Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube Başkanı Abdullah Melik, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Başkan Melik mesajında önlem alınmadığı takdirde, Türkiye’nin çölleşeceğini söyledi.

İşte Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube Başkanı Abdullah Melik’in mesajı:

“Birleşmiş  Milletlerin 1992 yılında Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda önerilen  “Dünya Su Günü” 22 Mart olarak ilan etti;  gerek BM üyelerinin, gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik olması amacıyla bu isme bir gün adamak anlamında oluşturuldu.

20. Yüzyılda insan nüfusu 3 kat artmasına karşın tüketilen su miktarı 7 kat artış göstermiştir. Tüm bu değerler su kaynaklarını bilinçli ve etkin kullanmaya yönelik önlemler almamız gerektiğinin bir göstergesidir. Suyun plansız, verimsiz ve aşırı kullanılması, su kirlenmesi ve su kaçakları en büyük sorundur. Tarımsal sulamanın kontrolsüz olması, tüketim çılgınlığı, küresel iklim değişikliği ve insanların su tüketim alışkanlıkları su kaynaklarının tüketilmesinin nedenidir. Su kaynaklarının korunması için öncelikle insanların su hakkında bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Türkiye su zengini bir ülke değildir; aksine, yılda kişi başına düşen 1615 m3 kullanılabilir su miktarıyla su azlığı çeken ülkeler arasındadır. 2030 yılına kadar nüfusun 100 milyona çıkacağı ve yılda kişi başına düşen suyun 1125 m3 olacağı öngörülmektedir. BM Çevre Programı’nın (UNEP) tahminlerine göre Türkiye önlem alınmazsa Avrupa’da çölleşmenin ilk başlayacağı ülkeler arasındadır.

Son yıllarda yer altı sularının aşırı tüketilmesi nedeniyle ülkemizin birçok bölgesinde su sorunu görülmeye başlanmıştır. İşlenebilen 19 milyon hektar tarım arazisinin 3 milyon hektarı yağışların azlığı nedeniyle her yıl nadasa bırakılmaktadır. Ülkemizde sulamaya açılan alanların büyük bir kısmında da hala geleneksel yüzey sulama yöntemleri uygulanmaktadır. Salma, tava ve karık sulama yöntemleriyle sulanan alanlarda su kaynakları etkin kullanılmamaktadır. Yüzde 70’e varan su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerini kurmak, su kayıplarını azaltmak, aşırı ve yanlış sulamanın topraklarımıza ve çevreye verdiği zararlı etkileri en aza indirmek zorundayız. Tabi bunun yanında tarımsal sulamada enerji maliyetlerinize düşürmeliyiz. Vahşi sulama dediğimiz yüzey sulama metotlarına son vermemiz şarttır. Tarım alanlarında su kullanımını azaltmak için bitki ve toprak su istekleri göz önüne alınarak uygun sulama teknolojisi kullanımı zorunlu hale getirilmelidir.

Dünya’nın % 70. 9’ u sularla kaplıdır. Bunun %97’si tuzlu sudur, %2.7’si ise buzullarda donmuş bir şekilde bulunmaktadır. İnsanlığın kullanabileceği göl, ırmak, dere gibi tatlı su kaynaklarının yüzdesi ise sadece %0,3’tür. 2050 yıllına kadar suya olan talebin yüzde 55 artış göstermesi bekleniyor. Tatlı suyun yüzde 70’i tarımda kullanılıyor. Dünya Sağlık Örgütü günde yaklaşık 22 litre suyun insanların temel kullanım ve temizlik ihtiyacını karşılayabileceğini belirtiyor. Türkiye’de kişi başı günlük ortalama su miktarı ise 217 litre. Türkiye’de suyun yüzde 72’sinin sulama, yüzde 11’inin sanayide, yüzde 16’sının içme ve kişisel kullanımda kullanılıyor. Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı 4 bin metreküpten 1430 metreküpe indi. Bu rakam bizi su azlığı çeken ülkeler sınıfına ekliyor.

İnsan, bitki ve hayvan beslenmesinde su zaruri bir ihtiyaçtır onun için gelecek nesillere daha sağlıklı ve su ihtiyaçlarını giderebilmeleri için su kaynaklarımızı doğru ve yerinde kullanmalıyız. SU HAYATTIR...”