Torpiliniz yok ise eğer bir çay bile içemiyorsunuz. İçseniz bile çayı ya bayattır ya da gönülsüz  verilmiştir. Yani anlayacağınız bir çay içebilmek için bile torpil lazımdır. 
Yukarda söylediğim cümleleri Şanlıurfa için yazdım. Sizler isterseniz bunu günümüz Türkiye’sine uyarlayabilirsiniz. Sonuçta Türkiye’nin gerçeği Şanlıurfa’nın da gerçeği olarak kabul etmemiz gerekiyor. Yüksek yerlerde, makamlarda diyebiliriz amcanız dayınız yoksa işiniz zor. Dayı ile amcanın haricinde selam vermişliğiniz yok ise işiniz zor olmaz. Bir dayınız amcanız yoksa bir adım geridesinizdir hayatta. Bu cümleleri neden kurduğumu birazdan anlayacaksınız. 
Yaklaşan yerel seçimler öncesin kulisler çok hareketli. O olacak bu olacak. Belirlenen isimler Ankara’ya çağrıldı. Bugün yarın açıklanacak.  Çağrılmayanda Ankara’ya gitti. Uçağa binerken fotoğrafına da çekerek gittiğini herkese gösterdi. Vardır onunda bir bildiği veya torpili. 
Maalesef oldukça normal ve normal görüldüğü kadar yaygın bir hal aldı. İli veya ilçeyi yönetecek kişi için liyakat önemli değil. Torpili veya tanıdığı var ise gerisi boştur. Zaten yanlış olanın normalleşmesi kadar tehlikeli bir algı olamaz. Yapanlar da yaptıklarının ahlaki ve vicdani boyutunu düşünmeden ne de olsa herkes yapıyor deyip kendilerince geçerli gerekçeler sunuyorlar.
Taktik dehası olan Muhtar adayları… 
İlçe adayları için herkes kendine yakın isimleri dillendirirken benim dikkatimi meclis üyeliği ve muhtarlık için başvuranlar çekti. İsmini gizleyen muhtar adayları da mevcut. Muhtarlık düşündüğü mahallenin belediye başkan adayı belli olsun onlarda ortaya çıkacak. Muhtar adayı olmak için bir tarih verilmediği için onların kafası rahattır. Bekleyip görelim taktiğini uygulayacaklardır. Yani muhtar adaylarımız işini bilir.  
“Hizmet için adayım” klişesi 
Başka ne için aday olacaksın ki? Tabi ki hizmet edeceksin. Vatandaşa yardımcı olacaksın. Mahalleli seni bilecek. Destek olacaksın, yardım edeceksin. Muhtar olmayanın amacı zaten bunlar değil mi? Projelerinizi sormuyorum. Biliyorum ki yok. Eğer bir muhtar adayımız bana ulaşıp projelerini sunarsa o başka. 
Gelelim Meclis Üyesi adaylarına. Son günlerde sosyal medyada başvurumuzu yaptık cümleleri ile fotoğraf paylaşan arkadaşlara. Bir soru sorayım; Torpiliniz var mı? Var ise hayırlı olsun. Yok, ise neden yok. Bu zamanda torpil bulmak bu kadar zor olmamalı. Çünkü adalet yok. Meclis üyesi ne iş yapar ve yapacak?
Meclis toplantılarında karar vermek dışında, komisyonlarda görev alırlar. En önemli komisyonlar: imar plan bütçe ve hukuktur. Bu komisyonların içerisinde en önemlisi imar komisyonudur.  Onu seçimler bittikten sonra yazacağım. Meclis üyeliği için kriter yoktur. Çünkü meclis üyesi seçiminde liyakat, deneyim, mesleki bilgi çok önemli değildir. Benden olsun, dediğimi yapsın, din kardeşim olsun, aşiretimden olsun. Gazeteci olsun, bana oy versin. 
Böyle seçilen meclis üyeleri de kendini bir şey sanıp, yakasına amblemi takar, halkın arasında boy gösterir. En güzel şey onlar için bol bol yurt dışı gezilere gitmek, yemeklere, toplantılara katılmaktır. Birbirlerini kıskanır, çekiştirir, yerden yere vururlar. Başka işleri yok ki…
Yazımı şu hikâye ile bitirmek istiyorum;

Eski zamanlarda Neccarlık (Mobilya) işi yapan biri varmış. Zamanın idarecisi onun eşini görmüş ve bir şekilde adamı öldürtüp eşini almak istemiş. Bunun için kendine göre bir plan kurmuş.
Neccara haber göndererek kendisinden bir gecede yüz tabut yapmasını istemiş. Yüz tabut yapmadığı takdirde kafasını keseceğini söylemiş. Zavallı Neccar işe koyulmuş akşama kadar ancak bir tabut yapabilmiş.
Neccar, beşeri sisteme göre ertesi sabah kafasının kesin kesileceği düşüncesi ile aşırı dalgın eve gelmiş. Bu durumu fark eden eşi,
– Hayırdır Necar usta hasta mısın ne oldu sana böyle?
– Sorma hanım başımıza gelenleri
Diye başlayarak sarayda olanları anlattı. Bunu duyan karısı büyük bir vakarla
– Necar Usta kalk ve her zaman yattığın gibi yat. Allah birdir kapıları bin.
Eşi kendisine hüzünlenmemesini, Allah’a tevekkül etmesini ve Allah’ın binlerce kapı açabileceğini, insanların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabının olduğunu ve umudunu yitirmemesini anlatır. Eşini rahatlatır.
Sabah erkenden Neccar’ın kapısı çalınır. Kellesinin kesin gideceği korkusu ile Neccar kapıya yönelirken kendisine şöyle seslenilir:
Usta acele et Paşamız ölmüş kendisine bir tabut hazırla? derler. Gönül rahatlığı ile akşam hazırladığı tabutu kendilerine verir.
Zulmün devreye girdiği, zulüm ile bir şeyler yapılmaya çalışıldığı ve haksızlık yapılacak durumlarda; Zulme uğrayacak İnsanların güç ve imkânı yetmediğinde/tükendiğinde yapılacaklar Allah’ın gayretine dokunur. 

Esen Kalın