Hükümet 3 milyon 200 bin memur ile 2 milyona yakın memur emeklisinin 2020 ve 2021 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 5. Dönem Toplu Sözleşmesi kapsamında zam teklifini bir kez daha güncellemişti.
Memur-Sen, 2020 yılının ilk altı ayı için yüzde 4, ikinci altı ayı için yüzde 4, 2021 yılının ilk 6 ayı için yüzde 3, ikinci altı ayı için yüzde 3 oranında yaptığı zam teklifini kabul etmemişti.
Bu teklifle müzakere edilemeyeceğini açıklayarak 20 Ağustos’ta iş bırakma eylemi yapan Memur-Sen bugün de 81 ilde ortak bir basın açıklamasını düzenleyeceğini açıkladı.
Saat 12:00’de “Emeğe kıymet, adalete davet” çağrısıyla yapılan açıklamada, kamu görevlilerinin beklentileri dile getirildi.
Memur Sen Şanlıurfa şubesi binasının önünde basın açıklaması yapan Şube Başkanı İbrahim Coşkun şunları kaydetti:”
Uyuşmazlıkla sonuçlanarak Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna giden 5. Dönem Toplu Sözleşmede, kamu görevlilerinin haklı beklentilerini dile getirmek ve kazanımları arttırmak için bugün 81 ilde “Emeğe Saygı, Adalete Davet” temasıyla sahadayız.
Memur-Sen olarak pazarlık sürecinde eylemlerle, basın açıklamalarıyla, iş bırakmalarla sahada olduk ve Kamu Görevlileri Heyetini destekledik. Bugün de aynı kararlılıkla ve örgütlü gücümüzle meydanlardayız.
Memur-Sen’in tekliflerinin tümü makul olmasına karşın maalesef kamu işvereni makbul tekliflerle gelmediğinden süreç uyuşmazlıkla sonuçlanmış ve Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna gitmiştir.
Biz Memur-Sen olarak, süreç boyunca masanın ve müzakerenin önemine inanarak çözüm üretmeye odaklandık ve sürecin uzlaşmayla sonuçlanması için büyük bir özveriyle çalıştık.
Süreç tıkandığı anda bile “Gelin Hakem Kuruluna 3 günlük başvuru sürecini 1 güne indirelim ve müzakere sürecini 2 gün daha uzatalım, masada sorunları çözelim” dedik ama teklifimiz kabul edilmedi.
Dün dedik bugün de diyoruz: Memur-Sen’in teklifleri milletin talepleridir. Çünkü bu teklifler milletin maşeri vicdanında makes bulmuş adil ve hakkaniyetli tekliflerdir.
Bu nedenle, Kamu İşvereninin, Merkez Bankasının gerek beklenti anketinde gerekse kendi tahmininde ifade ettiği rakamların altında kalan tekliflerle gelmesini kamu görevlilerinin emeğini değersizleştirmek olarak görüyor ve algılıyoruz.
Maalesef, Hakem Kuruluna gitme süreci de Kamu İşvereni tarafından hakkaniyetli yürütülmemiştir. 20 günlük, adeta insanüstü çabalarla görüşülerek üzerinde uzlaşma sağlanan azımsanmayacak sayıda kazanımlarımız Hakem Kuruluna giderken yok sayılmıştır.
Yasanın açık hükmüne aykırı bir şekilde; uyuşmazlık tutanağı düzenlenmeden, bu konuda bağlı sendikalardan hiç biriyle görüşülmeden ve sanki sendikalar imzadan kaçmışlar gibi tespit tutanağı tutulmuştur.
Şayet, kamu görevlilerine teklif edilen zam oranları alın terimizin hakkını teslim eden bir düzeyde olsaydı, enflasyon karşısında eriyen alım gücümüzü güçlendirseydi, ülkenin ekonomik tablosu ve hükümetin açıkladığı rakam ve hedeflerle uyumlu olsaydı elbette Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna gitmeye gerek kalmaz ve tarafların tümü için memnuniyet üretilmiş olurdu.
Ancak bütün çabalarımıza karşın kamu görevlilerinin emeğinin değerini teslim eden bir teklifle gelinmediği için Hakem Kuruluna gidilmiştir.
Bizler artık bunları geride bırakmış ve bütün dikkatlerimizi Hakem Kuruluna yöneltmiş durumdayız. Hakem Kurulunun sağduyu ile konuya yaklaşacağına olan güvenimiz tamdır. Memnuniyet üretmek için hala geç olmadığını, artık bu sorumluluğun Hakem Kurulunda olduğunu hatırlatıyoruz.
Bir kez daha buradan güçlü bir şekilde vurgulamak istiyoruz: Kamu görevlileri olarak bizlerin asla kabul edemeyeceği tavır, alın terimizin değersizleştirilmesi, taşıdığımız misyonun görmezden gelinmesidir.
Biz bu ülkenin alın teriyiz.
Biz devlet hizmetlerinin kesintisiz sürmesinin, devlet aygıtının işlemesinin teminatıyız.
Biz ailelerimizle birlikte 20 milyonluk bir kitleyiz.
Tekliflerimizde haklıyız, tavrımızda hakkaniyetliyiz.
Unutulmamalıdır ki kamu görevlilerinin memnuniyeti milletin memnuniyetidir.
Hakem Kurulunun de bu gerçekten sarf-ı nazar etmeyeceğini umuyor ve bekliyoruz.
Milyonlarca insanı ilgilendiren genele ve 11 hizmet koluna ilişkin ve her biri bir sorunun çözümü, bir mağduriyetin giderilmesi anlamına gelen toplam 650 teklifimizin Hakem Kurulu tarafından dikkate alınmasını istiyoruz.
Biz Hakem Kurulundan, refahın tabana yayılmasını, gelir dağılımında adaletin sağlamasını istiyoruz.
Biz, refahtan pay, paylaşımda adalet istiyoruz.
Biz, kamu görevlilerinin yaşam standardını yükseltecek, emeğin hakkını takdir edecek bir karar bekliyoruz.
Biz Hakem Kurulundan; elektrik ve doğalgaz zamlarının art arda yaşandığı, ulaşım ve barınma giderlerinin yükseldiği, enflasyonun tahmin ve hedeflerin üzerinde çıktığı, alım gücünün düştüğü, pek çok gider kaleminde artış yaşandığı bir süreçte bütün bunların dikkate alındığı adil ve hakkaniyetli bir hüküm bekliyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra yapılan bu ilk Toplu Sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanarak her ne kadar Hakem Kuruluna gitmiş olsa bile, Hakem Kurulunun bu ülkenin bütçesi ve cüssesiyle ve de kamu görevlilerinin beklentileriyle uyumlu bir hüküm ortaya koyacağına inanıyoruz.
Çünkü Memur-Sen olarak biliyor ve diyoruz ki Türkiye; varlığının ve güvenliğinin teminatı olan kamu görevlilerinin maaş, ücret ve alım gücünü yükseltecek ekonomik güce, siyasi özgüvene, politik perspektif ve bilince fazlasıyla sahiptir.”ifadelerini kullandı.
RHA