Haber Abdulbaki Turan

Her gün, her saat, hangi üniformayı taşırsa taşısın gençlerimiz, siviller ve çocuklarımız bu toprakların değerleri, canları, bu ülkenin geleceği ölüyor. 6 Eylül’de Dağlıca’da, Cizre ve Sur’da ve bu gün Iğdır’da yitirdiğimiz tüm canlara Allah’tan rahmet, ailelerine ve halklarımıza başsağlığı, yakınlarına sabırlar diliyoruz.

 

Bu acıyı daha büyük felaketlere sürüklenmeden durdurmalıyız. Hala ‘400 vekil alınsaydı böyle olmazdı’ sözlerini sarf edebilen bir yaklaşımla; Cizre’yi ablukaya alan, vekillerimize ateş açan bir anlayışla bu ülkenin yönetilmesi ve şu anda gittikçe derinleşen sorunların çözülmesi mümkün değildir.

 

Son iki günde 128 parti binamıza ve bürolarımıza yönelik geliştirilen sistemli saldırılar da bu kaosu derinleştirme çabası ve gayretidir. Kürtçe konuşan gencin bıçaklanarak öldürülmesi, Kürt işçinin evinin yakılması, Kürtlere yönelik ev ve işyerlerine yönelik saldırılar, halkları birbirine düşmanlaştırmak, farklılıklara tahammülsüzlük, toplumsal hoşgörünün ortadan kaldırılması amacı güden bir zihniyetin saldırısı olup hakların doğal tepkisi değildir. Dün gece Akçakale büromuza yönelik  gerçekleştirilen saldırı da bu zihniyetin ürünüdür. Tüm bu saldırıları ve Akçakale büromuza yönelik saldırıyı da kınıyor hiçbir düşmanca saldırının, ilimizde karşılık bulamayacağını, düşmanlık tohumlarına halklar olarak pirim vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

 

Bu saldırılar savaşı yaygınlaştırma ve bir düşmanlık ortamı yaratma çabasıdır. Bu saldırılarla halklar arasında var olmayan bir düşmanlığa hayat kazandırma çabaları başarıya ulaşamayacaktır.

 

Tüm saldırılar sistemli ve devlet erkine sahip olan güçlerce doğrudan organize edilmekte ve örgütlenmektedir.  Yapılan bu saldırılara yetkililerin ve kolluk güçlerinin sessiz kalması da bunu açık bir şekilde göstermektedir.

 

Bir kez daha ve acil çağrı yapıyoruz. Eller tetikten derhal çekilmeli, silahlar susturulmalıdır. Karşılıklı çatışmasızlık hali sağlanmalı, operasyonlar durdurulmalı, diyalog ve müzakere ile sorunların çözümü doğrultusunda adımlar atılmaya başlanmalıdır. Konuşarak, müzakere ederek çözemeyeceğimiz hiçbir konumuz yoktur ve olmamalıdır. Meclis derhal olağanüstü toplantıya çağrılmalı, demokratik siyaset yoluyla sorunlara çare aranmalıdır.

 

 

Kaybedilecek zamanımız kalmamıştır. Bu yaşananlar bir oyun değildir, geri dönülemez bir noktaya gelmeden durdurulmalıdır.  Tüm halklarımız sağduyuya davet ediyoruz. Vatan müdafaası adı altında yürütülen bu siyasi rant savaşına dur demek zamanıdır. Halkları birbirine kırdırma siyaseti toplum olarak mahkum edilmeli, toplumsal barışımızı hedef alan tüm kışkırtmalar boşa çıkarılmalıdır.