Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis’in Irak ziyaretinde duraklarından biri de Zikar vilayetinin merkezi olan Nasiriye’de yer alan antik Ur kenti oldu.
“BİZ, İBRAHİM’İN TORUNLARIYIZ”
Buradaki konuşmasına Ur kentinin İbrahim Peygamber ile ilişkisinden söz ederek başlayan Papa, “Birlik, beraberlik ve iman Ur’dan başladı. Biz, İbrahim’in torunlarıyız. Birbirimizi sevmeliyiz. Birbirimizden ayrı çalışmamalıyız. Bu toprakları birlikte ihya edebiliriz” ifadelerini kullandı.
KURT’TAN PAPA’YA TEPKİ
Papa Francis’in Hz.İbrahim'in doğduğu yerin Ur olarak adlandırması ise Şanlıurfalı vatandaşlıları kızdırdı. Öyle ki Hz. İbrahim'in doğduğu ve yaşamını sürdürüp ateşe atıldığı şehir Şanlıurfa olarak biliniyor. Yaşanan duruma bir tepki de Din-Bir-Der Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt’tan geldi.
“PAPALIK KURUMU, DİYALOG FİTNESİNİN TOHUMUNU SAÇMAYA DEVAM ETMEKTEDİR”
Din-Bir-Der Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt, Papa’nın Irak’ dinler arası diyalog fitnesini yaymaya devam ettiğini ifade ederek, “Papa Irak’ı acaba neden ziyaret etti? Tarihte ilk defa bir papa Irak’ı ziyaret etti. Bu pandemi döneminde seksen dört yaşında olan bir Papa’nın uzun mesafeli ve dört gün gibi uzun süreli bir ziyaret yapmasının nedeni acaba ne olabilir? Bu olayı derinlemesine inceleyen analistlere göre Papa’nın ziyaretinin amacı, Irak’ın Ur şehri merkezli bir Hıristiyan özerk bölgesi kurmasına yöneliktir. Nitekim Papa’nın, Irak ziyareti için, “buraya hac için geldim” demesi de, bu amacını belgeleyen bir açıklama mahiyetindedir. Ayrıca bu ziyaret, İslam’ı sulandırma projesi olan “dinler arası diyalog” fitnesinin Irak ayağının temelini atma amacını taşımaktadır. Nitekim Papa, güya Hz. İbrahim (as)’ın doğum yeri olarak lanse edilen Irak’ın Ur şehrini ziyaret etmiş ve orada dinler arası diyalogun gerekliliğine vurgu yapmıştır. Yani Papalık Kurumu, diyalog fitnesinin tohumunu saçmaya devam etmektedir. Nitekim yıllar önce de Peygamberler Şehri olan Urfa’mızın Halepli Bahçe bölgesinde “dinler bahçesi” ismi altında bir fitne merkezini kurmak için girişimler yapılmış fakat o bölgede ortaya çıkan “Tarihi Mozaikler” den dolayı o günkü çalışma dumura uğramıştı” dedi.
“HZ. İBRAHİM’İN DOĞUM YERİ IRAK’IN UR ŞEHRİ DEĞİL, TARİHİ VESİKALARIN İSPATIYLA URFA ŞEHRİDİR”
Başkan Hacı Kurt, Hz. İbrahim’im doğduğu şehrin Şanlıurfa olduğunun altını çizerek, “Şunu da ifade edeyim ki, Hz. İbrahim’in doğum yeri Irak’ın Ur şehri değil, tarihi vesikaların ispatıyla Urfa şehridir. Nitekim Urfa Kalesi’nin kuzey bölgesinde derinlemesine yapılan kazılarda kalın katmanlar halinde kül tabakalarına rastlanmaktadır. Nitekim yıllar önce Urfa Kalesinin eteğinde bulunan Yakubiye Mahallesinde Safalı Camii’nin yanındaki tarihi bir kuyunun, o gün su ihtiyacından dolayı caminin yapımında kullanmak için temizliği yapılırken on metrelerce kül çıkarıldığını caminin imamı merhum Abdurrahman Hoca’dan bizatihi dinlemiş idim. Yine yüzyıllardır Dergâh Camii avlusunda bulunan mağaranın Hz. İbrahim (as)’ın doğum yeri olarak ziyaret edilmesi; tevatür derecesinde kabul görmüş olan tarihi bir vesika niteliğindedir” diye konuştu.
“DİYALOG FİTNESİ TERİMİ OLARAK “İBRAHİMİ DİNLER” DİYE BİR KAVRAM YOKTUR”
Kurt son olarak, İbrahimi dinler olmadığını tek İbrahimi dinin İslam olduğunu belirterek şöyle konuştu:
Yine Papa’nın Irak’taki ziyaretinin fitne amaçlı olduğunu kavrayan Irak’ın Sünni Cemaati’nin Diyanet İşleri Başkanı, Irak Cumhurbaşkanı’nın ısrarlarına rağmen Papa ile görüşmeyi, ona meşruiyet kazandırmamak için kabul etmemiştir. Ayrıca şunu da ifade edeyim ki; Papa, ayakları altına serilen kırmızı halılara basarak yürürken, onun dindaşları olan Hıristiyan Amerikalı ve Avrupalıların öldürmüş olduğu bir buçuk milyondan fazla masum Iraklı insanın kırmızı kanlarını hatırlayıp da o günkü papanın, o canilerin katliamlarına engel olmasının imkânı varken, bu imkân kullanılmadığından dolayı papalık adına Irak halkından özür dilemiş midir? Nitekim yakın zamanda İngiltere ile Arjantin arasında Falkland adaları anlaşmazlığı için çıkan savaş, on dört gün devam etmiş ve o günkü papa olaya el koyarak savaşı sonlandırmış idi. Çünkü savaşan iki taraf da Hıristiyan olduğu için, daha fazla Hıristiyan kanı dökülmesine o günkü Papanın yüreği dayanamamıştı. Son olarak şunu da belirteyim ki; bir diyalog fitnesi terimi olarak “İbrahimi Dinler” diye bir kavram yoktur. Sadece “İbrahimi Din” terimi vardır ve o din de İslam Dini’dir. Yazımızı Kur’an-ı Kerim’in Ali İmran Suresi’nin altmış yedinci ayetinin mealiyle bitirelim inşaAllah: “İbrahim, ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslüman idi, müşriklerden de değildi.”
RHA