Dünyanın önde gelen yedi havacılık ve uzay üreticisinin Teknolojiden Sorumlu Başkanları (CTO), ortak bir bildiri ile daha sürdürülebilir havacılığa ulaşma hedeflerini açıkladı. Açıklanan hedefler endüstri çapındaki Hava Taşımacılığı Eylem Grubu’nun (Air Transport Action Group) hedefleri ile de aynı çerçevede bulunuyor. Bildiri ayrıca, havacılık sektörünün 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma hedefini desteklemeye yönelik ortak bir görüş altında birleşiyor ve bir CTO grubu tarafından Haziran 2019'da verilen taahhüdü de güncelliyor.
Airbus, Boeing, Dassault Aviation, GE Aviation, Pratt & Whitney, Rolls-Royce ve Safran'ın CTO'ları önümüzdeki dönemde araştırma kuruluşlarına, tedarikçilere, yakıt üreticilerine ve havalimanı işletmecilerine, son yıllarda kaydedilen ilerlemeleri daha da geliştirmeleri ve havacılık sektörünün sürdürülebilirlik gündemini ortaya koymaları için bir eylem çağrısı yayınlayacak.
Ortak bildiri, Birleşik Krallık'taki havacılık, savunma, güvenlik ve uzay endüstrilerini temsil eden kuruluş olan ADS tarafından, Londra'da düzenlenen COP26 Konferansı öncesindeki etkinlikte, CTO'ların havacılık sürdürülebilirliğindeki ilerlemeyi görüşmek üzere bir araya gelmesiyle verildi.
Şirketlerin CTO'ları, havacılık teknolojisinin üç temel alanına odaklanmak üzere birlikte çalışmayı hedeflediklerini açıkladı. Açıklanan hedefler ise şöyle:
Uçak, motor tasarımı ve teknolojisini daha da geliştirmek
Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı’nın (SAF) kullanılabilirliğini ve benimsenmesini desteklerken, geleceğin yakıtı olan hidrojen konusunda inceleme ve araştırmalar yapmak
Endüstrinin güvenlik ve kalite standartlarını korurken, havacılıkta net sıfır karbonu mümkün kılacak yeni teknolojiler geliştirmeye devam etmek
Son beş yılda toplam 75 milyar doların üzerinde Ar-Ge yatırımı yapmış olan yedi şirketin CTO’su ayrıca aşağıdaki konularda çağrıda bulunuyor:
Yeni teknolojilerin geliştirilmesini desteklemek ile SAF ve yeşil hidrojen üretim kapasitesinin artırılmasını teşvik etmek için sürdürülebilir ve planlı bir yaklaşım
Düzenleme ve sertifikasyon standartlarına küresel ve tutarlı bir yaklaşım
Yeni teknolojilerin geliştirilmesinde araştırma kuruluşları ve havacılık sektöründeki tedarikçiler arasında iş birliği sağlanması
Akaryakıt üreticileri tarafından SAF üretim kapasitesine yatırım yapılması
Yeni havacılık teknolojilerini desteklemek için gerekli olan altyapıya havalimanı işletmecileri tarafından yatırım yapılması
2019 yılında verilen ortak taahhütten bu yana, yedi şirketin net sıfır karbon emisyonu elde etme yönünde aldıkları aksiyonlar, bugün hizmette olan filodaki iyileştirmelerden geleceğin teknolojilerine kadar uzanıyor. Bu kapsamda;
Airbus, 2035 yılına kadar dünyanın ilk sıfır emisyonlu uçağını teslim etme hedefini açıkladı ve ticari havacılık için bu yüksek potansiyelli teknolojiyi geliştirme taahhüdüne dikkat çeken hidrojenle çalışan üç konsept uçağı tanıttı. Airbus ayrıca, 2030 yılına kadar filosunda %100 SAF'ın kullanıma başlanması için sertifikasyona yönelik genel yol haritası kapsamında %100 SAF iklim etkisi projelerine de katılıyor.
Boeing, ticari uçaklarının 2030 yılına kadar %100 SAF ile uçabileceği ve ecoDemonstrator programında yeni teknolojileri test etmeye devam edeceği taahhüdünde bulundu. SAF yakıtı artırmak için SkyNRG ve SkyNRG Americas ile bir ortaklık duyurdu. Boeing ve Kitty Hawk ayrıca, 1.500'ü aşkın test uçuşuyla otonom, tamamen elektrikli hava taksisiyle kentsel hava hareketliliğinin geleceğini ileri taşıyacak bir ortak girişim olan Wisk'i kurdu. Boeing, bu kez yan kuruluşu Insitu ile birlikte, proton değişim membranlı (PEM) hidrojen yakıt hücresiyle çalışan ScanEagle3 insansız hava aracı ile beşinci hidrojen uçuş test programını tamamladı.
Dassault Aviation, SAF kullanımını aktif olarak destekliyor ve Falcon serisi hâlihazırda SAF uyumlu durumda. Dassault Aviation'ın Clean Sky 2 Ortak Girişimi ve Fransa’nın Sivil Havacılık Araştırma Konseyi (Corac) kapsamındaki çalışmaları, uçağın hareketi esnasında havanın gösterdiği direnci ve ağırlığını azaltarak yakıt tüketimini düşürmeye odaklanıyor. Avrupa Sesar programı ile Dassault Aviation, özel olarak tasarlanmış uçuş yolları kullanarak uçuş verimliliğini ve yakıt tüketimini iyileştirmeye çalışıyor. Dassault Aviation ayrıca gelecekte uçaklarda hidrojen kullanımıyla ilgili Corac projelerinde de yer alıyor.
GE Aviation NASA ile birlikte, tek koridorlu uçaklara yönelik olarak megavat sınıfı entegre hibrit bir elektrikli güç aktarma organının uçuşa hazır olduğunu göstermek için çalışmalar sürdürüyor ve %100 SAF standartlarını tanımlamaya yönelik endüstri çalışmalarına öncülük ediyor.
GE and Safran ortaklaşa olarak, açık fan ve hibrit elektrik gibi günümüzün en verimli motorlarına kıyasla %20'den fazla daha az yakıt tüketimi ve CO2 emisyonu hedefleyen yenilikçi teknolojileri göstermek ve olgunlaştırmak için Haziran 2021'de CFM RISE programını başlattı. Program hedefleri arasında, SAF ve hidrojen ile %100 uyumluluğun sağlanması bulunuyor.
Pratt & Whitney, De Havilland Canada, Collins Aerospace ve Kanada hükûmeti ile ortaklaşa olarak, mevcut bölgesel turboprop uçaklara kıyasla yakıt verimliliğinde ve CO2 emisyonlarında %30'luk bir iyileşme hedefleyen hibrit-elektrik uçuş göstericisi geliştirmeye yönelik büyük bir yatırımını duyurdu. Pratt & Whitney ayrıca daha verimli bir motor çekirdeği için teknolojiler geliştiriyor ve yakın zamanda Carlsbad, California'da bu çalışmaları desteklemek amacıyla seramik matris kompozitlere (CMC) özel yeni bir mühendislik ve geliştirme tesisi açtı. Pratt & Whitney aynı zamanda %100'e kadar SAF yakıtı ile çalışan motorları test etmeye devam ediyor.
Rolls-Royce, UN Race to Zero’ya katılım gösterdi ve dünyanın uzun mesafe uçak filosunun %40'ında bulunan tüm Trent motorlarının 2023 yılına kadar %100 SAF ile uyumlu hâle getireceğini kanıtlayacağını açıkladı. Bu ayrıca UN Race to Zero ile SAF'ın 2030'a kadar devreye alınmasıyla da paralellik taşıyor. SAF uyumluluk hedeflerini yönetici ücretleri için de şart koşan Rolls-Royce, iki geniş gövdeli uçak ve bir iş jeti motoru tipini %100 SAF yakıtı ile test etti. Shell ile SAF kullanımını geliştirmek ve hızlandırmak için bir Mutabakat Anlaşması (MoU) imzaladı. Dünyanın en hızlı tamamen elektrikli olmasını planladığı uçağı geliştirdi,uçurdu ve tamamen elektrikli ve Kentsel Hava Hareketliliği (UAM) pazarındaki müşterilerle bu on yılın ortalarında uçacak ürünlere güç vermek amacıyla anlaşmalar imzaladı.
Safran, mevcut ve gelecekteki motorlarda fosil yakıtın tamamen yerini alabilecek SAF'ın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için ortaklaşa çalışmalar yürüterek havacılık endüstrisinde CO2 emisyonlarının azaltılmasını hızlandırmak için TotalEnergies ile stratejik bir ortaklık kurdu. Safran ve Airbus, havacılık endüstrisi için hidrojen teknolojilerini hazır hâle getirmek için JV ArianeGroup'un bu konudaki yeteneklerinden ve test tesislerinden yararlanacak.
CTO'lar yaptıkları ortak bildiride, günümüzde uçuşlarda elli yıl öncesine göre Ücretli Yolcu-Kilometre (Revenue Passenger-Kilometres - RPK) başına %80 daha az yakıt kullanıldığına işaret ediyor. CTO’lar ayrıca havacılığın, insan kaynaklı tüm CO2 emisyonlarının %2,5'ini, küresel emisyonların ise %4'ünü oluşturduğunu ifade ederek küresel GSYİH’nin %4’ünü oluşturduğunu ve 88 milyon iş imkanı sunduğunu vurguluyor.
Rolls-Royce Holdings plc hakkında
Rolls-Royce, toplumları birbirine bağlayan, güçlendiren ve koruyan güç ve çözümlere öncülük etmektedir. Faaliyetlerinde (ürün testleri hariç olmak üzere) 2030 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu elde etmeyi hedefleyen Rolls-Royce, 2020 yılında UN Race to Zero kampanyasına katılarak faaliyet gösterdiği sektörlerin de 2050 yılına kadar net sıfır karbon hedefine ulaşmalarını sağlamak için öncü bir rol oynayacağını ortaya koymuştur.
Rolls-Royce 150'den fazla ülkede faaliyet gösteren 400'den fazla havayolu ve kiralama müşterisi, 160 silahlı kuvvetler ve deniz kuvvetleri ve 5.000'den fazla enerji ve nükleer enerji müşterisinden oluşan bir müşteri portföyüne sahiptir.
Rolls-Royce 2020 yılında 11.76 milyar sterlin gelir elde etmiş ve araştırma ve geliştirmeye 1.25 milyar sterlin yatırım yapmıştır. Rolls-Royce ayrıca, mühendislerini bilimsel araştırmanın ön saflarında konumlandıran 28 Üniversite Teknoloji Merkezi’nden oluşan küresel bir ağı da desteklemektedir.
Hibya Haber Ajansı