Son yıllarda sağlıksız beslenme, hareketsizlik, sigara, alkol, fazla et tüketimi ve stres derken kalın bağırsak kanseri hızla yaygınlaşıyor. Acıbadem Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Altunizade Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Şişman, ülkemizde artık 20’li yaşlarda bile kalın bağırsak kanseriyle karşılaşıldığını belirterek, erken evre kolon kanserinin günümüzde tanı ve tedavisinin aynı anda, üstelik ameliyata gerek kalmadan girişimsel yöntemle yapılabildiğini söylüyor. Prof. Dr. Gürhan Şişman, kalın bağırsak kanseri riskini azaltmanın yollarını anlattı; kolonoskopide tespit edilen tümörün terapötik (tedavi edici) endoskopi ile ameliyata gerek kalmadan girişimsel yöntemle tedavisi hakkında bilgiler verdi, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

“Çok yedim, ondan oldu!”, “Stres anımda hep olur, sonra geçer!”, “Bu besin dokundu, o nedenle bağırsaklarım bozuldu!”… Günlük hayatın yoğun koşuşturmacası ve bir buçuk yılı aşkın süredir günlük yaşantımızda köklü değişikliklere yol açan yüzyılın salgın hastalığı Covid-19 pandemisinin tedirginliğiyle sağlığımızda bazı sorunları öteleyebiliyor, hatta ürettiğimiz bazı gerekçelerle hekime başvurmak yerine görmezden gelebiliyoruz. Oysa bu tür gerekçeler aslında çok önemli bir sorunun göz ardı edilmesine neden olabiliyor! Günümüzde hızla yaygınlaşan ve erken evrede belirti vermeyip sinsice ilerlediği için ancak kolonoskopide ortaya çıkan polipler, zamanla kalın bağırsak (kolon)   kanserine zemin hazırlıyor. Acıbadem Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Altunizade Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Şişman, karında şişkinlik, bağırsak alışkanlıklarında birkaç günden uzun süren değişiklik (ishal-kabız), makattan kanama, kilo kaybı, gaz ve geçmeyen yorgunluk gibi belirtilerin toplumda sık görülen kalın bağırsak kanserinin başlıca belirtilerinden olabildiğini belirterek “Ancak kişiler bu yakınmaları çoğunlukla farklı nedenlere yorabildiklerinden doktora gitmiyorlar, bu da sinsice ilerleyen kalın bağırsak kanserinin ileri evrede ortaya çıkmasına neden oluyor” diyor. Son yıllarda sağlıksız yaşam tarzı, hareketsizlik, sigara, alkol, et ağırlıklı beslenme, salam-sucuk-sosis gibi işlenmiş et ürünlerinin aşırı tüketimi, yeterince sebze tüketmemek ve stres gibi faktörlerle hızla yaygınlaşan kalın bağırsak kanserinin günümüzde 20’li yaşlarda da görülür hale geldiğini, ailede kanser öyküsü olmasının da riski artırdığını vurgulayan Prof. Dr. Gürhan Şişman;  bu tür yakınmaları olanların mutlaka gastroenteroloji doktoruna başvurup, gerekli görülmesi halinde kolonoskopi yaptırması gerektiğini söylüyor.

Kolonoskopi hayat kurtarıyor!

Kolorektal kanserler dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer alırken, kolonoskopi ile erken teşhis hayat kurtarıyor! Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Şişman kolonoskopi ile polip ya da poliplerin daha kansere dönüşmeden tespit edilip işlem sırasında alınmasıyla kanserin önlenebildiğini belirterek şöyle konuşuyor: “Kolonoskopinin 45 yaş üzeri kişilerde mutlaka yapılması gerekiyor. Bununla birlikte kalın bağırsak kanserinin belirtileri sayılabilen şikayetlerden herhangi birine veya birkaçına sahip olanlar ile akrabalarında kanser öyküsü olanlarda zaman kaybetmeden kolonoskopi olmak gerekir. Kolonoskopide tespit edilen polipin türü ve boyutu bir sonraki kolonoskopinin ne zaman yapılması gerektiğini gösterir.” İleri evredeki hastalarda cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi seçeneklerinden biri veya birkaçının kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Gürhan Şişman, buna karşın günümüzde Terapötik Endoskopi yani Tedavi Edici Endoskopi yöntemi ile erken evrede kanserin bıçak değmeden endoskopi cihazı ile tedavisinin mümkün hale geldiğini vurguluyor.

 

Terapötik (Tedavi edici) Endoskopi ile tanı esnasında tedavi!

Günümüzde endoskopi daha çok tanı amaçlı biliniyor. Oysa son dönemde tıp dünyasındaki gelişmeler ve hekimlerin tecrübesi bir zamanlar hayal gibi görünen tedavi yöntemlerini mümkün kılıyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Şişman artık terapötik (tedavi edici) endoskopi yöntemiyle tanı esnasında hastanın tedavisini aynı anda yapabildiklerini belirterek, ileri evre olmamak koşuluyla mide, yemek borusu ve bağırsak kanserlerinde girişimsel cerrahi yöntemi ile ameliyata gerek kalmadan, ağrısız, minimum kanama ve daha kısa sürede taburculuğun mümkün olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Gürhan Şişman bu yöntemi şöyle açıklıyor: “Dünyada son 10 yılda kullanılan, ülkemizin de son 5 yılda tanıştığı Terapötik endoskopide; erken evrede bağırsak kanseri, mide kanseri, özofagus kanseri ve yutma bozuklukları (akalazya) gibi hastalıkların endoskopi ile tanısını koyduğumuz sırada uygunluk durumunda tedavisini gerçekleştirebiliyoruz. Endoskopi cihazı aynı ancak hekimin tecrübesi ve yardımcı ekipman varlığı ile bu mümkün oluyor. Endoskopi cihazı ile içeride gördüğümüz bir tümörü, erken evrede ise terapötik endoskopi yöntemiyle içeriden keserek tamamen çıkarabiliyoruz. Örneğin birinci evre olan bir bağırsak kanserinde hasta bağırsağının 30-40 santimini kaybetmek zorunda kalmıyor. Dolayısıyla hastanın bedeninde hiçbir kesik, çizik oluşturmadan, tamamen içeriden yapılan ve hastanede kalış süresini 7-8 günden 1 güne indiren bir tedavi yöntemi oluyor. Hastanın taburculuk süresini kısaltırken, yaşam kalitesini de artırıyor.”

 

Hibya Haber Ajansı