İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Milli Eğitim ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları ile imzaladıkları Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü’nün artık bir markaya dönüştüğüne dikkat çekerek, iki yeni proje daha açıkladı: “Türkiye’de bir ilk olacak ‘Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Merkezi’ ile mesleki ve teknik eğitimin sosyal statüsünü güçlendirmeyi, niteliğini artırmayı, eğitim-sektör ilişkisini güçlendirerek bölgenin beşeri ve kurumsal kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyoruz. MEB tarafından belirlenen beş okulumuz da kaynakçılık alanında aranan elemanlar yetiştirecek birer Kaynakçılık Mükemmeliyet Merkezleri’ne dönüştü.”
Bahçıvan: “Amacımız; meslek lisesi eğitimi gibi kıymetli bir eğitimden geçmiş ve iş tecrübesi kazanmış gençlerimizi, meslekleri ile gurur duyacakları bir şekilde eğitim aldıkları alanda iş sahibi yapabilmek. Toplumumuz ve tek tek bireyler için bundan daha büyük bir hizmet olamaz. Toplumu, aileleri ve öğrencileri mesleki eğitime daha da yakınlaştırmak, mesleki eğitime olan talebi artırmak için hem ailelerin hem de öğrencilerin maddi olarak teşvik edilmesi gerekiyor.”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin Covid-19 pandemisinin başladığı Mart 2020 döneminden bu yana ilk kez fiziki olarak düzenlediği aylık olağan toplantısı, “Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 21’inci yüzyılın birçok alanda olduğu gibi, bilgi ve iletişim teknolojilerinde de devrim niteliğinde ilerlemelerin yaşandığı bir süreç olduğunun altını çizerek “Hızla süren, toplumsal ve bireysel yaşamımızı kökten değiştiren yenilikler, herkesi daha rekabetçi bir eğitim sistemini aramaya da zorluyor. Farklı ülkeleri kapsayan çalışmalarda, önümüzdeki yıllarda iş dünyasının büyümesine katkı sağlayacak faktörler arasında; yapay zekâ, büyük veri analitiği ve bulut teknolojisi dikkat çekmekte. Buna istinaden, firmaların orta vadede yapacakları yatırımlarda teknolojiyi önceleyecekleri net bir şekilde anlaşılırken, nesnelerin interneti, sanal ve artırılmış gerçeklik, makine öğrenmesi, dijital pazarlama gibi maddeler de kurumsal ajandaları dolduruyor. Teknolojinin eğitimde yoğun bir şekilde kullanılmasının gerekli olduğu da açıkça görülüyor. Biz sanayiciler açısından baktığımızda; sanayi, eğitim sisteminin yetiştirdiği insan gücüyle çalışıyor. Ayrıca eğitim süreci, toplumun sanayi ve üretim kültürüne hazırlanmasını sağlama görevini de üstlenmiş durumda. Yeniliklerden, rekabetten bilim ve teknolojiden haberi olmayan bir eğitim sisteminin, sanayiye yardım etmesi imkansızdır. Yeni çağın; yeni mesleklerini etkili bir şekilde icra edebilecek nitelikli insan kaynağını yetiştirmeye odaklanmalıyız. Bu noktada şu sorunun sorulması gerekiyor; ‘Çok yakın bir gelecekte daha da hayati öneme sahip olacak nitelikli insan ihtiyacı karşısında ne yapabiliriz?’ Yapmamız gereken ilk şey, nitelikli eğitime bugünden başlayarak gereken önemi vermektir” dedi.
Toplum için en büyük hizmet
MEB ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile imzaladıkları ve 25 Ocak 2019 tarihinden bu yana yürüttükleri “Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü”nü mesleki eğitim ile üretim hayatı arasında sağlam bir köprü olarak gördüklerini belirten Bahçıvan, bu uygulamanın mesleki eğitimin niteliğini artırırken, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetişmesini de sağladığını vurguladı. Bahçıvan “Amacımız; meslek lisesi eğitimi gibi kıymetli bir eğitimden geçmiş ve bu dönem boyunca da iş tecrübesi kazanmış gençlerimizi, meslekleri ile gurur duyacakları bir şekilde eğitim aldıkları alanda iş sahibi yapabilmek. Toplumumuz ve tek tek bireyler için bundan daha büyük bir hizmet olamaz diye düşünüyorum. Bu kapsamda; yaklaşık üç yıldır meslek lisesi öğrencilerine işletmelerde, gerçek üretim ortamlarında beceri eğitimi ve staj imkanları sağlıyoruz. Öğretmenlerimize hizmet içi ve işbaşı eğitimleri verilmesi, çerçeve öğretim programlarının güncellenmesi, okullarımızın proje odaklı üretim yapmaları ve başarılı projelerin desteklenmesi gibi konularda da çalışmalar yapıyoruz. İstanbul’da 35 okulla başladığımız Mesleki Eğitim İşbirliği Projemizde, daha sonra eklenen güzel sanatlar liseleri, kaynakçılık mükemmeliyet merkezleri ve özel eğitim meslek okulları ile birlikte bugün 66 okulluk büyük bir operasyonel ölçeğe ulaşmış durumdayız. Öte yandan; bu okullarımızı çeşitli sektörlerdeki 130’u aşkın meclis ve meslek komitesi üyemizle birlikte geliştiriyoruz” diye konuştu.
Proje kapsamında öğrencilerin ilgisini çeken dijital dönüşüm ve yeni teknoloji trendleri gibi konularda eğitim atölyeleri düzenlediklerini belirten Bahçıvan, bunların yanı sıra, okulların döner sermayelerini güçlendirecek ve onları birer Ar-Ge ve üretim merkezi gibi konumlayacak işbirlikleri oluşturduklarını ve oluşturmaya da devam edeceklerini aktardı.
Mesleki ve teknik eğitimin sosyal statüsü güçlenecek
Proje ile gelinen noktaya ilişkin bilgiler de veren Bahçıvan “Ulaştığı seviye itibariyle “İSO Mesleki Eğitim İşbirliği Projemiz” artık bir marka oldu. Bünyesinde oluşan yeni projelerle şemsiye bir kavram haline dönüştü. Ne mutlu bizlere! Üç yıl önce başladığımız mesleki eğitim yolculuğumuz, hayallerimizi hep yüksek tutarak ve adım adım gerçekleştirerek dev bir kartopuna dönüştü ve büyümeye devam ediyor. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin mesleki eğitimi güçlendirmekten geçtiğini çok iyi biliyoruz ve bunun için çalışmaya, hayal etmeye hep birlikte devam edeceğiz. Şimdi, bu şemsiye altında oluşan yeni projelerimizi kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum. Projelerden ilki; Türkiye’de bir ilk olacak olan “Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Merkezi’dir”. İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle fizibilite çalışmasını tamamladığımız proje ile, mesleki ve teknik eğitimin sosyal statüsünü güçlendirmeyi, niteliğini artırmayı, eğitim-sektör ilişkisini güçlendirerek bölgenin beşeri ve kurumsal kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyoruz. İSO MEİP kapsamındaki bir diğer proje de Kaynakçılık Mükemmeliyet Merkezleri’dir. MEB tarafından belirlenen beş okulumuz, kaynakçılık alanında aranan elemanlar yetiştirecek birer mükemmeliyet merkezine dönüştü” dedi.
Aileler ve öğrenciler maddi olarak teşvik edilmeli
Mesleki eğitimin hak ettiği yere tam olarak ulaşabilmesi için, çalışmaları bir ileri seviyeye taşımak ve ilave katkılarla desteklemek gerektiğini belirten Bahçıvan, şunları söyledi: “Bu amaçla; toplumu, aileleri ve öğrencileri mesleki eğitime daha da yakınlaştırmak, mesleki eğitime olan talebi artırmak için hem ailelerin hem de öğrencilerin maddi olarak teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda; çocuklarını mesleki eğitime gönderen ailelerin eğitim süresince sosyal yardım yaklaşımıyla maddi olarak desteklenmesi, Meslek lisesindeki öğrencinin ilk yılından itibaren sosyal güvencesinin başlatılması ve devlet tarafından ödenmesi, okuduğu süre boyunca burs sağlanması, mezun olduktan sonra kendi alanında çalışmak şartıyla belli bir süre ücretine vergi muafiyeti tanınması ve erkek öğrenciler için askerlik avantajı getirilmesi mesleki eğitime talebi daha da artırmak için önemli teşvikler olacaktır.”
Hibya Haber Ajansı