HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Hükümet atması gereken adımları atmış ve sorumluluğunu yerine getirmiş olsaydı bu 1 Eylül'ü barışın kalıcılaştığı bir noktada kutlayabilirdik" sözleriyle değerlendirdi. Baluken HDP olarak 1 Eylül vesilesiyle başta Şengal, Rojava ve Gazze'de yaşanan saldırı ve savaş haline karşı meydanlarda olacaklarını dile getirdi.HDP Grup Başkanvekili ve İmralı Heyeti üyesi İdris Baluken, yaklaşan 1 Eylül Dünya barış günü vesilesiyle çözüm sürecinin geldiği aşamayı ve 1 Eylül'e yönelik beklentileri DİHA'ya değerlendirdi. Baluken, özellikle 2013 Amed Newzorunda PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından yayınlanan deklerasyondan sonra çözüm sürecinin kalıcı barışa evrilmesi için toplumsal bir talebin yükseldiğini belirterek, "AKP hükümet ve devlet atması gereken adımlar, aslında bugüne kadar somut bazı gelişmelerle birlikte ortaya çıkmış olsaydı, bu 1 Eylül'ü barışın kalıcılaştığı bir noktada kutlamış olacaktık" diye konuştu.

'Çözüm için seçimleri bahane edip, seçimlerde de süreci kullandılar'

Hükümet ve devlet yetkililerinin yasal ve anayasal düzenlemeleri yapma konusundaki ikircikli tutumlarının 1 Eylül'ü "barış umudunun korunduğu ve diri tutulduğu" bir gün haline getirdiğini belirten Baluken, "Gönül isterdi ki kalıcı barışı sağlamış bütün sorun alanlarını özgürlükleri gelişmek üzerinde büyütelim; bunun için önemli bir zemin ve fırsat vardı" şeklinde konuştu. Baluken, hükümetin adım atmama konusunda sürekli "yaklaşan seçimleri gerekçe gösterdiğini" ancak seçimlerde de çözüm olasılığını kullandığını belirterek, "Seçimlerde de sadece Kürt halkı değil bütün Türkiye halkları böyle bir fırsatın koşullarının olgunlaşmış olduğunu ortaya koydu. Bu, seçim sonuçları ve onun üzerinde kitlelere iletilen siyasi söylemler ortaya konulan politikalar ve bu söylemlere karşı halkın ortaya koydu sandık iradesiyle şekillendi" diye konuştu.

'Halkımız milliyetçi ulusalcı provokasyonlara gelmedi'

Halkın barış süreci karşısındaki yaklaşımını, "Bir bütün olarak çözüm sürecinin arkasındaki iradesinin büyütülmesi, kalıcı barışa giden adımların atılması gerektiğini, bu süreci bozmak isteyen millliyetçi-ulusalcı-şovenist derin bir takım yapılanmaların ortaya koyduğu koalisyona hiç bir şekilde itibar etmediğini ortaya koydu" sözleriyle tanımlayan Baluken, bölgede yaşanan çatışmalı ve kanlı sürece de dikkat çekerek şöyle konuştu:

"Dolayısıyla biz olgunlaşmış bir tartışma zemininde halkın iradesinin çözümü ve barışı öncelediği bir ortamda, yanı başımızda devasa savaşların ve yangınların olduğu bir zamanda bu bir eylül'ü bir kalıcı barış hamlesine çevirbilmeliyiz. Hükümetin, bunun için halkın gösterdiği doğrultuda kendisini konumlandırması ve politika üretmesi drışında çok çetrefilli yollarda yoktur. Yeter ki siyaset mekanizması halklarımızın gösterdiği iradeye denk düşen bir politika üretebilsin. Buna denk düşen bir cesaret gösterebilsin."

1 Eylül'de görüşmelerin "müzakare sürecine evrilmesi ve kalıca barışa doğru hızla yol alınması" temennisinde bulunan Baluken, herkesin halka büyük demokratik çözümü armağan etmesi için çaba ve gayret göstermesini istedi.