Trump döneminde gerilen ilişkilerin, yönetimle alakalı değil ABD’nin ulusal politikalarıyla alakalı olduğunun ve Biden döneminde işlerin çok da değişmeyeceğinin üzerinde durmuştuk. Nitekim, işin her yolunun ekonomiye çıktığı bir dünya düzeninde, Çin’e karşı jeo-stratejik düzlemde hareketlenmeler söz konusu ve ABD bölge ülkelerini ulusal güvenlik unsuru ile kendi çevresinde kümelendirme eğiliminde. Bu noktada Tayvan’ı bir cephede kullanırken; AUKUS anlaşması ile Avustralya da denkleme dahil olmuş durumda. AUKUS; Avustralya, İngiltere ve ABD’nin isimlerinin birleştirilmesiyle oluşturulan bir kısaltma ve bu üç ülke arasında çok boyutlu bir pakt oluyor.
Siyasal eğilimler ve bölgesel ağırlıklanmaların büyük kısmı yine ekonomi unsurundan kaynaklanıyor. Nasıl ki tarih içerisinde eski ticaret yolları coğrafi keşifler sonrasında evrime uğrayıp yeni alternatifler yarattıysa; bunun da modern dönemdeki yansıması küreselleşme oldu. Küreselleşme coğrafi sınırları kaldırdı, ticareti bütün dünyaya yayarak ekonomileri birbirine entegre etti. Çin son dönemde bu entegrasyon içinde payını daha da artırma yolunda.. Son dönemde Avrasya ve Orta Doğu’da varlığını artırması, Kuşak Yol Projesi’yle beraber ticaret rotası oluşturma ve dolayısıyla bölge ülkelerini de içine alan bir stratejik işbirliği oluşturma eğilimi gütmesi bu adımların aşamalarını oluşturuyor. ABD ve müttefikleri nezdinde, Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetleri, Tayvan ile ilişkileri ve işbirlikleri Çin tarafını rahatsız edecek etmenler..
AUKUS’un spesifik olayı Avustralya’ya nükleer güçle çalışan denizaltı edindirmek. Son dönemde Hint ve Pasifik Okyanusu bölgesindeki deniz sınırları üzerinde anlaşmazlık var. Pekin yönetimi de hidrokarbon kaynakları bakımından Güney Çin Denizi’nde büyük haklar iddia ediyor. Dolayısıyla, Güneydoğu Asya ülkelerini, Endonezya, Malezya, Filipinler gibi içine alan bir çıkar çatışması var ve olay aslında Çin’in kışkırtılmasından gelen bir ihtiyatlılık noktasına evrildi. ABD, Çin’in bölge ülkelerini ekonomik olarak bağımlı hale getirip bir dominasyon kurmasını istemiyor. Trump yönetiminin birçok ülkeyi Huawei’nin ekipmanını 5G ağlarında kullanmasına engel olması buna bir örnekti. Belli dönemde de Çin bazı ekonomik baskılar uyguladı, özellikle tarifeler üzerinden.. Ve bu savaşta da Çin ve Avustralya farklı taraflarda yer aldı. Avustralya’nın deniz ve anakara güvenliği için ABD ve İngiltere eliyle nükleer denizaltına sahip olacak olması, nükleer enerjinin karşı kutbunda Çin ve Kuzey Kore olduğundan biraz düşündürüyor. AUKUS’un özellikle Çin’i bölgesel silahlanmada agresifleştirmesinden endişe ediliyor.
Kaynak Tera Yatırım - Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı