CHP’li vekil Mahmut Tanal ve arkadaşları, cami imamlarının sorunları için Meclis Başkanlığı’na Araştırma Önergesi sundu. Gerekçede, cami imamlarının ‘Halktan para isteyecek yüzümüz kalmadı’ isyanına yer verildi.

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal ile milletvekili arkadaşları, cami ve mescit görevlilerinin, İmam-Hatiplerin sorunlarının araştırılarak, çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kuruması için önerge hazırladı.

Tanal ve CHP’li vekil arkadaşlarının imzasını taşıyan, TBMM Başkanlığı’na sunulan Araştırma Önergesinin gerekçesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla birlikte temelleri atılmış bir kurum olduğu hatırlatıldı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla Diyanet’in, ibadet hizmetlerini yürütmek ve toplumu din konusunda aydınlatmak maksadıyla kurulduğunun altı çizildi.

CAMİNİN MASRAFI İMAMIN OMUZLARINA YÜKLENİYOR

Diyanet’in temel misyonunun cami ve mescitleri yönetmek, bu manevi mekanlarda dini hizmet sunmak olduğunun anımsatıldığı gerekçede, kanun ve yönetmelikle belirtilen görevlerin yerine getirilmesi amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 10 binlerce personelin istihdam edildiği belirtildi.
İslam Dini’nin doğru anlaşılmasını sağlamada, dini istismar eden örgüt ve oluşumlara karşı mücadelede önemli vazifeler üstenen cami görevlileri ve İmam-Hatiplerin mesleklerini icra ederken birçok sorunla karşılaştığının dile getirildiği gerekçede, “Diyanet ödenek ayırmadığı için camilerin masrafları, İmam-Hatiplerin omuzlarına yüklenmektedir. Görevli oldukları caminin ihtiyaçlarının karşılanmasından, eksikliklerinin giderilmesinden sorumlu tutulan İmam-Hatipler, kaynak arayışı sürecinde maddi ve manevi olarak yıpranmaktadır. Cami imamları, atandıkları ibadethanenin eksikliklerini, cami cemaatinden para toplayarak, kişi ve kurumlardan bağış talep ederek, şayet var ise cami dernek ve vakıflarından destek alarak ya da kendi imkanlarıyla tamamlamaya çalışmaktadır” denildi.

MEGAFONU İMAM KENDİ MAAŞIYLA ALIYOR

Cami ses sistemleri, ihtiyaç duyulan hoparlör, megafon ve mikrofon gibi ekipmanların bile cami imamları aracılığıyla temin edildiğinin vurgulandığı gerekçede, “Yeterli kaynak bulamayan cami imamları, ihtiyaç duyulan elektronik cihazları kendi maaşlarıyla satın almaktadır. Cami imamları ayrıca, namaz kıldırırken giydikleri cübbe ve sarığı kendi ceplerinden para ödeyerek temin etmektedir. Görev başlangıcında camiye atanan İmam-Hatiplere cübbe ve sarık hediye etmekten imtina eden müftülük yetkilileri, cübbesiz ve sarıksız gördükleri cami görevlisine ceza kesmekten geri durmamaktadır” ifadelerine yer verildi.

‘PARA İSTEYECEK YÜZÜMÜZ KALMADI’ İSYANI!

Gerekçede, camilerin ihtiyaç ve masraflarının karşılanması adına ve müftülüklerin talimatıyla sürekli para toplanmasının, cami imamlarını rahatsız ettiği belirtilerek, “Camii cemaatiyle karşı karşıya gelen imamlar, zaman zaman ‘Para isteyecek yüzümüz kalmadı’ şeklinde isyanlarını dile getirmektedir. Yine müftülerin sorumluluk bölgelerindeki cami imamlarından rutine dönüşürcesine bağış ve para yardımı ettikleri yönünde şikayetler dile getirilmektedir” bilgisi aktarıldı.

CAMİ DERNEKLERİ YÖNETİCİLERİ PATRONLUK TASLIYOR

Cami yaptırma ve yaşatma dernekleri yöneticilerinin imamlara amirleriymiş gibi davrandığının ifade edildiği gerekçede, “Cami derneklerinin tutumları da İmam-Hatipler için çekilmez bir hal almaktadır. Bazı cami derneği yöneticilerinin İmam-Hatiplere baskı ve mobbing uyguladıkları, imamların amiri gibi hareket ettikleri yönündeki şikayetler de basına yansımaktadır” denildi.

SİYASİ MÜDAHALE VE SENDİKAL BASKI…

Siyasi müdahalelerin ve sendikal baskıların cami imamları üzerindeki olumsuz etkisinin de araştırılması gereken bir başka nokta olduğunun vurgulandığı gerekçede, “Kendi kaderine terkedilen, yalnız bırakılan, baskılardan bunalan, özlük hakları yetersiz kalan cami görevlileri ve İmam-Hatipler ya istifa etmektedir ya tayinini istemektedir ya da başka kurumlara geçmenin yollarını aramaktadır. Cami görevlilerinin, İmam-Hatiplerin yaşadığı sorunları mercek altına alma, çözüm yollarını arama sorumluluğunu TBMM üstlenmelidir” değerlendirmesi yapıldı.