MTÜ Rektörü Prof. Dr. Karabulut, Ahaber kanalında yayınlanan Gece Ajansı adlı haber programına konuk oldu.
Rektör Prof. Dr. Karabulut, koronavirüs il mücadeleye yönelik alınan önlemlerin güzel sonuçlarının alınmaya başladığını ifade ederek, “Ramazan ayına girdik. İftar ve sahurlarda bir araya geliyoruz. Koronavirüsün iyileşme sürecine geçmesi nedeniyle önlemlerin artırılmasını güzel sonuçlarını Sağlık Bakanlığımız açıkladı.” dedi.
Ramazan ayında en çok tüketilen gıda ürünlerinden olan pideni nedeniyle fırınların önünde kalabalıkların oluşmasının koronavirüs nedeniyle sakıncalı olacağını vurgulayan Prof. Dr. Karabulut, “Ben evde bir anne olarak, tam buğday unu varsa onunla, yoksa hangi un varsa rahatlıkla ekmek yapabiliriz. Hatta evde yapılan ekmeğin içerisine antioksidan aktiviteyi arttıracak bir takım evde ne varsa, keten tohumu gibi, ben özellikle üniversitemizin de ürünü olan kayısı çekirdeği tozu koyuyorum.” dedi.
Koronavirüs ile mücadelede alınan önlemlerle Türkiye’nin çok iyi bir noktada olduğunu aktaran Prof. Dr. Karabulut, “Sayın Cumhurbaşkanımızın, Bakanlıklarımızın aldıkları tedbirlerle iyi bir noktadayız.
Sağlık Bakanımızın ve sağlık profesyonellerimizin de desteğiyle; bugün iyileşen vaka sayımız pozitif vaka sayımızı geçti, bu durum evde kalarak, kurallara uydukça devam edecek inşallah. Mili Eğitim Bakanımız ilköğretim ve ortaöğretimde uzaktan eğitim de; Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Üniversitelerimizin eğitim sürecini aksamaması için gereken tedbirleri, çok hızlı bir şekilde aldılar. Koronavirüs ile mücadelede alınan sonuçlar Ramazan ayı sürecinde de benzer şekilde devam etmeli. Çünkü sosyal izolasyon çok önemli. Bu süreçte obeziteye çok dikkat etmeliyiz.” diyerek evde hareketsiz kalınmaması gerektiğine işaret etti.
Prof. Dr. Karabulut, kırmızı renkli meyveler ile altın renkli meyvelerin özellikle tüketilmesini önerirken, acı kırmızı biberin licopen açısından ve yeşil biber C vitamini açısından zengin sebze olduğunu belirterek, acı ve tatlı kırmızı biberin de bu dönemde tüketilmesi gerektiğini kaydetti. Malatya kayısını ve kayısı çekirdeğinin de bu dönemde ciddi olarak tüketilmesini önerdiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Karabulut, “13. Yüzyılda salgın çıktığında bir çorba yapmışlar içerisinde böğürtlen, zambak, kayısı çekirdeği, mantar konulmuş. Bu meyvelerden çorba yapılarak 13. Yüzyılda salgın sürecinde ve sonrasında kullanılmış. Reyhan da özellikle kullanılmalı. Reyhan Ballıbabagiller ailesinden olup antienflamatuar etkisi var, içine tarçın ve karanfil konularak şekersi limonla şerbet veya çay olarak tüketilmeli. Zencefil, karanfil, erik, tarçın, zerdeçal gibi pekmezinde içerisine konabileceği, yani şekerden uzak olunabileceği ürünler tercih edilmeli. Bu sürecin ardından evde çıktığımızda kilolu çıkmamak için. Sağlıklı bir şekilde yürüyebilmek için beslenmemize dikkat etmeliyiz. C vitamini olarak Limon ve yeşilbiber, kivi, porokoli, haşlanmış karnabahar. Şalgam ve kırmızı lahana bu dönem tüketilebilir. Şuanda çilek var, yoğurda katılarak tüketilebilir. Şeker ihtiyacı için kayısı, üzüm, çilek karışımı yapılarak tüketilebilir. İftardan sonra şeker ihtiyacı yerine yoğurdun içine katılacak kuru meyvelerle ve tahıllarla zenginleştirilerek tüketimi yapılabilir. Ulaşma imkanı varsa balık tüketimi de çok önemli. Evde ne varsa sağlıklı bir şekilde kullanalım” şeklinde konuştu.
Toplu iftarlardan kesinlikle kaçınılmasını ve Ramazan yardımlarının da kolilerle ulaştırılması gerektiğini aktaran Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Karabulut, “Kesinlikle stresi bertaraf edecek uğraşı bulmalıyız, pozitif düşünüp antioksidanları tüketmeliyiz. Düzenli uyku almayı ihmal etmemeliyiz. Bu dönem evde bulunmamız nedeniyle mutfağa sık gitmemeliyiz. Ramazan ayında bol bol meyve sebze tüketmeli ve proteinden zengin beslenmeli. Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Evde orta derece de egzersiz yapılmalı. Yaşlılarımızı kesinlikle ihmal etmemeliyiz. Evlerde de sosyal aktivetiler gerçekleştirebilir. Kadınlar el işi yapabilir, kitap saatleri ile bol bol kitap okunabilir. Strese girmeden elimizdeki imkanları mutlu olma faktörleri olarak görmeliyiz. Şükretmek için birçok faktörün olduğunu görebilmeliyiz. Mümkün oldukça evde iş ve uğraş terapisi uygulamalıyız. Çocukların internet kullanımı mutlaka kontrollü olmalı. Ramazan ayında oruç tutmak immün sistemi güçlendiriyor. Kesinlikle sigara içilmemeli. Fransa’daki bir makalede ACE-inhibitör etkisi söylenmiş. Ama bunun yanında onlarca sigaranın zararını anlatan makalelerde var. Benimde bu konuda çalışmalarım bulunuyor. Sigarada onlarca kimyasal var. Hem Ramazan ayı, hemde corona sürecini fırsat bilerek sigaradan uzak durulmalı. Ramazan ayının sağlığa olan katkısını da düşünerek moral ve manevi değerlerimizi bu süreç de daha fazla yüksek tutmalıyız.” ifadelerini kaydetti.