Yaşlılık pek çok kişi için kulağa hoş gelmeyen bir tanım olsa da zamanı geri getirmek mümkün değil. Er ya da geç hepimiz yaşlanacağız. Peki ama bu dönemi sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçirmek mümkün mü? Bu sorunun yanıtını DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Elif Eşen Kara veriyor.
Yaşlılığın kaç yaşlarında başladığı dönemlere göre farklı olarak tanımlanıyor. Her ne kadar genel geçer yaşlılık başlangıcı bulunsa da kişilerin yaşlandığını hissettiği ya da düşündüğü yaşlar değişiyor. Yaşlı genel anlamda, kişinin yaşam çizgisinde daha ileri yaşlara denk gelen, çoğu zaman emekliliğin eşlik ettiği, takvim yaşı ilerlemiş kişi olarak tanımlıyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Elif Eşen Kara, sağlıklı ve mutlu bir yaşlılık için kişilerin güncel yaşlarında sağlıklı yaşam sürdürmelerine dikkat etmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Mutlu ve sağlıklı yaşlılık için yapılabilecek en iyi şeyin kendini tanımaya çalışmak, bedensel ve zihinsel çokça ruhsal açıdan aktif kalmak olduğunu söyleyen Uzm. Psk. Elif Eşen Kara, sağlıklı ve mutlu bir yaşlılık için 10 öneride bulunuyor.
1. ‘Aktif yaşlanma’ için hazırlık yapın: Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1990’lı yıllarda kullanılmaya başlanılan bir kavram olan aktif yaşlanma, kişinin yaşlılık sürecinde de sosyal, ekonomik ve kültürel olarak hala katılımcı olmalarını ifade ediyor. Kişi, bu şekilde hayattan geriye çekilen ve hüzün hisseden bir birey olmak yerine onu zihinsel ve bedensel olarak dinç tutabilecek bir yaşam şekli benimsiyor. Yaşlılık, elden ayaktan düşülmüş, hayattan geri çekilinmiş bir biçimde olmak zorunda değil. Emeklilik sonrası için sosyal ve mümkün olan şekilde bedensel aktif olabilecek bir yaşam şekli planlamak güzel bir hazırlanma şekli olabilir.
2. Hayatınızın önceliklerini düşünün: Günler geçerken fark etmediğimiz bizler için değerli olan birçok şey var. Yaşlılık döneminde birçok insan dışarıdaki olan bitenden ziyade içine dönme ve yaşamını sorgulama eğiliminde olabiliyor. Hem bir hesaplaşma hem de var olan hayat koşturmacasının bir nebze azalmasıyla birlikte kendi hayatına ve fikirlerine bakma dönemi oluyor. Eğer kişi önceliklerini fark etmemiş ve yaşlılık döneminde anlaşmışsa bu durum yaşlılığında anı yaşayıp tadını almaktan ziyade zihinsel bir patinaja dönüşebiliyor.
3. Anda kalma becerinizi arttırmayı deneyin: İyi hissetme ile anda kalma becerisi oldukça bağlantılı. Vaktimizin çoğunu anda olanları fark etmek, yaşamaktan ziyade geçmiş ya da gelecektekileri değerlendirmek veya hatta yargılamak için kullandığımızda depresif veya endişeli olma ihtimalimiz artıyor. “Şu bitsin sonra rahatlayacağım”ların ardını beklemekten ziyade yaşadığımız anın farkında olarak, başka deyişle dikkatinizin şimdiki deneyimde kalmasıyla ruhsal olarak iyi olma ve sorunlarla baş etme potansiyelinizi arttırabilirsiniz.
4. Sosyal ağınızın önemini fark edin: İnsan zaman zaman yalnız hissetse de sosyal destek aldığında çok daha duygusal olarak dayanıklı bir şekilde hayatına devam eder. Sorunlarla daha rahat baş edebildiği gibi modunun da daha yüksek olması muhtemeldir. Kişinin içe dönük veya dışa dönük biri olmasından bağımsız olarak iki yapıda olan insanın da çevresinde gerçekten samimi bir ilişki kurduğu dostların, akrabaların bulunması destekleyicidir.
5. Bedenen aktif kalmak için fiziksel egzersiz alışkanlıkları oluşturun: Pek çoğumuz gün içinde yapılması gerekenlere yetişirken sporu ihmal edilebiliyor. Ancak düzenli fiziksel egzersiz, beden sağlığımızı olduğu kadar ruh sağlığımızı korumanın en verimli yollarından... Yani spor yaparak bir taşla iki hatta dört kuş vurmuş oluyor; şimdiki ve yaşlılıktaki fiziksel ve bedensel sağlığımızı destekliyoruz.
6. Zihnen aktif kalmak için yeni şeyler öğrenmeye açık olun: Dünya çok hızlı değişiyor. Var olan değişikliklere adapte olmayı denemek hem aktif kalmamız hem de bizden sonra gelen nesillerle iletişimi devam ettirebilmemiz açısından önem taşıyor.
7. Size iyi hisler getiren bir uğraş edinin: İnsan durup dururken kendini iyi hisseden bir varlık değil çoğu zaman. Bizi besleyen, mutlu eden, geliştiren, kendimizi olumlu algıladığımız bir uğraşa başlamak ve bunu devam ettirmek ve hatta zaman içinde bu konuyla ilgili bir derinlik kazanmak kendimize hediye edebileceğimiz bir yaşlılık dönemi hediyesi olabilir.
8. Yaşlılığınızda olduğunuzu hayal edip geriye doğru baktığınızda nasıl bir hayat görmek istediğinize göz atın: İlk etapta biraz hüzünlü bir fikir gibi gelse de kendimizi ve nasıl bir hayat istediğimizi tanımlamak için gerçekçi bir yöntem. Hayatımıza dair bir video ya da fotoğraf almak gibi düşünebiliriz. Sessiz bir yere geçip, belki gözlerinizi kapatıp biraz bu düşünceyle kalıp gelen bir fikir varsa onu görmek, gelmiyorsa zorlamadan günlük hayatınıza devam etmek bu tür fikirlerin, farkındalıkların oluşması için alan açar.
9. Tekrar tekrar düşündüğünüz konuları çözümleyin, çözümleyemezseniz destek alın: Yaşlılık, eski yaşantıları değerlendirmek için ortam sağlar. Keşkeler, iyikiler daha çok fark edilebilir. Hâlihazırda bunları yaşıyorsanız o zamana bırakmak yerine halletmek, zihinsel enerjinizden bloke olanları kurtarmak, açık kalan dosyaları gözden geçirip yerlerine yerleştirmek, yaparken kolay olmasa da sonucunda sizi daha iyi rahatlatabilir.
10. Kendinizle iç diyaloglarınızı daha sevecen bir tonda yapmayı deneyin: Kendimize kızdığımız, beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz yanlarımız ya da davranışlarımız olabilir. Her zaman iyi hissedeceğiz gibi bir kural yok. Bununla birlikte bizim için sorun olan şeylerin neden sorun olduğunu anlamaya çalışmak, bunu yaparken de daha sevecen bir tonda kalmayı denemek kendimizi anlamak noktasında iyi gelecektir. Tıpkı sevdiğimiz biriyle konuşurken onu anlamaya çalışmamızın, çözüm bulmaktan bağımsız, ona iyi gelmesi gibi.
Hibya Haber Ajansı