AKP'nin savaş politikalarına karşı "öz yönetim" ilan ederek, günlerdir buna karşı asker-polis saldırısının yaşandığı ve bugün sabah saatlerinden itibaren çatışmaların şiddetlendiği Silvan'da devletin katliam girişiminde bulunduğuna dönük gelişmeler yaşanmakta. İlçede dün gece saat 01.00 itibariyle ilan edilen sokağa çıkma yasağıyla birlikte Diyarbakır'dan da yapılan asker sevkiyatıyla birlikte çatışmaların şiddetlenmesi üzerine HDP'li milletvekillerinden oluşan bir heyet Silvan'a hareket etti. Uzun süre geçişlerine izin verilmeyen heyet üyeleri daha sonra ilçeye girebildi. Ancak ilçede iletişim hatlarının kesilmiş olmasından dolayı şu anki mevcut tabloya ve sivil ölümlerine ilişkin sağlıklı bilgi alınamıyor.
Bölgede son günlerde artan çatışmalı ortam ve yaşanan gelişmelere ilişkin HDP MYK'si de bugün olağanüstü toplandı. Şu saatlerde halen devam eden toplantıda başta Silvan ve Varto'da olmak üzere bölge kentlerinde devlet güçlerinin sivil halka yönelik katliam girişimleri de masaya yatırılıyor. Toplantıda yaşanan gelişmeler karşısında nelerin yapılabileceği de tartışılıyor.
İlçe'ye giden HDP heyetine ulaşılamıyor
Silvan'da devletin katliam girişimine ilişkin konuşan Diyarbakır milletvekillerinden Nursel Aydoğan, ilçeyle tüm iletişim kanallarının kapalı olduğunu ve ilçeye geçen heyetle de temas kuramadıklarını söyledi.
Türkiye halklarına 'savaşın karşısında durun' çağrısı
Türkiye halklarına çağrıda bulunan Aydoğan, AKP'nin bu savaş konseptiyle gidilecek olan bir erken ya da tekrar seçimde HDP'yi çok planlı ve programlı bir şekilde Türkiye halklarının gözünde savaş ve ölüm yanlısı olarak göstermek hedefinde olduğuna dikkat çekti. Seçimlerde elde edilen başarının ve Türkiye halklarının HDP'ye olan ilgi düzeyinin AKP tarafından aşağı çekilmeye istendiğine işaret eden Aydoğan, "Bunlar hepsi AKP hükümetinin erken seçimlere hazırlığıdır. HDP'nin oy oranını düşürme çabasıdır. Asla AKP'nin bu saldırılarına itibar etmeyiniz. HDP, bu ülkede çözümün ve barışın gerçek savunucusudur. HDP bu ülkenin gerçek yurtsever partisidir. Onun için çözüm ve barış istiyoruz. Çözüm ve barışın gelmediği bir Türkiye'nin Ortadoğu'daki diğer ülkelere benzeşme ihtimali çok yüksek. Ülkesini seven herkes böyle düşünmelidir" diyerek, tüm Türkiye halklarını AKP'nin savaş politikaları karşısında durmaya davet etti.
'Öz yönetim ilanı, başkanlık ilanından farksızdır'
AKP hükümetinin seçim öncesinde bir kaos ve savaş ortamı yaratıp buradan erken seçime gitmek istediğine dikkat çeken Aydoğan, Türkiye'de yaşayan halklar tarafından bu savaşın AKP'nin seçimi kazanmaya dönük devreye koyduğu bir savaş olduğunun bilinmesi gerektiğini istedi. Bölgede halk meclislerinin "öz yönetim" ilanlarının AKP tarafından yaratılmak istenen kaos ortamı için bahane edildiğine işaret eden Aydoğan, "Burada suç unsuru herhangi bir şey yok. Buna dönük saldırılar, operasyonlar izah edilemez. Bu ilanlar bir demokrasi talebidir. Demokrasinin kendisi de budur. Yapılan ilan da budur. Halk 'biz kendi kendimizi yönetmek istiyoruz' diyor. Her gün kendilerine şiddet uygulayan merkezi ve tekçi yapıyı tanımıyor. Dolayısıyla da halk kendi kendini yönetme çabası içerisindedir. Yapılan bu ilanın 'Türkiye'de fiili olarak rejim değişmiştir' açıklamasından bir farkı yoktur" dedi.
Aydoğan, farkın her iki talebe karşı gösterilen tepkilerde olduğunu, halkın talebinin katliamlarla cevaplandırıldığını ancak Erdoğan'ın istemlerinin "meşru bir talepmiş" gibi tartışıldığını söyleyerek, "AKP öz yönetimi bahane ederek, kaos ortamını daha fazla yükseltmek, kendi deyimleriyle 'devletin gücü'nü göstermek istiyorlar. Şimdi bir kez daha denenmiş ve sonuç alınamayanı deniyorlar. Ancak bir kez daha sonuç alamayacaklardır" ifadelerini kullandı.
'Sesinizi yükseltin' çağrısı
Yaşanılanlar karşısında sessizliğe bürünen ve 90'lı yıllarda olduğu gibi bu günlerde de savaş çığırtkanlığı yapmayı sürdüren basın için de kimi değerlendirmelerde bulunan Aydoğan, "Türkiye'de basın, medya 90'lı yıllardaki gibi bölgede yaşanılanların önüne set çekiyor. Yaşanılanlar gerçek olarak Türkiye halklarına ulaştırılmıyor. Bu konuda medyaya büyük bir baskı olduğu gözlemlenebiliyor. Türkiye halkları da bu yaşanılanlar karşısında sesini yükseltilmelidir. Artık Kürt halkının üzerinden elini çekin demelidir" dedi.(kaynak:diha)