Sonbaharla birlikte başta soğuk algınlığı ve grip olmak üzere birçok hastalık kolayca kapımızı çalabiliyor. Her dönem kendini yenileyen bakteri ve virüsler hastalıkları daha uzun ve ağır geçirmemize neden oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Nadide Can “Bu hastalıklardan korunmak ya da sağlığımıza kısa sürede kavuşmak için şifayı doğal besinlerde aramalıyız. Bitki çayları da doğal içerikleri ile bizlere fayda sağlamaktadır. Ancak bitki çaylarının da bazı hastalıklarda fayda yerine zarar verebilmesinden dolayı bu çayları bilinçli ve aşırıya kaçmadan tüketmeli hatta bazı durumlarda hiç tüketmemeliyiz” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Nadide Can, sonbaharda bağışıklığınızı güçlendirecek 6 doğal karışımı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

ZENCEFİL

Soğuk algınlığı ve ateş gibi şikayetlerde zencefil doğal bir şifa kaynağı. Kan şekerini dengelemeye, ödem gidermeye, kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye, mide kramplarını azaltmaya yardım ediyor. Taze zencefili kabuk tarçın, portakal kabuğu ve karanfil ile hazırlayarak tüketebilirsiniz.

Zencefilin tüketilmemesi gereken durumlar:

Sedef veya safra kesesi hastalığında yüksek miktarda zencefil tüketimi kanamaya neden olacağından dikkatli olunmalı. Zencefil tüketiminin anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkilediğine yönelik de birçok çalışma bulunuyor. Zencefil, pıhtılaşma bozukluğuna sahip kişilerin kullandığı ilaçlarla etkileşime girerek ilaçların fonksiyonunu engellediğinden, aynı anda birden fazla ilaç kullanıyorsanız, zencefil tüketimi hakkında doktorunuza veya diyetisyeninize mutlaka danışın.

IHLAMUR

Ihlamur tüketimi öksürüğü azaltmaya yardımcı olabilir. Flavonoid içeriğiyle iltihabı gideriyor ve vücut direncini artırarak tedaviye yardımcı oluyor. Uykusuzluk ve strese de iyi geliyor. Ihlamuru karanfil, kabuk tarçın, defne yaprağı, taze zencefil, ayva ve ayva çekirdeği ile hazırlayarak tüketebilirsiniz.

Ihlamur çayının tüketilmemesi gereken durumlar: 

Ihlamur çayı kan sulandırıcı etkisinden dolayı, kanamalara sebebiyet verebiliyor. Hamilelikte tüketilmemesi gerekiyor. İlaç etkileşimlerinden dolayı kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

ADAÇAYI

Adaçayı; içeriğindeki bileşimler ve etkin bir yağ olan cineol içermesi sayesinde doğal bir antibiyotik özelliği taşıyarak hem bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı gerçek bir koruyucu görevi üstleniyor hem de öksürüğe iyi geliyor. Yaklaşık bir su bardağı suda bir tatlı kaşığı taze adaçayını 10 dakika ağzı kapalı olarak demleyin. Demleme süresi tamamlandıktan sonra bitkiyi daha fazla suyunun içinde bekletmeyin, mutlaka süzüp ayırın. Günde iki-üç defa gargarasını yapabilirsiniz. Hazırladığınız gargarayı iki gün bozulmadan kapalı bir dolapta saklayabilirsiniz. Ayrıca, bir ayı geçmemek üzere günde bir çay bardağı adaçayı içebilirsiniz.

Adaçayının tüketilmemesi gereken durumlar:

Mide ve onikiparmak bağırsak ülseri olan kişiler, hepatit ve akut gastrit hastaları, düşük yapma riskini artıran bazı maddeler içerdiğinden hamileler ve emziren anneler tüketmemeli. Fazla adaçayı kullanımının beyine toksit olabileceği kanıtlandığından epilepsi hastaları da adaçayı tüketmekten kaçınmalı.

PAPATYA

Papatya çayının etkin maddelerinden olan apigenin regl döneminde rahatlatıyor. İçerdiği alfa-bisabolol ve arzulene maddeleri ile mide ülserine karşı fayda sağlıyor. Karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışmasında ve vücudun toksinlerden arındırılmasında doğal yardımcılardan bir tanesidir. Regl döneminde her gün tok karnına, demleyip içeceğiniz bir bardak papatya çayı sizi rahatlatırken, regl döneminden üç gün önce başlanması da etkinliği artırıyor.  

Papatya çayının tüketilmemesi gereken durumlar:

Papatya çayı bazı alerjik reaksiyonlara yol açabilirken, kan sulandırıcı ilaçlar ile etkileşime girebileceğinden dolayı bu tür ilaçlar ile birlikte kullanmayın. Gebelik dönemi ve emzirme döneminde tüketmeden önce mutlaka doktorunuza ya da diyetisyene danışın. Yine çocuklarda ne tür yan etkilere yol açtığına dair yeterli çalışma bulunmadığından çocukların ve bebeklerin tüketmemesi gerekiyor.

KURUTULMUŞ KİRAZ SAPI

Kiraz sapı; kendine özgü kimyasal yapısı ve mükemmel biyokimyası sayesinde, tedavi amaçlı kullanıldığında etkin maddelerini daha güçlü kılıyor. Kiraz, tuz dengemizi olumsuz etkilemeden vücuttan su atımını sağlarken aynı zamanda kanı sulandırmaya yardımcı oluyor. Sabahları aç karnına tüketeceğiniz bir avuç kiraz kötü huylu kolestrolün (LDL) olumsuz etkisine karşı iyi bir savaşçı olup, trigliseridin ve kolestrolün düşürülmesinde ve dengelenmesinde etkili olabiliyor. Gerek toksinleri atma gerekse dolaşım bozukluğuna karşı; kaynamakta olan bir litre suya yaklaşık bir avuç kiraz sapını atıp 7 dakika ağzı kapalı olarak kısık ateşte kaynatın. Kaynama süresi tamamlandıktan sonra, soğumasını beklemeden süzün ve bir şişeye doldurarak buzdolabında koruyun. Yemeklerden yarım saat önce veya yemeklerden iki saat sonra günde sadece bir su bardağı içebilirsiniz. Bir hafta uyguladıktan sonra üç gün ara verin, diğer hafta tekrar uygulayın ve kürü sonlandırın. Üç günden sonra artan miktarı kullanmayın. Kiraz saplarını kesinlikle sıcak suda yıkamayın, soğuk su kullanabilirsiniz.

Kurutulmuş kiraz sapı çayının tüketilmemesi gereken durumlar:

Kan sulandırıcı ve ödem atıcı etkisi sayesinde devamlı olarak tüketilmemesi gerekiyor. Kiraz sapı çayını çocuklar, hamileler ve emziren kişilerin de tüketmemesi gerekiyor. Emziren annelerde sütün lezzetinin değişmesine ya da bebeğin az da olsa etkilenmesine neden olabiliyor.

YEŞİL ÇAY

Yeşil çay; soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı iyi geldiği gibi, hazımsızlığı gideriyor, vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor, içerdiği polifenolik bileşikler sayesinde mideyi koruyor, kanser görülme sıklığını azaltabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Yeşil çaydan en üst düzeyde faydalanabilmek için; 90 derecedeki suda 2 dakika boyunca yeşil çay yapraklarını bekletebilirsiniz. Yeşil çayı; elma, limon, karanfil, tane karabiber, taze nane, kabuk tarçın ve bal ile hazırlayabilirsiniz.

Yeşil çayın tüketilmemesi gereken durumlar:

Yeşil çayın aşırı tüketimi; özellikle hamileler için oldukça tehlikeli olduğundan doktora danışmadan kesinlikle tüketilmemeli. Ayrıca yeşil çayın fazla tüketilmesi durumunda;  vücuttan olması gerekenden fazla sıvı atımı gerçekleşip bu durum kalsiyum atılımını ilerleyen süreçlerde etkileyerek osteoporoz gibi kemik hastalıklarına da yol açabiliyor. Antihipertansif ilaçların etkinliğini artırabileceğinden dolayı yüksek tansiyonu olanların yeşil çay tüketmesi sakıncalı.