DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, MedyaScope’ta Ruşen Çakır’ın konuğu oldu. Babacan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Partimizin avukatları Metin Gürcan’ın sürecini çok yakından takip ediyorlar. Hem dosyanın detaylarını öğrenmeye çalışıyorlar hem de Metin Bey’in hukuki bir desteğe ihtiyacı olduğunda yanında yer alıyorlar. Bu gelişmenin arkasında elbette siyasi bir niyet de olabilir. Sayın Kavala’nın duruşmasının olduğu güne denk gelmesi tesadüf mü, yoksa başka bir şey mi var onu da bilemiyoruz… Türkiye’de dış politika meselelerinde muhalefet ‘milli mesele’ deyip geri durur, eleştiri yapmazdı. Bizim kurulmamızla birlikte bu konularda da ön alıcı bir şekilde hükümeti uyarma başladı. Özellikle Metin Gürcan bu alanda en sivri dilli eleştirileri yapan arkadaşımız. Bunları bir resme koyup baktığımızda akla bin bir türlü şey geliyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizi yıldıramazlar. Biliyorsunuz, partimize ilgi, destek giderek artıyor. Vatandaşlarımızın en çok merak ettiği, anlamaya çalıştığı yeni bir siyasi parti DEVA Partisi. O yüzden burada başka niyetler olabilir. Bizim önceliğimiz önce dosyayı görmek, sonrasında söyleyecek çok şeyimiz olacak.”

‘Sayın Bahçeli ben yokum derse ülke paldır küldür seçime gider’

“Şu anda anahtar Sayın Bahçeli’nin elinde. Sayın Bahçeli desteğini çektiğinde ülke paldır küldür seçime gider. Ben son güne kadar Sayın Erdoğan’ın her şeyi deneyeceğini düşünüyorum. Dene yanıl, dene yanıl yöntemiyle… Ortak akıl varken, istişare varken, ehliyetli ve liyakatli kadrolar varken bazı alanlarda çok büyük başarı elde ettik. Bu başarı Sayın Erdoğan'ın güçlü liderlik hanesine yazıldı. Ama şu andakinden daha fazla gücü hiçbir zaman elinde toplamamıştı. Yargıya hükmedebiliyor, meclis tamamen emrinde. Bürokrasiden kendisini durdurabilecek, frenleyebilecek, engel olacak hiçbir şey yok. Merkez Bankası’na talimat veriyor, ertesi gün o talimat oluyor. Bütün gücü elinde topladı ama çözemiyor. Demek ki başarının sırrı güçlü liderlikte değilmiş. Başarının sırrı güçlü kadrolardaymış, güçlü kurumlardaymış, istişaredeymiş, ortak akıldaymış.”

‘Mevcut hükûmetin inandırıcılığı kalmadı’

“Daha bugün Tahtakale’deydim. Artık hükümetin inandırıcılığı kalmadı. Ancak Anadolu’nun geneline ve Trakya’ya baktığımızda görüyoruz ki zamanında önemli bir destek verdikleri Sayın Erdoğan’la gönül bağı devam edenler var. Burada din faktörü de etkili elbette. Sorunların farkındalar ama ‘İstiklal mücadelesi veriyoruz, o yüzden fakirlikle tabii ki karşı karşıya olacağız’ diyorlar.”

‘Dönüşümlü zorbalığa müsaade etmeyiz’ 

“Uzun süre devam eden bir Sayın Erdoğan iktidarı ve ülkenin içine düştüğü durum, özgürlüklerle ilgili sıkıntılar, en son da bu ekonomik kriz, toplumumuzun belli kesimlerinde çok ciddi bir kızgınlık oluşturmuş durumda. Öyle bir kesim var ki sayıca çok değiller ama sosyal medyada aktifler ve bir rövanşist söyleme bugünden girmiş durumdalar. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Dönüşümlü zorbalık, yani gücü eline geçirenin kendisi gibi düşünmeyenlerin haklarını sınırlaması, hayatı dar etmeye çalışması yanlış. Kusura bakmasınlar, biz buna müsaade etmeyiz. Hukuk devleti hukuk sınırları içinde çalışır. Eğer hukuk devleti diyorsak herkes hukuka saygılı olacak. İktidara gelen, tek bir vatandaş bile olsa onun düşüncesine, hayat tarzına saygılı olacak, onu olduğu gibi kabul edecek.”

‘İktidarın seçimi kazanma şansı hemen hemen yok’

“İktidar partilerinden önemli bir kopuş olduğunu görüyoruz. Bizim şu anda gördüğümüz, sahada hâlâ AKP veya MHP’ye oy vereceğini söyleyen vatandaşlarımızın en az yarısı henüz gözlerine başka seçenek kestiremedikleri için bunu söylüyorlar. Çapraz sorularla deştiğinizde o desteğin niteliğinin bozulduğunu görüyorsunuz. Daha iyi bir Türkiye için değil, daha kötü bir Türkiye’den korktukları için bunu diyorlar. Kazanımlarını kaybetmekten korktukları için bunu diyorlar. Biz kendimizi iyi anlatmak zorundayız ki, bu ülkenin alternatifsiz olmadığını, bu ülkenin çaresiz olmadığını, çaresinin olduğunu, bu ülkeyi onlardan çok daha iyi yönetecek insanların olduğunu görmeliler. İnsanlarda ‘iyi yönetirler’ ve ‘seçimi kazanırlar’ güveni oluştuğunda seçim çok farklı bir yere gider. Artık iktidarın seçimi kazanma şansı hemen hemen yok.”

‘Seçimde sandık güvenliği ve açık ara farkla kazanmak önemli olacak’

“Bu seçimde sandık güvenliği çok önemli olacak. Tek tek sandıkların tutanaklarının saatli bir şekilde tutulması ve merkeze verilerin saatli bir şekilde iletilmesi için çok iyi bir yapı kurmak gerekecek. Bu konuda partiler arası görev paylaşımı yapmayı çok önemli buluyorum. Tabii YSK’nın son yıllardaki tutumu konusunda da endişeliyiz açıkçası. Az fark gibi tartışmalı konularda YSK hükümetin etkisi altına girebiliyor. Dolayısıyla bu seçimde yapılması gereken birincisi sandık güvenliği sağlamak, ikincisi açık ara farkla seçimi kazanmak. Önümüzdeki seçimin çok açık ara farkla mevcut hükümetin mağlubiyetiyle sonuçlanacağına inanıyorum. Türkiye’nin her yerini gezdiğim, vatandaşlarla, esnaflarla bir araya geldiğim için biliyorum.”


Hibya Haber Ajansı