Bilim Kurulu toplantısı sonrası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzasıyla Bakanlık'tan açıklama yapıldı.
Açıklamada, tedbirlere riayetin istenilen düzeyde olmadığı belirtilerek, "Bu konudaki gevşeme bize bu günlerimizi aratabilir. Özellikle Ekim, Kasım aylarında gribal enfeksiyonların da devreye girmesiyle riskin daha fazla artması muhtemeldir. Gribal hastalıklarının semptomlarının benzer olması kaygı ortamına da yol açabilecektir" ifadeleri kullanıldı.
Bakanlık'tan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısının bugünkü ana gündemi, öğrenci aileleri başta olmak üzere, bütün halkımızın merakla beklediği okulların eğitim-öğretime hazırlanması konusuydu. Bunun yanı sıra, salgının dünyadaki ve ülkemizdeki seyri, vaka artışının sebepleri, vaka sayılarının arttığı illerde alınacak önlemler, hastane kapasitelerimiz ve aşı çalışmaları ele alındı. Covid-19 salgını, dünyada hız kesmeden yayılmaya, ekonomileri, çalışma hayatını, sosyal hayatı, eğitimi etkilemeye, daha trajik olan sağlık boyutuyla, can almaya devam ediyor. Bugün itibariyle tespit edilebilen vaka sayısı 20 milyon 500 bin, can kaybı ise 746 bini buldu.
Birçok ülkede vakaların tespitinin sağlıklı şekilde yapılmadığını biliyoruz. Ülkelerin büyük bölümü, sağlık altyapısı itibariyle imkânları elvermediği için yeterli tespiti yapamıyor. Gelişmiş ülkelerde ise tarama yapmaktan imtina edildiğini ve ancak hastaneye yatışı yapılan ağır vakaların kaydının tutulduğunu biliyoruz. Gururla söyleyebiliriz ki Türkiye, filyasyon ve temaslı takibi çalışmalarını sağlıklı şekilde yürüten nadir ülkelerden biridir. Türkiye, vaka sayılarını ilk günden beri şeffaf şekilde açıklamaktadır. Bugünlerde, vaka sayılarına göre daha üst seviyede bir alarm halinde olmamız öngörülen risklere bir hazırlıktır. Kaygıları anlayabiliriz. Fakat spekülasyonlar, tedbirden çok tehdide hizmet etmektedir.
GEVŞEMELER BİZE BUGÜNLERİ ARATABİLİR
Dünyada vaka artışları hız kesmeden devam etmektedir. Ülkemizde de bölgesel artışlara şahit oluyoruz. Birçok ülkenin aksine, bizde vaka artışlarının kontrolden çıkmamış olması, devlet kurumlarımızın ve vatandaşımızın bugüne kadar özveriyle uyguladığı önlemler sayesindedir. Ancak altını çizerek ifade etmek istiyorum. Tedbirlere riayet hala istediğimiz, arzuladığımız seviyede değil. Bu konudaki gevşeme bize bu günlerimizi aratabilir. Özellikle Ekim, Kasım aylarında gribal enfeksiyonların da devreye girmesiyle riskin daha fazla artması muhtemeldir. Gribal hastalıklarının semptomlarının benzer olması kaygı ortamına da yol açabilecektir.
Vatandaşlarımızın tedbirlerden ister istemez yorulduğunu biliyoruz. Hepimiz sevdiklerimiz, akrabalarımız, dostlarımızla yakın ilişkiler içinde olmayı özledik. Seyahatlerimizde eskisi gibi rahat olabilmeyi, sosyal ve kültürel hayata tam olarak dönebilmeyi arzuluyoruz. Kontrollü Sosyal Hayat, salgın günlerinde, bize bunların en makul sınırlarını sunuyor. Kurallara uymak kaydıyla özlediğimiz şeyleri, tam olmasa da, yaşayabilme imkânımız var.Hem kendi sağlığımız, hem sevdiklerimizin hayatı üç basit kurala bağlı. Temizlik, maske, mesafe. Bu kuralları dikkate almazsak, yarın karşımıza kontrol edilemez bir tablo çıkabilir.
ARTIŞ DEVAM EDERSE AĞIR TEDBİRLERE DÖNMEMİZ GEREKEBİLİR
Vaka sayılarındaki artış eğilimini hepimiz görüyoruz. Artış bu hızla devam ederse bir daha yaşamak istemediğimiz ağır tedbirlere dönmemiz gerekebilir. Çabamız, bunun bir daha yaşanmaması içindir. Önümüzdeki günlerde COVID-19 iletişimi konusunda yeni çalışmalar ortaya koymaya çalışacak, düzenlemelere gideceğiz.”
(MA)