Duayen gazeteci Bekir Coşkun aramızdan ayrıldı. Kendisine rahmet, yakınları ve sevenlerine ise bağ sağlığı diliyorum.

Kendinin Şanlıurfalı olup hemşehrimiz olmadığını bilmeyenler için söylüyorum duayen Gazeteci Bekir Coşkun Şanlıurfa’ydı.

Bekir Coşkun kalemini satmayan, kalemini satmadığı için dokuz köyden kovulan bir gazeteciydi. Türkiye gerçek bir gazeteciyi daha kaybetti, o artık yazamayacak ama yazdıkları okunmaya devam edecek.

En az sözcükle, en fazla şey anlatan efsanevi bir yazarımızı kaybettik. Yeri doldurulamayacak. İlkeli, yürekli, Türkçeyi mükemmel kullanan, mizah yeteneği en üst düzeyde olan, yeri hiçbir zaman doldurulmayacak bir meslektaşımızı, Şanlıurfa’da çok değerli bir evladını kaybetti.

Sadece insanın değil, yuvasız kuşun, sahipsiz köpeğin, baltanın hedefindeki ağacın, çiçeğin, böceğin, hakkı hukuku için mücadeleyle geçti ömrü. Dağları, ovaları, ırmakları, denizleri ve insanı anlattı bıkmadan.

Bir orman yangınını her köşe yazarı yazar. Fakat Bekir Coşkun aynı orman yangınını, o ağaçların feryadını yazardı. O ormanda yaşayan tavşanların, sincapların, yılanların feryadını da yazardı aynı zamanda. İşte beste yapar gibi yazı yazmak demek istediğim bu. Beklenmedik bir sel felaketi olur. Dere yatağında binalar ve insanlar o azgın sularda boğulurlar. Herkes o dere yatağındaki sel baskınını yazardı bilinen kalıp cümlelerle. Bekir hiçbir yazarın görmediği bir duygu yüküyle yazardı. Bekir Coşkun aslında açık kaynaklara dayalı olan, açık kaynaklardan aldığı bilgileri, yani herhangi bir istihbarat örgütü, herhangi bir gizli dosya getirenler, onların verdiği bilgilerle yazı yazan, gazetecilik yapan bir gazeteci değildi. Toplumun önünde cereyan eden bir olayın görünmeyen yanını bulup, yazan ve herkese anlatabilecek şekilde yazan bir yazardı. Gizleneni ve saklananı, özellikle gizleyeni ve saklananı, iktidarların, mafyanın, para babalarının, sendika ağaların, gizleyip sakladıkları, toplumun bilmesinin istenmediği noktaları, özellikle üzerine giderek yazardı. Bu yüzdendir ki milyonlarca okuru oldu.

Bekir Coşkun’u kaybettik ancak şüphesiz bizi üzen asıl olay ise siyasetin bu denli kutuplaşmış olması. Öyle ki her ne düşünce de olursa olsun, mısraları ve köşe yazısı neyi anlatırsa anlatsın o topluma mal olmuş bir gazeteci ve Şanlıurfalı bir kardeşimizdi.

Ancak şöyle baktığımızda şehrimizdeki siyasiler ve bürokrasi Bekir Coşkun için sosyal medya hesabında bir bağ sağlığı mesajı bile demedi. Siyaset öyle kutuplaştı ki Türkiye'nin önemli yazarı Bekir Coşkun'a bir taziye mesajını bile çok gördüler.

Şanlıurfa AK Parti Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba dışında hiçbir siyasi ve bürokrasinin Bekir Coşkun için bir baş sağlığı mesajında bile bulunmamış olması bizi ziyadesiyle üzdü.

Türk gazeteciliğinin duayenlerinden Bekir Coşkun'u kaybettik. Başımız sağ olsun. Bekir bey sondan bir önceki yazısında şöyle yazmıştı: Bu yaz böyle geçti…Gelecek yazı bilmem…

Allah rahmet eylesin Bekir Coşkun.