Yüzyıllarca birçok medeniyetin uğrak yeri olmuş, çeşitli halkları bünyesinde barındıran bir mozaik, birçok dine ev sahipliği yapan inançların başkenti.
Misafirperverliği ise dünyaya nam salmış, zaferleriyle adını tarihe şanlı olarak yazdırmış bir şehirden bahsediyoruz.
Bu kadar güzelliğin olduğu şehirde insanların bir bir ölmesi bizleri kahrediyor. Kimisi yoksulluktan, kimisi borçlardan, kimisi psikolojik sorunlarda, bazen de değmeyecek bir toprak parçası için bir bir ölüyoruz haberiniz var mı?
Şanlıurfa'da son günlerde artan intihar olayları toplumun içerisinde bulunduğu durumu net olarak göstermektedir. Şanlıurfa'da son bir ay içerisinde 20'nin üzerinde kişinin intihar ettiğinden söz ediliyor. Varın siz düşünün gerisini bir ay ve bu sayı 20. Aslında hepimizin şapkasını önüne koyu düşünmesi gereken bir olay. Çünkü bu insanlar ölüyorsa siyasetin, bürokrasinin, STK’nın, vatandaşın herkesin vebali yok mu bunda?
Peki, intiharların arttığı bu dönemde Şanlıurfa ne yapıyor?
Gazeteci haberini yazıyor, vatandaş okuyor. Peki diğerleri ne siz sorun ne ben söyleyeyim? Urfa’da sokağa çıkıp şöyle başınızı yukarı kaldırıp bir binalara bakın STK ve dernek cennetinin bu şehir olduğunu görürsünüz. Peki, amacı sosyal medyada prim kasmak olan sözde dernek ve STK’lar intiharlar üzerine ne yaptınız? Araştırdınız mı, rapor oluşturdunuz mu, kent bürokrasisi ile ilgili ne tür bilgiler verdiniz? Ancak tabela asar, istişare edersiniz, zaten bu kente en büyük zararı siz verdiniz.
İntihar eden insanların geneline baktığımızda çoğunun ekonomik sıkıntılar nedeniyle olduğunu görüyoruz. Bu pandemiden dolayı çoğu esnaf kepenk kapatıp başka illere mevsimlik işçi olarak çalışmaya gitti bile. Kalanlar bırakın siftah yapmayı borçlarını ve kiralarını nasıl ödeyeceklerini düşünmekten edemiyorlar. Burada yapılması gereken öncellikle valilik ve kaymakamlıkların oluşturacağı komisyonlarla intihar olaylarının tüm yönleriyle araştırılmasıdır. İntihar eden şahısların ailesi, komşuları, yakınları, akrabaları, okul ve iş arkadaşları konuşulmasıdır. İntihar sebepleri tespit edildikten sonra gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.
Canımızı yakan bir diğer olay silsilesi ise bir toprak parçası için insanların birbirini öldürmesi ve her gün okuduğumuz arazi kavgaları.
Bugüne kadar kentimizde yaşanan ölümlü kavgalarla ilgili bir araştırma yapılsa kavga sebeplerinin "incir çekirdiğini doldurmayan önemsiz meseleler" olduğu görülecektir ve çoğunun arazi nedeniyle olduğu bellidir.
Yapmayın biz artık insanların birer toprak parçası için birbirlerini öldürmesini kabullenmiyoruz. Nerede bu kentin önde gelenleri, bürokrasisi, milletvekili, kanaat önderi, STK ve dernekler? Gelip bunlar için bir adım attınız mı?
Ama ben siyasi görüşü ne olursa olsun bu meseleler üzerinde duran herkesi tebrik ederim. HDP Milletvekilleri Ayşe Sürücü ve Ömer Öcalan…Seversiniz sevmezsiniz, oy verirsiniz vermezsiniz, herkesin kendi fikri ama ben özellikle arazi kavgaları ve intiharlar üzerine durup bunu milletin meclisine taşıdıkları için kendilerine bir Şanlıurfalı olarak teşekkür ederim. Keşke kentin önde gelenleri, bürokrasisi, milletvekili, kanaat önderi, dernekler ve STK’larda bunu yapabilse.
Bir diğer Urfa’da can alan meselelerde mera diye tabir edilen köy halkının ortak kullanım alanı olan yerlerden kaynaklanıyor. Mera ortak kullanım alanıdır ancak bazen bazı kişilerin bu alanlarda hak iddia etmesi kavgaları, kavgalarda maalesef ölümleri getiriyor.
Buradan bir Şanlıurfalı olarak belirtiyorum, ölen her vatandaşın vebali 'hepimizin' değil sorumluluğu olanların boynunadır.
Burada yapılması gereken öncellikle valilik ve kaymakamlıkların oluşturacağı komisyonlarla intihar ve kavga gibi olayların tüm yönleriyle araştırılmasıdır. Bu olaylara sebep olan nedenler tespit edildikten sonra gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.