Şanlıurfa HDP Milletvekili Ömer Öcalan, Urfa'nın sağlık sorunlarının tespit edilmesi için araştırma önergesi vererek, meclis komisyonu kurulmasını talep etti.

İşte Şanlıurfa HDP Milletvekili Ömer Öcalan meclise sunulan o araştırma önergesi:

"İnsanlık mirasının en eski yerleşim merkezlerinden olan Urfa'nın tarihi M.Ö 12 bin yıllarına kadar uzanmaktadır. 10000 yıl boyunca Neolitik çağa beşiklik eden Urfa'nın günümüzde aşırı nüfustan işsizliğe, enerji sorunundan çevre sorununa, mevsimlik işçi sorunundan eğitime, ulaşım sorunundan sağlık sorunlarına kadar büyük sorunlarla boğuşması sahip olduğu bu tarihi değer ve önemine denk düşmemektedir. Özellikle sağlık alanında yaşanan sorunlar büyük bir probleme dönüşmüş durumdadır.

Sağlık hakkı, ülke sınırları içerisinde yaşayan bütün yurttaşların hiçbir ayırıma tabi tutulmaksızın beden ve ruh sağlığı yerinde bir şekilde hayat sürebilmeleri hakkıdır. Yani tüm vatandaşların, sağlık hizmetlerinden eşit ve parasız olarak yararlanması; fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı bir hayat sürme hakkı bulunması gerekmektedir. Sağlık hakkı, uluslararası hukuk belgelerince ve birçok devletin anayasasınca güvence altındadır. TC Anayasa’sının 56. Maddesinde ise bu hak “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” diye tanımlanmıştır.

Güvence altına alınan ve temel bir insan hakkı olan sağlık hakkının kullanımında Urfa payına düşeni alma konusunda oldukça eşitsiz bir yerde durmakta ve sağlık göstergeleri açısından Türkiye ortalamasının çok altında kalmış durumdadır. Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il olan Urfa, TÜİK'in verilerine göre 2023’te çocuk nüfusun en yüksek olduğu il olacaktır. Kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanelerinde yatak ve personel sayısı oldukça yetersizdir.

GEREKÇE

Urfa yüksek doğurganlık hızı ve çevreden gelen göçlerle nüfusu hızla artan, bölgenin en önemli kentlerinden biridir. Korona virüs salgınıyla ortaya çıkan eksiklikler ve nüfus artış hızıyla doğru orantılı olarak sorunları da hızla artmış bulunmaktadır. Hastanelerin gerek fiziki gerekse de kapasite sorunları, başta hekim olmak üzere sağlık personeli alanında yaşanan yetersizlikler had safhaya varmış durumdadır.

Sorunlu alanlardan bir tanesi de üniversite hastanesidir. Üniversite hastanesinin kapasitesi oldukça yetersizdir. Üniversite hastanesinin kritik birçok bölümünde öğretim görevlisi yoktur. Poliklinik binası ve yatan hasta servisinin ayrı olması nedeniyle çok ciddi sorunlar oluşmaktadır. İnsan sağlığını tehdit eden ciddi sorunlara rağmen, Urfa’da devam eden sağlık yatırımları da halen bitirilememiştir.

Urfa’nın sadece il merkezinde değil aynı zamanda birçok ilçesinde hastane, hasta yatak sayısı ve uzman doktor sayısı oldukça yetersizdir. Bu nedenle hekimler hasta yoğunluğundan oldukça mustarip durumdadır. Hekimlerin ve sağlık kuruluşlarının yetersizliği hem görev yapan sağlık mensuplarının görevlerini iyi bir biçimde yerine getirememesine hem de vatandaşın sağlık hizmetlerini yeterince iyi alamamasına sebebiyet vermektedir.

Özellikle Urfa’nın en büyük iki ilçesi olan Siverek ve Viranşehir’de, devlet hastanelerinin son derece yetersiz kalması, sağlık yatırımlarının özel sektöre devredilmesi suretiyle devletin bu alandan el çekmesi ciddi kargaşalara neden olmaktadır. Hastanelerin gerek kapasite yetersizliği gerekse de sağlık personeli eksiliği yığılmalara neden olmaktadır. Yığılmayı önlemek için palyatif bir çözüm olan hastaların il merkezindeki hastanelere sevk edilmesi hasta ve hasta yakınlarını hem ekonomik açıdan hem de fiziki olarak oldukça zorlamaktadır. Bu nedenle devlet hastanelerinin kapasitelerinin arttırılması ve eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.

Korona virüs salgını ve geçilen normalleşme süreci sonrası ortaya çıkan yüksek vaka sayısı ve paralelinde karantinaya alınan merkez ile adres artışındaki tablo, Urfa’da sağlık çalışanlarının sayısının olması gerekenin yarısı kadar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Hastanelerdeki yoğunluklar her geçen gün artmaktadır. Çoğu hasta yaşanan yoğunluk nedeniyle yeterli ve kaliteli bir hizmet alamamaktan ciddi bir şekilde yakınmaktadır. Urfa’ya gelen uzman hekimlerin mecburi hizmetlerini bitirir bitirmez ilden tayin isteyerek ayrılmaları da ciddi boşluklara neden olmaktadır. Yanı sıra, Urfa’ya gelen uzman ve pratisyen hekimlerin istifa etmeleri de diğer önemli bir sorundur. Zaman zaman aynı branş hekimlerin istifa etmesi tedavi süreçlerini oldukça zora sokmaktadır. Farklı istifa sebepleri olmakla beraber sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet, kiraların yüksek olması ve sosyal aktivitelerin eksikliği en çok öne çıkan sebepler olarak göze çarpmaktadır. İstifalardan sonra oluşan boşluklar il dışından ya da bölgeden geçici görevlendirmeyle doldurulmak istenmekte ancak bu boşluklar geçici görevlendirmeyle önlenebilecek sınırı aşmış durumda bulunmaktadır.

Suriye’den gelen sığınmacı hastaların dil problemi de ayrı bir sorundur. Hastanelerde tedavi edilen hastaların yüzde 25’i Suriye'li mültecilerden oluşmaktadır. Suriyeli mültecilere sağlık hizmeti verilirken hem dil hem de sağlık güvencesi açısından büyük bir karmaşa ortaya çıkmaktadır.

Sağlık hakkına erişim konusunda yaşanan bu eşitsizlikler yurttaşlarımızı her geçen gün daha da karamsarlığa itmektedir. Bu nedenle Urfa’da başta önleyici sağlık hizmetleri olmak üzere yurttaşların sağlık hakkına erişimi konusunda devletin üzerine düşeni yapması, Urfa’da yaşanan sağlık sorunlarının kendi bütünlüğü içerisinde araştırılması ve çözüm bulunması gerekmektedir. Bu sebeple Meclis’in bir araştırma komisyonu kurarak duruma müdahale etmesi büyük bir zaruriyet arz etmektedir.

ŞANLIURFA'NIN SAĞLIK SORUNLARI MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Urfa yüksek doğurganlık hızı ve çevreden gelen göçlerle nüfusu hızla artan bölgenin en önemli kentlerinden biridir. Korona virüs salgınıyla ortaya çıkan eksiklikler ve nüfus artış hızıyla doğru orantılı olarak sorunları da hızla artmış bulunmaktadır. Hastanelerin gerek fiziki gerekse de kapasite sorunları, başta hekim olmak üzere sağlık personeli alanında yaşanan yetersizlikler had safhaya varmış durumdadır. Bu sebeplerle Anayasanın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince meclis araştırması açılması için gereğini arz ederim.

Ömer ÖCALAN                                      

Şanlıurfa Milletvekili

GEREKÇE ÖZETİ

İnsanlık mirasının en eski yerleşim merkezlerinden olan Urfa'nın tarihi M.Ö 12 bin yıllarına kadar uzanmaktadır. 10000 yıl boyunca Neolitik çağa beşiklik eden Urfa'nın günümüzde aşırı nüfustan işsizliğe, enerji sorunundan çevre sorununa, mevsimlik işçi sorunundan eğitime, ulaşım sorunundan sağlık sorunlarına kadar büyük sorunlarla boğuşması sahip olduğu bu tarihi değer ve önemine denk düşmemektedir. Özellikle sağlık alanında yaşanan sorunlar büyük bir probleme dönüşmüş durumdadır.

Sağlık hakkı, ülke sınırları içerisinde yaşayan bütün yurttaşların hiçbir ayırıma tabi tutulmaksızın beden ve ruh sağlığı yerinde bir şekilde hayat sürebilmeleri hakkıdır. Yani tüm vatandaşların, sağlık hizmetlerinden eşit ve parasız olarak yararlanması; fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı bir hayat sürme hakkı bulunması gerekmektedir. Sağlık hakkı, uluslararası hukuk belgelerince ve birçok devletin anayasasınca güvence altındadır.TC Anayasa’sının 56. Maddesindeise bu hak“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” diye tanımlanmıştır.

Güvence altına alınan ve temel bir insan hakkı olan sağlık hakkının kullanımında Urfa payına düşeni alma konusunda oldukça eşitsiz bir yerde durmakta ve sağlık göstergeleri açısından Türkiye ortalamasının çok altında kalmış durumdadır. Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il olan Urfa, TÜİK'in verilerine göre 2023’te çocuk nüfusun en yüksek olduğu il olacaktır. Kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanelerinde yatak ve personel sayısı oldukça yetersizdir.

GEREKÇE

Urfa yüksek doğurganlık hızı ve çevreden gelen göçlerle nüfusu hızla artan, bölgenin en önemli kentlerinden biridir. Korona virüs salgınıyla ortaya çıkan eksiklikler ve nüfus artış hızıyla doğru orantılı olarak sorunları da hızla artmış bulunmaktadır. Hastanelerin gerek fiziki gerekse de kapasite sorunları, başta hekim olmak üzere sağlık personeli alanında yaşanan yetersizlikler had safhaya varmış durumdadır.

Sorunlu alanlardan bir tanesi de üniversite hastanesidir.Üniversite hastanesinin kapasitesi oldukça yetersizdir. Üniversite hastanesinin kritik birçok bölümünde öğretim görevlisi yoktur. Poliklinik binası ve yatan hasta servisinin ayrı olması nedeniyle çok ciddi sorunlar oluşmaktadır. İnsan sağlığını tehdit eden ciddi sorunlara rağmen, Urfa’da devam eden sağlık yatırımları da halen bitirilememiştir.

Urfa’nın sadece il merkezinde değil aynı zamanda birçok ilçesindehastane, hasta yatak sayısı ve uzman doktor sayısı oldukça yetersizdir.Bu nedenle hekimler hasta yoğunluğundan oldukça mustarip durumdadır. Hekimlerin ve sağlık kuruluşlarının yetersizliği hem görev yapan sağlık mensuplarının görevlerini iyi bir biçimde yerine getirememesine hem de vatandaşın sağlık hizmetlerini yeterince iyi alamamasına sebebiyet vermektedir.

Özellikle Urfa’nın en büyük iki ilçesi olan Siverek ve Viranşehir’de, devlet hastanelerinin son derece yetersiz kalması, sağlık yatırımlarının özel sektöre devredilmesi suretiyle devletin bu alandan el çekmesi ciddi kargaşalara neden olmaktadır. Hastanelerin gerek kapasite yetersizliği gerekse de sağlık personeli eksiliği yığılmalara neden olmaktadır. Yığılmayı önlemek için palyatif bir çözüm olan hastaların il merkezindeki hastanelere sevk edilmesi hasta ve hasta yakınlarını hem ekonomik açıdan hem de fiziki olarak oldukça zorlamaktadır. Bu nedenle devlet hastanelerinin kapasitelerinin arttırılması ve eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.

Korona virüs salgını ve geçilen normalleşme süreci sonrası ortaya çıkan yüksek vaka sayısı ve paralelinde karantinaya alınan merkez ile adres artışındaki tablo,Urfa’dasağlık çalışanlarının sayısının olması gerekenin yarısı kadar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.Hastanelerdeki yoğunluklar her geçen gün artmaktadır.Çoğu hasta yaşanan yoğunluk nedeniyle yeterli ve kaliteli bir hizmet alamamaktan ciddi bir şekilde yakınmaktadır.Urfa’ya gelen uzman hekimlerin mecburi hizmetlerini bitirir bitirmez ilden tayin isteyerek ayrılmaları da ciddi boşluklara neden olmaktadır. Yanı sıra, Urfa’ya gelen uzman ve pratisyen hekimlerin istifa etmeleri de diğer önemli bir sorundur. Zaman zaman aynı branş hekimlerin istifa etmesi tedavi süreçlerini oldukça zora sokmaktadır. Farklı istifa sebepleri olmakla beraber sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet, kiraların yüksek olması ve sosyal aktivitelerin eksikliği en çok öne çıkan sebepler olarak göze çarpmaktadır. İstifalardan sonra oluşan boşluklar il dışından ya da bölgeden geçici görevlendirmeyle doldurulmak istenmekte ancak bu boşluklar geçici görevlendirmeyleönlenebileceksınırı aşmış durumda bulunmaktadır.

Suriye’den gelen sığınmacı hastaların dil problemi de ayrı bir sorundur. Hastanelerde tedavi edilen hastaların yüzde 25’i Suriye'li mültecilerden oluşmaktadır. Suriyeli mültecilere sağlık hizmeti verilirkenhem dil hem de sağlık güvencesi açısından büyük bir karmaşa ortaya çıkmaktadır. 

Sağlık hakkına erişim konusunda yaşanan bu eşitsizlikler yurttaşlarımızı her geçen gün daha da karamsarlığa itmektedir. Bu nedenle Urfa’da başta önleyici sağlık hizmetleri olmak üzere yurttaşların sağlık hakkına erişimi konusunda devletin üzerine düşeni yapması, Urfa’da yaşanan sağlık sorunlarının kendi bütünlüğü içerisinde araştırılması ve çözüm bulunması gerekmektedir. Bu sebeple Meclis’in bir araştırma komisyonu kurarak duruma müdahale etmesi büyük bir zaruriyet arz etmektedir.