Londra’da yaşayan 42 yaşındaki İbrahim Güzel’in akciğerinde, dünyada sadece bir milyon kişiden birinde görülen kanser türü olan ve “kordoma” adı verilen kötü huylu tümör tespit edildi. Hekimler yerleştiği konum nedeniyle tümörü tümüyle çıkarmanın mümkün olmadığını, vücutta kalan parça büyüdüğü takdirde ise yapabilecekleri hiçbir şey olmadıklarını söyleyince, Güzel ailesi çareyi başka ülkelerde aramaya başladı. Ancak İngiltere, Amerika, Almanya ve Küba’daki uzmanlar da aynı olumsuz yanıtları verince, İbrahim Güzel ve ailesinin adeta dünyaları başlarına yıkıldı. Çok daha kötüsü, Güzel ailesi çözüm arayışı içindeyken zaman ilerlemiş, tümör büyüyerek 24 santime ulaşmıştı. Akciğerin yanı sıra kalbi, diyaframı ve kaburgaları da saran tümör nedeniyle İbrahim Güzel artık nefes almakta büyük güçlük çekiyordu. 
Aldığı olumsuz yanıtlar üzerine İbrahim Güzel kısmen de olsa tümörün çıkarılması için ameliyat olmaya karar verdi. Ancak Londra’da doktorların verdikleri yanıt kalbine adeta bıçak gibi saplandı; “Tümör çok büyümüş, ameliyat için artık çok geç.” İbrahim Güzel’in sadece birkaç haftalık ömrü kalmıştı. “3 çocuğum var, her şeyden önce onlar için yaşamalıydım” diyen Güzel’in doktor eşi Leyla Güzel de son bir umutla raporları İstanbul’a, Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Halezeroğlu’na posta yoluyla gönderdi. 
Artık her şeyin bittiğini düşündükleri anda gelen yanıt, İbrahim Güzel’in yeniden hayata dönmesini sağladı; Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Halezeroğlu tümörü tümüyle temizleyebileceğini belirtiyordu. Zaman kaybetmeden İstanbul’a ulaşan İbrahim Güzel Acıbadem Maslak Hastanesi’nde ameliyata alındı. Yaklaşık 6 saat süren ameliyatla İbrahim Güzel’in kalbine, diyaframına ve kaburgalarına yayılan, akciğerini söndürerek çalışamaz hale getiren 24 santimlik dev tümör çıkartıldı. Ölüme gün sayarken ameliyatın ardından hayata yeniden tutunan İbrahim Güzel, “Sadece birkaç haftalık ömrüm kalmışken tüm ümitlerimin tükendiği anda sağlığıma kavuştum. Öncelikle çocuklarım ve eşim için yeniden hayata tutunabildiğim için çok şanslıyım” diyerek yaşadığı mutluluğu anlatıyor!

Evli 3 çocuk babası 42 yaşındaki İbrahim Güzel yaklaşık 8 yıl önce merdivenden düştüğünde yapılan tetkiklerde kuyruk sokumunda “kordoma” adı verilen kötü huylu tümör tespit edildi.  En nadir kanser türlerinden biri olan ve dünyada bir milyon kişide görülen tümör ameliyatla alındıktan sonra İbrahim Güzel hiçbir yakınması olmadan hayatına devam etti. Ta ki bundan 1.5 yıl önce belinde ağrı gelişinceye dek. Belindeki ağrı gün geçtikçe şiddetlenince İbrahim Güzel soluğu Londra’daki bir doktorda aldı. Yapılan detaylı tetkikler sonucunda kanserli hücrelerin akciğere sıçradığı ortaya çıktı; İbrahim Güzel’in akciğerinde yaklaşık 7 santimlik kötü huylu tümör vardı. 
Tümörü tümüyle temizlemek mümkün değil
Hekimler akciğerde yerleşmiş olan tümörü tümüyle çıkarmanın mümkün olmadığını, yüzde 80’ini alabileceklerini, geride kalan kısım büyüdüğü takdirde ise yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını söylediler. Bunun üzerine İbrahim Güzel’in iç hastalıkları uzmanı olan doktor eşi Leyla Güzel bir umutla Küba’dan Amerika’ya kadar çeşitli ülkelere raporları gönderiyor, ancak her seferinde aynı olumsuz yanıt geliyordu; tümörün tümüyle alınması mümkün değildi! Zaman hızla akıp gidiyor, kötü huylu tümör giderek büyüyordu. İbrahim Güzel’in belindeki ağrılara artık nefes darlığı da eşlik etmeye başlamıştı. Yine Londra’da hekime başvurduğunda 6 ay içinde ameliyat olmadığı takdirde tümörün kalbe baskı yapması sonucunda nefes alamayacak duruma geleceği belirtildi. Güzel ailesi bu kez rotalarını Almanya’ya çevirdiler. Ancak Almanya’da başvurdukları her hastanede ümitleri biraz daha kırılıyordu, çünkü hekimler tümörün tümünü temizlemenin imkansız olduğunu söylüyorlardı. 
Artık hiçbir müdahalede bulunamayız
Yaklaşık 3 ay boyunca, tümörü tümüyle temizleyecek bir genel cerrahi uzmanı bulabilmek için eşi Leyla Güzel ile birlikte neredeyse çalmadık kapı bırakmadıklarını söyleyen İbrahim Güzel, olumlu sonuç çıkmayınca Londra’da ameliyat olmaya karar verdi. Ancak bu kez kendisini çok daha kötü bir sürpriz bekliyordu; akciğerdeki tümör 24 santime ulaşmış, çevresindeki kalp, diyafram ve kaburgaları iyice sarmıştı. Yaklaşık 20 santim boyutunda olan akciğer, 24 santime ulaşmış olan tümör nedeniyle işlevini yapamaz hale gelmişti. Doktorlar artık kısmen de olsa tümöre hiçbir müdahalede bulunamayacaklarını söylüyorlardı. Üstelik nefes darlığı daha da şiddetlenmiş, İbrahim Güzel hareket etmekte bile güçlük çekmeye başlamıştı. Hekimlere göre İbrahim Güzel’in sadece birkaç haftalık ömrü kalmıştı. “Bu cümleyi duyunca sanki göğsüme bir taş çarpmış gibi yüreğimde keskin bir acı hissettim. Hekime, ‘6 ay içinde ameliyat olmam gerekiyor demiştiniz, henüz 3 ay oldu” dediğimde, tümörün öngörülen süreden daha hızlı büyüdüğü ve hiçbir müdahale bulunamayacağı tekrarlandı. Adeta ölüme terk ediliyordum” diyerek anlatıyor yaşadığı o kaygılı süreci İbrahim Güzel.
Hiç beklemedikleri anda gelen müjde! 
Bunun üzerine son bir umutla bir süredir sosyal medyadan takip ettikleri Acıbadem Maslak Hastanesi’nde görevli Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Halezeroğlu’na mail yoluyla başvurdu Güzel ailesi. İşte 3 yıldır bekledikleri o cümle hiç ummadıkları anda yine mail yoluyla geldi; raporları inceleyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Semih Halezeroğlu tümörü tümüyle alabileceğini belirtiyordu. 
24 santimlik dev tümör tümüyle temizlendi
Yapılan tetkiklerin ardından İbrahim Güzel Acıbadem Maslak Hastanesi’nde ameliyata alındı.  Kalbi, diyaframı ve kaburgaları saran 24 santimlik tümörü tümüyle temizleyen Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Halezeroğlu kritik ameliyat sürecini şöyle anlattı: 
“Akciğerde oluşan tümör zamanla büyüyerek 24 santime ulaşmış ve kalp, diyafram kası ile kaburgalara yayılmıştı. Sol akciğer artık çalışmıyordu. Tümörü tümüyle temizlemek için sarmış olduğu kalbin zarını, diyaframı ve kaburgaların bir kısmını da çıkarmak gerekiyordu ki bu son derece özellikli, ileri tecrübe gerektiren ve riski yüksek bir operasyondu. Ancak söz konusu hayat ise riski göze almak gerekiyordu. Biz de tümörle birlikte kalp zarı, diyafram ve kaburgaları birlikte çıkardık. Ardından bu bölümlere suni kalp zarı ve yine suni diyafram yerleştirdik, çıkarmış olduğumuz kaburgaların yerine de özel koruyucu malzemeler yerleştirdik. Operasyondan sonra çektiğimiz bilgisayarlı tomografide hiçbir tümör dokusu kalmadığı tespit edildi. Hastamız artık sağlığına kavuştu. Tümörden aldığımız parçayı gen analizi için Amerika’ya gönderdik. Gelecek olan sonuçlara göre, ihtiyaç varsa tümörün bir daha oluşmaması için koruyucu tedavi uygulayacağız.”