CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toprak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Soçi’deki Erdoğan-Putin buluşmasının ardından gözlenen suskunluğun, Rusya’ya önemli tavizler verildiğini düşündürdüğünü belirterek; “Cumhurbaşkanı,uzaya ortak füze fırlatmaktan denizaltı üretmeye kadar pek çok konudan söz ediyor. Ancak hayati ve güncel olan Türkiye’nin bugününü yakından ilgilendiren konulara hiç değinmiyor.” dedi.

Rusya devlet medyasında Putin’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Türk askerlerinin Suriye’yi terk etmesini istediği yönündeki haberlere iktidarın sessiz kaldığına dikkat çeken Erdoğan Toprak, yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:

“Üç saatlik görüşmeye tercümanlar dışında kimse alınmadı. Rus yetkililer baş başa görüşme ve sonrasında ortak basın toplantısı yapılmaması isteğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldiğiniaçıkladılar. Anlaşılan gelebilecek kritik sorulara cevap vermekten kaçmak istendi. Cenevre’de Biden ile baş başa yapılan görüşmede de aynı yöntem izlendi ve sonrasında Erdoğan’ın para karşılığı Türk askerinin Kabil havaalanına bekçilik yapmasını Biden’a teklif ettiği ortaya çıktı. Putin ile Suriye, İdlib, Libya, Afganistan başlıklarının ele alındığını dile getiren Cumhurbaşkanı, Putin’e Kuzey Suriye’de SDG-YPG’ye karşı ortak mücadele teklif ettiğinisöylüyor. Ancak Putin’in ne cevap verdiğini söylemiyor. Rusya bu örgütleri terör örgütü kabul etmediği gibi, geçen hafta bu örgütlerin temsilcilerinden oluşan heyetler, Moskova ve Washington’da ağırlandı. Cumhurbaşkanı’nın Soçi’ye gittiği gün Rusya, Suriye’de YPG-SDG ile masaya oturdu, müzakere başlattı. İdlip’teki tablo giderek vahim bir hal alıyor. Ülkemizin güvenliğine, cihatçı teröristlerin Türkiye’ye sızmasına, yeni bir mülteci akını ihtimaline yönelik endişeler artıyor. Rusya devlet medyası TSK’nın İdlib’in kuzeyine çekilmeye başladığını, Putin’in Erdoğan’dan Suriye’deki TSK güçlerinin çekilmesini istediği haberlerine yer veriyor. 

Putin’den Rusya’nın 3 nükleer santral daha yapmasını istediğini, ortaklaşa denizaltı, uzaya füze fırlatma ve uçak motoru yapmayı önerdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı, bir yandan Akkuyu Nükleer Santralı için dünyanın en pahalı elektrik alım garantisini Rus şirketlerine veriyor. Şimdi de devleti, kurumları, ihale yasalarını yok sayarak şahsı adına Putin’e 3 nükleer santral sözü verme hakkını ve yetkisini nereden alıyor? Asıl önemlisi, Rusya ile Türkiye arasındaki doğalgaz tedarik anlaşmalarının süresinin dolmuş olması ve yenileme konusundaki müzakere sürecinde henüz sonuç alınamaması. Yaklaşan kış koşullarında doğalgaz tedarikinin kesintiye uğraması ihtimali yanında, sona eren anlaşmalarda bin metreküp için 240 dolar olan fiyatın, halen dünya doğalgaz piyasasındaki olağanüstü fiyat artışları nedeniyle,Rusya tarafından ikiye-üçe katlanması söz konusu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı bu kışın zor geçeceğini açık şekilde söylerken, Cumhurbaşkanı ise doğalgaz pazarlığından hiç söz etmiyor. Faturayı ödeyen halka, sanayiciye gerçekleri açıklamak, ödeyeceği ağır bedeli söylemek zorundalar. 2015 uçak krizindePutin’e mektup yazıp özür dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer santraldan, Türk Akım boru hattına, domatese, sebze-meyveye Rusya’nın kota koymasına, Türk müteahhitlerin kontratlarının askıya alınmasına varana kadar her yaptırımı sineye çekti. Rusya’ya on milyarlarca dolarlık taviz verildi. Rusya ise 5 yıldır hâlâ Türk vatandaşlarına vize uygulamaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan neden Putin ile baş başa görüşmek istediğini, hangi kişisel pazarlıkları yapıp ne sözler ya da tavizler verdiğini, Türkiye’nin ve milletin geleceğiyle ilgili şahsı adına hangi taahhütlerde bulunduğunu millete açıklamakla yükümlü. Türkiye kimsenin şahsi hedefleri, pazarlıkları ve emelleri için masaya sürebileceği bir kabile, aşiret ya da çadır devleti değildir!"     

Hibya Haber Ajansı