Yazar Eda Gökçeli'ye VII. Golden Palm Awards  kapsamında “Yılın Yazarı” ödülünü getiren “Abraham-Geçmiş Değişir” adlı roman, farklı zaman çizgisinde yaşayan insanların yollarının kesiştiği dönemleri ele alıyor. Romanda, Olivia’nın 2020 yılından başlayıp 1933 Almanya’sında kendini bulduktan sonra, yahudi soykırımından kaçmak üzere İngiltere’den Amerika’ya giden gemiye binip orada yaşayan ünlü fizikçi Abraham Salwatowski’yi bulmak için verdiğin mücadeleyi anlatıyor. Macera 2026 yılında İstanbul Cevahir Bedesteni’ne kadar uzanıyor. Ödüllü Yazar, “Olivia’nın günümüze dönmek için zamanda yolculuk projesiyle ünlü fizikçiyi bulmaktan başka çaresi yoktu. Salwatowski’yi, günümüze dönmenin tek yolu olarak gördü. Abraham Salwatowski en verimli projelerini o dönemde İkinci Dünya Savaşı öncesi Amerika’ya göç ettiğinde geliştirmişti. Uçak kazası geçirerek hayatını kaybetmeseydi, projeleri teoride kalmayacaktı. Olivia’nın kendi zaman çizgisine dönebilme ihtimali Abraham Salwatowski’ye ulaşmasına bağlıydı.” diye ifade etti. 

“Hitler Almanyası”nı kadınların gözünden anlatıyor

Theseus Yayınevi aracılığıyla raflardaki yerini alan roman, kitabın baş kahramanı Olivia’nın akıllı telefon aracılığıyla kendini Hitler döneminin Almanya'sında bulmasıyla başlıyor. Romanında, çok sayıda eserde savaş sahneleriyle işlenen Hitler Almanyası’nı sosyolojik unsurlarıyla ele aldığını belirten Yazar Eda Gökçeli, “1933 yılında Hitler’in iktidara geldiği dönemde gerçekleşen Islah Reformu ile kadınların istihdamı kısıtlandı. Alman ırkından olmayan kadınlar, sosyal hayattan uzaklaştırıldı. Kitabımla Hitler Almanyası’nın kadınlar üzerindeki baskıcı tutumundan da bahsediyorum” diye belirtti.

Teknolojik imkansızlıklar çıkmazı

Kitabında teknolojik imkansızlıkların Olivia’nın ünlü fizikçiyi arayışını zorlaştırdığını belirten Gökçeli, “Olivia üzerindeki sosyal baskının yanı sıra, teknolojik imkansızlıklarla büyük zorluklar yaşadı. Akıllı teknolojilerin hakim olduğu bir dönemden neredeyse 70 yıl öncesine gitmişti. Dilini bilmediği bir ülkede ve ait olmadığı bir zaman diliminde mahsur kalmıştı. Kadınların çalışması kısıtlandığı için hayatını idame ettirmekte zorlanıyordu. Abraham’a ulaşması için Almanya’dan Amerika’ya gitmesi gerekiyordu. Bunun için ne parası, ne de kimliği vardı” ifadelerinde bulundu.

Farklı duraklarla meşakkatli yolculuk

Romanında Olivia’nın Almanya’dan başlayan zaman yolculuğunun Amerika, İngiltere ve İstanbul Cevahir Bedesteni’ndeki duraklarını farklı amaçlar için kullandığına değinen Gökçeli, konuyu şu ifadelerle açıkladı: “Almanya, türlü imkansızlıklara rağmen Olivia’nın yeniden kimlik bulduğu ve para biriktirdiği ülke. Orada Yahudi asıllı bir kadınla kurduğu arkadaşlık sayesinde Amerika biletine kavuştu. İngiltere, Amerika’ya geçiş için yol gösterici oldu. Olivia’nın amacı Amerika’ya gidip Abraham’a ulaşmaktı. Ancak İngiltere’deki gemi yolculuğu sırasında bir adamla tanışınca, işler iyice sarpa sardı. İstanbul Cevahir Bedesteni’nde ise boyutlar arası bir tünel olduğuna inanılıyordu ki Olivia ‘nın buraya uzanan serüveni, yeni zorluklara gebe kalacaktı.” 

“Abraham’ı Johnny Depp’in oynaması en heyecan verici hayalim”

Gökçeli, 2019’da Albert Einstein’in Berlin’deki yazlık evini ziyareti sırasında kurguladığı romanında, her ne kadar geçmişten bugüne uzanan zaman yolculuğuna yer verse de 2026 yılı teknolojilerinin özellikle sağlık konusundaki tedavi edici etkilerini de satır aralarında işliyor. Gökçeli, “Romanım günün birinde bir filme konu olursa, Abraham’ı Johnny Depp’in oynaması benim için oldukça heyecan verici olur” diye sözlerine ekledi.