Her coğrafya, her dönem kendine özgü zorlukları, sıkıntıları, antidemokratik uygulamaları ve insan haklarına aykırılıkları içinde barındırsa da insanlık tarihine baktığımızda barışa olan özlem ve savaşların getirdiği yıkımlara itiraz her zaman aslolandır. Savaş çığırtkanlığı yapanların, savaşlardan beslenen sektör ve karanlık güçlerin kalıcı barışı engellemek için sayısız girişimi olmuştur ve kirli pazarlıkların taraflarının çirkin oyunları devam etmektedir. İnsanlık tarihi kadar eski olan çatışmalar, işgal ve savaşlar tarihi, bize kalıcı barışa gidecek yol için dersler sunmaktadır.

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne dair  açıklamalarda bulundu. Karaca açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Afganistan’da yaşananlar, dünyanın farklı ülkelerinde süregiden savaşlar ne yazık ki, insanlığın bu dersi almadığını ortaya koymaktadır. Rantçı grupların, çıkarcı yöneticilerin, savaşla kendilerini var eden oluşumların dünyayı sürüklediği ortam her ne kadar karanlık bir tablo gibi görülse de; toplumsal barış ve uzlaşı için direnenlerin tarihi bizlerin en temel mirasıdır.

Ülkemiz, zorlu savaşlara rağmen tam bağımsızlık için emperyalist güçlere karşı verilen kurtuluş mücadelesinin ardından Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya liderliği ve öngörüleriyle “yurtta barış, cihanda barış” ilkesiyle örnek bir devlet olmayı başarmıştır. Bugün, komşularıyla dost bir ülkenin liderliğini başarıyla sürdürerek tüm dünyanın takdirini toplayan Mustafa Kemal Atatürk’ün barış anlayışının ülkemiz için kıymeti, bir kez daha anlaşılmıştır. Kalıcı barış için temel ilkemiz “yurtta barış, dünyada barış” olmaya devam edecektir.

21. Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde belirttiğimiz gibi; 5 temel sorun alanımızdan biri  olan “toplumsal barış” konusunda ısrarımız ve çabamız, çözüm odaklı önerilerimizle kalıcı barış politikamız devam etmektedir.

“Etnik kimlik, yaşam tarzı ve inanç eksenli siyasetle toplumsal barışımız derin yara almıştır. “Tek Kişilik Saray Hükümeti”, iktidarını sürdürmek için kamplaşmayı, kutuplaşmayı ve ayrışmayı çözüm olarak sürdürmektedir. Bu beş temel sorunun çözümü, öngörülen ekonomik-siyasal-toplumsal dönüşümü sağlayacak, güven veren, bir siyasal birliktelik kapasitesini oluşturmaya bağlıdır. Bu kapasite ancak reform iradesi etrafında toplanmış geniş bir mutabakatla sağlanabilir.” CHP farklı toplumsal gruplara kucak açan bir parti olarak toplumsal sorumluluğunun bilinciyle hareket etmektedir.

CHP kurultay delegeleri olarak imzamızı attığımız beyannamemizde söz verdiğimiz gibi; Türkiye’nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır.

Başta Kürt sorunu olmak üzere, tüm toplumsal sorunlarımız demokrasi temelinde ve TBMM’nin öncülüğünde çözülecek; Türkiye'nin tam bağımsızlığı, demokrasisi ve üniter yapısı güçlendirilecektir.

Kadın - Erkek fırsat eşitliği sağlanacak, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, öncelikli bir devlet politikası haline getirilecektir.

Toplumsal barışın kalıcı hale getirilmesi için tüm terör örgütleri ve yeraltı suç örgütleri ile mücadele, ödün vermeksizin sürdürülecektir.

Kutuplaştırılan, ayrıştırılan, biat kültürüne razı edilmeye çalışılan bir ülkede, toplumun farklı kesimlerinin huzur ve güven içinde birarada yaşayacağı günlerin yakın olduğunu, tek kişilik şahsım hükümetinin çatışmacı, üsttenci, dayatmacı, ortak aklı yok sayan girişimleri karşısında barış elçileri olarak kalıcı barıştan yana tutumumuzu sürdüreceğimizi belirtmek isterim.

Kadınlar, çocuklar, başta olmak üzere savaş ve göçlerden en çok olumsuz etkilenenlerin kırılgan gruplar olduğundan hareketle hiçbir bireyin hak ihlali yaşamayacağı, haksız yere hapislerde tutulmayacağı, ifade özgürlüğü nedeniyle haklarından mahrum bırakılmayacağı bir ülke için biz hazırız. Tutumumuz açık ve net: “Daima barış, daimi barış…"


Hibya Haber Ajansı