Dünyada milyonlarca kişiyi etkileyen ve halk arasında göz tansiyonu olarak da bilinen glokom, ihmal edildiğinde görme kayıplarına ve hatta körlüğe sebep olabilen önemli bir sağlık sorunu… İleri yaş, genetik yatkınlık, sigara kullanımı, şeker hastalığı, yüksek veya düşük kan basıncı, uzun süreli steroid tedavisi, miyopi ve göz yaralanması gibi faktörler, glokom riskini artırıyor.

DoktorTakvimi.com uzmanlarından Op. Dr. Hasan Oğuzhan, son derece sinsi ilerleyen bu hastalığı şöyle açıklıyor: “Göz içerisindeki bazı dokuların beslenmesi ve düzenli çalışması için göz içi sıvı üretilir ve görevini tamamladıktan sonra gözden tahliye edilir. Bu sistem bozulur ve sıvı göz dışına atılamazsa göz içi basınç artar ve buna glokom denir. Bu problemin en sık görülen nedeni tahliye kanallarında daralma veya tıkanıklık oluşmasıdır. Bu durum ilerleyen yaşla birlikte sıklıkla görülür. Göz içi basıncın uzun süreler yüksek seyretmesi görmeyi sağlayan optik sinire zarar vererek görme kayıplarına ve körlüğe sebep olabilir.”

Belirtileri türe göre farklılık gösteriyor
Glokomun farklı türleri olduğunu ve belirtilerinde türe göre farklılık gösterdiğini anlatan Op. Dr. Oğuzhan, bu belirtileri şöyle sıralıyor: “Bebeklik ve çocukluk çağında gözlerde sulanma, ışığa karşı hassasiyet, korneada büyüme görülür. Erişkin dönemde ise kapalı açılı glokomda, baş ağrısı, şiddetli göz ağrısı, gözlerde kanlanma ve bulantı ve kusma şikayetleri ile birlikte bulanık görme akut glokom belirtisi olabilir. Primer açık açılı glokomda belirtiler daha sinsi seyreder, görme kayıpları %40’lara varana kadar belirti vermeyebilir. Bu noktadan sonra görme alanında oluşan nokta veya tünelden bakıyormuş gibi görme şeklinde şikayetler görülebilir ve oluşan görme kusurlarının tedavisi mümkün olmayacaktır.”

Optik sinir zarar görürse geri dönüşü mümkün olmuyor
Glokom teşhisi konulduktan sonra tamamen iyileştirilip ortadan kaldırılması mümkün olmuyor. Ancak kontrol altında tutularak görme kaybının ilerlemesi engellenebiliyor. Kısacası hastalığın tedavisi hastanın hayatı boyunca devam ediyor. Glokom sonucu optik sinir zarar görür ve görme kaybı oluşursa geri dönüşünün mümkün olmadığını söyleyen Op. Dr. Hasan Oğuzhan, vücutta birçok dokunun kendini yenilemesine rağmen sinir dokusunun yenilenmediği, bu nedenle glokomun erken dönemlerde tespit edilmesinin ve kontrol altına alınmasının önemli olduğunun altını çiziyor.

Ailede glokom varsa yılda bir kontrol şart
Op. Dr. Oğuzhan, erken teşhisin sağlanabilmesi için belirtiler takip edilmeye çalışılsa da hastalık sinsi ilerlediğinden glokomun tanısı için kesin yöntemin göz tansiyonunun ölçülmesi olduğuna dikkat çekiyor. Op. Dr. Oğuzhan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu nedenle gözle ilgili problemler dikkate alınmalı, en az iki yılda bir göz muayenesi yapılarak göz tansiyonu ölçülmelidir. Eğer ailede göz tansiyonu hikayesi varsa hastalıkta genetik yatkınlık söz konusu olabileceğinden yılda bir muayeneye gidilmelidir. Farklı çeşitlerde glokomlara ilaç tedavileri, ameliyat ve lazerle glokom tedavisi uygulanabilir. Glokomun ilerleyici bir hastalık olması sebebiyle göz doktorunuzun göz damlalarınızı değiştirmek veya tedavinize başka göz damlalarını eklemek zorunda kalabilir. Bu değişikliklerin yapılmasındaki ilk neden göz içi basıncını kontrol altında tutabilmek ve görme alanınızı korumaktır. Ayrıca kullandığınız damlaların ortaya çıkabilecek yan etkileri de bu değişikliklerin yapılmasını gerektirebilir. Glokom ameliyatı göz içi sıvısının tahliyesini düzenleyen cerrahi girişimlerdir. Ameliyat uygulanıp uygulanmayacağı glokomun çeşidine ve şiddetine bağlıdır. Lazerle glokom tedavisi ise hastalığın ilerlemesini önlemede kullanılır.”