Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’e hareketinden önce havalimanında açıklamalarda bulundu.

 

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

 

‘Bu bir süreç ve devam edecek’

 

“Türkiye Cumhuriyeti devleti, terör örgütüyle, sözde siyasetçi sözde aydın sözde STK temsilcisi herkesten de şehitlerin kanlarının hesabına sorma gücüne sahiptir. Burada herhangi bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır. Bu bir süreçtir, ve bu süreç aynı kararlılıkla devam edecektir. Elinde molotofu yüzünde maskesi olan herkes önce güvenlik güçlerimizden, sonra adli kurumlarımızdan gereken cevabı alacaktır.

 

“Milletimizin sabrını zorlayan bu hainlere hakkettikleri şekilde karşılık verileceğinden milletimizin endişesi olmasın. Devletimizde ilgili tüm sorumluların üzerlerine düşen sorumlulukları süratle yerine getireceklerine inanıyorum.

 

“Türkiye, ülkesine ve milletine karşı ihanet içerisine giren her türlü paralel devlet yapılanmasıyla mücadele etme dirayetine sahiptir. Bu milletin hoş görüsünü, sabrını istismar edenler hak ettikleri cevabı en kısa zamanda alacaklardır. Almaya da başladılar.

 

‘İstismarlar yapılmakta’

 

“Her şeyden önce bazı istismarlar yapılmaktadır. Bu istismarlar Türkiye’nin, şu anda güneyde verdiği mücadele, Kandil’de ve içerde vermiş mücadele sıradan bir mücadele değildir. Eş zamanlı olarak gerek DEAŞ ile gerek diğer terör örgütleriyle verilmekte olan mücadele bu ülkenin basit bir itibar mücadelesi de değildir. Sadece ve sadece milletimizin can güvenliğine kast edenlere karşı devletin üzerinde olan görevi yerine getirme mücadelesidir. Topraklarımızda huzura kast edenler, milletimizin güvenliğine kast edenler devletin üzerinde olan sorumluluğa da şunu bilsinler ki kast etmişlerdir, bu sorumluluğun gerekliliği yerine getirilecektir.

 

“İç güvenlik yasasıyla, yasanın içeriğinde ne varsa, bunlar sadece bir yasa olarak bilinmelidir ki yasal bir düzenlemenin kitaplar arasında kalması için yapılmamıştır. Eğer uygulamada sıkıntı varsa, o zaman uygulayıcıların kendilerini test etmeleri gerekir. Buradan asla taviz verilemez.

 

‘Devlet vardır ve varlığını ortaya koyacak’

 

“Şehirlerimizde, ilçe merkezlerinde, kırsalda nerede olursa olsun, bu ülkenin her santimetrekaresinde devlet vardır ve varlığını ortaya koyacaktır. Süreç şu anda başlamıştır ve bu süreç herhangi bir rehavete fırsat vermeden de devam edecektir.

 

“Şu anda bazı dezenformasyonlar yapılmak suretiyle, Türkiye’nin terör örgütleri arasında ayrıma gittiği tartışmaları, Türkiye’nin gücünü hazmedemeyenlerin ifadeleridir. Bazı dostlarımız işin farkındadır, ama bazıları hala farkında değildir. Bugünler aynı zamanda dostlarımızı tanımanın da tefrik edildiği günlerdir.

 

“Bizler tüm devlet başkanlarıyla, hükümet başkanlarıyla, telefon diplomasisiyle, bakanlarımızın kurduğu irtibatlarla kendilerine her şeyi çok açık net anlatıyoruz. Sağ olsun dostlar gerekli açıklamayı yapıyorlar.”

 

Çözüm süreci

 

Erdoğan kendisine sorulan, “TSK’nın PKK kamplarına operasyonu devam etti. Ama bir yandan da başka sürece ilişkin soru işareti var. Çözüm süreci bitti mi? Devam edecekse hangi şartlarda devam edecek?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

 

“Çözüm sürecinin başlangıcına bakalım, geldiğimiz noktaya bakalım. Demokratik açılım olarak başladık, bu hükümetimizin samimi niyetiydi. Mesafe aldıkça milli birlik kardeşlik projesi olarak zenginleştirdik. Akil insanlar çalışmalarını başlattık. Anadolu’nun dört bir yanında temsileri göndererek Anadolu’nun nabzını aldık. O arada çözüm sürecini anlatıyorduk. Ve son seçimlere yerel 30 mart seçimlerine bütün bunlara giderken bir şeyi gördük. Çözüm sürecinin istismarını gördük. Çözüm süreci Mart’ta başbakan olarak partimin başındaydım. Maalesef karşılığını bulmadı ve daha sonra yapılan genel seçimlere geldiğimizde bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük. Bu hasarla birlikte ortada bir gerçek var.

 

“Bu ülkede milli birliğimize kast edenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek, öyle zannediyorum ki mümkün değil. Olması gereken nedir? Milli birliktir, kardeşliktir. Bu kardeşlik zaten, çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan içeriği zengin bir başlıktır. Bununla bu ülkede 78 milyon vatan evladı, bugüne kadar verilmiş haklar neyse bu hakları aynen kullanacaktır. Geri adım söz konusu değildir.

 

“Ret politikalarını, asimilasyon politikalarını ayaklar altına alan iktidar, iktidarımızdır. Altyapı üst yapı yatırımlarını yapan iktidarımızdır. Hak ve özgürlükler noktasında hiçbir iktidarın veremediklerini veren bizim iktidarımız olmuştur. Ama bunun lafını yapıp, uygulamaya gelince acımasızca tehditlerle sandıklar silahların gölgesinde işlev görmeye kalkarsa bunun adı demokrasi olmaz. Biz demokrasinin gerçekten aklın, aklı selimin egemen olduğu bir ortamda sağlıklı şekilde yürüyeceğine inanıyoruz. Aklı selimin yeterli olmadığı ortamda demokrasi olabilir mi? Olamaz. Orada çılgınlıklar oluyor, bunun bedeli de maalesef çok çok ağır oluyor.”

 

‘HDP kapatılsın’ mesajları

 

Erdoğan, Devlet Bahçeli’nin ‘Yargıtay harekete geçmelidir’ ve AK Parti Genel Başkanı Mustafa Şentop’un açıklamalarına ilişkin soruya ise “Bu konuda benim daha önce yapmış olduğum açıklamalar var. Ben çok açık net, cumhurbaşkanı makamında da bu düşüncemi koruyorum. Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir diyorum. Fert fert, birey birey. Anayasanın 14. maddesi çok şeyler sağlıyor. Dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle, terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, “biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz” diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Yönetenler, aktörler çok çok önemli. Biz gerçek kişileri bu konuda muhatap almalıyız. Tüzel kişiyle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı, dokunulmazlık zırhından sıyırmalı. Terör örgütüyle iş mi tutuyorsun, ha bunun bedelini ödeyeceksin ve bunu ödetmeli.” diyerek yanıt verdi.imç