TCMB’nin düzenlediği ekonomist sunumu toplantısında konuşan Başkan Sn. Şahap Kavcıoğlu, firmaların yatırım ve istihdam yaratma konusundaki iştahının arttığını söyledi. Başkan, geçici faktörlerin sona ermesiyle enflasyonun yavaşlayacağını söyledi. Merkez bankasının "aşırı" kur oynaklığı istemediğini ve gerektiğinde müdahale edebileceğini söyleyen Kavcıoğlu, para politikasının etkisinin 2022'nin ilk yarısında görüleceğini de sözlerine ekledi.
Sunumda üzerinde durulan başlıklar ve bunlara kendi yorumlarımız;
· Geçici faktörlerin ortadan kalkmasıyla enflasyon yavaşlayacaktır.
· Merkez bankası kararlı bir şekilde döviz rezervi biriktirmeye devam edecektir.
· Merkez bankası "aşırı" kur oynaklığı istemiyor ve bu tür durumlara müdahale edebilir.
· Döviz piyasasında gerçekçi olmayan ve sağlıksız fiyatlar görülmektedir.
· Para politikasının etkisi 1Y 2022'de görülecek.
· Firmalardan yatırımlara ve istihdam yaratmaya yönelik iştah artmaktadır.
· Türk bankalarındaki döviz mevduatlarının önemli bir bölümünün liraya çevrildiğini, ancak merkez bankası kripto para birimlerine taşınan bir miktarla “rahatsız” (Kavcıoğlu, kripto paralara taşınan miktarı belirtmedi).
Bu alıntılar ışığında; geçici faktörler çerçevesinde ilerleyen dönem enflasyonun düşmesini bekleyen, buna bağlı olarak da reel mevduat oranlarının pozitife döneceğine inanan bir Merkez Bankası görüyoruz. Diğer taraftan; faiz oranlarında indirim açısından sınırlı alanın büyük oranda kullanıldığını da belirten Kavcıoğlu’nun açıklamalarından indirimlerin önden yüklemeli şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu da, Aralık PPK’sından sonra Merkez Bankası’nın belli bir dönem bekleyebileceğini ortaya koymaktadır. Enflasyon konusunda benzer sıkıntıların 1Y22 döneminde de yaşanacağını düşünecek olursak, mevcut fiyat artışları ve oynaklık faktörlerinin ilave etkilerini gözlemlemek gerekebilir. Bununla beraber, para politikasının genel duruşunun gevşeme eğiliminde olduğunu ve Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği yeni ekonomi perspektifi doğrultusunda ilerleyeceğini de düşünmekteyiz. Yeni ekonomi perspektifi; ihracat ve istihdamın artmasıyla cari fazla veren ve yüksek büyüme sağlayan bir ekonomik görünüm amaçlamaktadır. Bu nedenle, faizlerin düşürülmesi isteği hükümet nezdinde söz konusudur.
Şu anki fiyat artışlarının geçici olduğunu ve enflasyona dönüşmeyeceğini düşünen Merkez Bankası, ayrıca son dönemde kurlarda görülen oynaklığın da iktisadi temellere dayanmadığını ve kendiliğinden dengeye oturacağını düşünüyor. Buna bağlı olarak, kur oynaklığından enflasyon çıkarımı yamayan bir Merkez Bankası varsa ana politika araçlarıyla buna bir cevap verilmeyecek demektir. Bilindiği gibi; Merkez Bankası 7 yıl aradan sonra kura müdahalede bulunmuştu. Bu müdahaleler oynaklığa müdahale gayesi taşımakla beraber, piyasanın likiditesine destek verme amaçlı olduğu belirtildi. Kura özellikle satılabilir rezerv varlıklar üzerinden müdahale edilecekse bile, bunun politikanın söylem ve eylem patikası noktasından destek görmesi gerektiğini ve kurları yukarı gönderen asıl faktörlerin elemine edilmesi gerektiğini düşünürüz.
Bu çerçevede, kredi mekanizmasına ilişkin olarak aktivitenin ticari krediler noktasında kalmasının arzulandığı ortadadır. Öte yandan, yüksek faiz etkisinden yoksun olacak bir ekonomide reel oranların negatif olmasının biz genel anlamda lira tasarrufları açısından olumlu olmayacağını ve efektiflik arz etmeyeceğini düşünürüz. DTH değişimlerinde de olaya para rotasyonu ve sisteme giriş çıkışlar üzerinden bakmak gerekmektedir. Yani DTH – TL rotasyonu eksik kalıyorsa, finansal sistemdeki paranın belli oranda kripto para veya yastık altına kayması durumu söz konusu olabiliyor.
Merkez Bankası’nın faiz indirme isteğinin süreceğini, buna karşılık Eylül’den sonra yapılan indirimlerle beraber sahip olunan alanı önemli ölçüde kullandığını görüyoruz. Bu çerçevede, 16 Aralık toplantısında son bir indirim gerçekleştirdikten sonra belli bir dönem beklemesi söz konusu olabilir.
Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı