devletin çadırında kalmak istemezdik" dedi. Eto, yaşam ihtiyaçlarının hiçbir zaman karışlanmadığını belirterek, "Burada dil sorunu yaşıyoruz. Taleplerimiz bilinçli olarak doğru bir şekilde tercüme edilmiyor" diye konuştu. Yemek konusunda büyük sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Eto, zorunlu olarak yemekleri yemek zorunda kaldıklarını ve kendi imkânları ile dışarıdan gıda aldıklarını belirtti.
Kobanê özlemi
İçinde bulunduğu zor yaşam koşullundan kurtuluşun sadece Kobanê'ye dönmek ile gerçekleşeceğini belirten Eto, "Orada gençler bizim topraklarımızı, evlerimizi savunmak için savaşıyorlar. Eğer savaş uzarda biz Kobanê ye bile dönemeyeceksek biz bu devletin çadırlarından çıkıp belediye tarafından yeni yapılan çadıra halkımızın yanına gitmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'Yemeklerden kurt çıkıyor'
Yatılı okulun tek odalı bir sınıfında yaşayan iki aileden biri olan Ahmed ailesi de AFAD çadırındaki yaşam koşullarıyla mücadele ediyor. Uzun bir zaman aynı odada 6 aile birlikte yaşadıklarını belirten Leyla Ahmed, şu anda 19 kişi aynı yerde kaldıklarını ve uyumak için yer bile bulamadıklarını belirtti. Bir oğlu Kobanê'de YPG saflarında savaşan Ahmed, tek isteklerinin Kobanê'ye dönmek olduğunu söyledi.
Leyla Ahmed'in eşi Mihemmed Ahmed de, Suruç'a gelmeden önce Kobanê'de asayiş görevlisi olduğunu belirterek, "Saldırılar yoğunlaşınca ailem ile birlikte buraya gelmek zorunda kaldım. Biz partiye geldik, yer bulamayınca mecbur kalıp devletin kampına geldik" dedi. İlaç ve yemek sıkıntısının olduğunu Ahmed, yaşadıkları sorunları şöyle anlattı: "Yemek geliyor içinde kurt çıkıyor. Daha önce burada bir klima vardı. Duvarda göründüğü gibi orada yeri var. Havalar da iyice soğudu. Burada devlet kampındayız ama devlet bize bakmıyor. Bizim de aklımızda olan tek şey zaten Kobanê'ye dönerek buradan kurtulmak.diha