Geçtiğimiz iki yılda dünya ekonomisi karantinaların neden olduğu ekonomik yavaşlamayla mücadele ederken, geleceğin ekosistemini oluşturacak olan enerji ekonomisi büyüme devam ediyor. Yeşil enerjiye geçiş süreciyle gelişmeye devam eden enerji ekonomisi için üretim, depolama ve tüketim alanlarında kaydedilen ilerlemeyle yeni ekosistem gelişimini hızlı bir şekilde sürdürüyor.
Rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilebilir enerji kaynaklarının yaygınlığı son yirmi yılda katlanarak artarken, yenilenen modellerle elektrikli araç satışları rekor kırmaya devam ediyor. Teknolojik inovasyonlar ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik alınan kararlarla gelişimi hızlanan yenilebilir enerji yatırımları, finansal piyasalarda da kıymetli maden fiyatları üzerinde etki yaratmaya başladı.
Temelleri 1800’lü yıllara kadar dayanan enerji ekonomisin yarınının, bugünden oldukça farklı olacağı belirginleşmeye başladı. Sistemin sürdürülebilirliği için elektrik üretiminin mümkün olduğunca erken karbondan arındırılması geriyor. Hidrojen yakıt hücrelerinin yaygınlaşması beklenen 2050 yılına kadar dönüşümün hızla devam etmesi bekleniyor.
Yeşil Ekonomi
Önümüzdeki yıllarda sıkça konuşacağımız enerji ekonomisi, gelişen pazarın sunduğu yatırım fırsatlarıyla büyümeye devam ederken, altyapı yatırımlarıyla da uluslararası rekabet için önemli ve yeni bir alan haline geliyor. Ülkeler ve şirketler için küresel enerji ve teknoloji tedarik zincirlerindeki konumları, ekonomik gelişimleri için oldukça önemli bir hal alıyor. Sıfır emisyonun hedeflendiği 2050 yılına kadar katlanarak artması beklenen; rüzgâr türbinleri, güneş panelleri, lityum iyon piller, elektrolizörler ve yakıt hücreleri gibi alanlarda üretim merkezlerinin oluşturulması da önemli bir konu haline geliyor.
Teknolojinin gelişmesiyle hafif araç sınıfından çıkıp ağır sanayi ve uzun mesafeli taşımacılık alanlarında da gelişme gösteren elektromobilite; gelişmiş piller, hidrojen elektrolizörleri ve gelişmiş biyoyakıtlara ihtiyaç duyuyor. Teknoloji ve enerji alanında yaşanan değişimle şekil kazanacak olan kıymetli maden piyasasında da hareketlilik yaşanıyor.
Enerji Piyasası
Elektrik piyasasında, gündelik ihtiyaçlarla artan taleple birlikte elektromobilitenin hızlanıyor olması toplam enerji talebini yükseltecektir. Artan elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak için enerji üretimine yönelik yeni yatırımların yapılması da pazarı genişletiyor ve enerji ekonomisindeki büyümeyi destekliyor. Platin, bakır, gümüş gibi ham madde talebi de elektrikli araç üretiminin artması ve yeşil enerji yatırımlarıyla yükselmeye başladı.
Enerji depolama alanında ise piller, enerji ekonomisinde merkezi bir rol oynuyor. İlerleyen yıllarda artan enerji üretimiyle depolama ihtiyacı da artacağından dolayı lityum, nikel ve kobalt gibi çeşitli kritik ham maddelerin talep artışı hızlanarak devam ediyor.
Gelişen teknolojiyle; enerji üretimi, tüketimi ve depolanması önemli bir konu olacak. Ülkelerin bu alanda üstünlük elde etmesi için enerji start-up şirketlerin oynayacağı rolün belirlenmesi ve desteklenmesi ekonomik gelişim için oldukça kritik bir konu. Çin ve Avrupa Bölgesinde oluşan enerji start-up şirketlerindeki artış oranları da durumun önemini net olarak gösteriyor.
Elektrikli Araçlar
2020 yılında elektrikli otomobil satışları, 2019'a göre %40 artışla 3 milyona ulaştı. Güçlü büyüme, küresel otomobil pazarındaki genel durgunlukla tam bir tezat oluşturuyor. Şu an yollardan olan 10 milyon elektrik araç sayısının ise 2030 yılında 300 milyona ulaşması bekleniyor. Drone, e-bisiklet, scooter gibi küçük araç gruplarından elektrikli otobüs, kamyon, yat hatta uçaklara kadar uzanan elektrik araç pazarı Çin, Avrupa ve ABD’de hızla büyümeye devam ediyor.
Elektrikli araç sayısının artmasıyla elektrik şarj istasyonlarının kurulumu da giderek yaygınlaşmaya başlamış durumda. Sistemin sürdürülebilirliği için şarj altyapılarının iyileştirilmesi ve genişletilmesiyle enerji pazarı büyüme devam edecektir. Enerji dağıtım sistemlerinin entegrasyonu ve sürdürülebilir pillerin üretilmesiyle gelişimin 2050 yılana kadar devam etmesi bekliyor.
Yeşil Enerjiye Geçişte Kritik Madenler
Dünya Platin Yatırım Konseyi'ne göre, otomobil endüstrisinden gelen platin talebinin önümüzdeki yıl %20 artarak 3,24 milyon onsa çıkması bekleniyor. Yapılan çalışmalarla ise gelişen pil üretiminde, hidrojen yakıt hücreli araçlara geçilmesiyle platin talebinin daha fazla artabileceğini gösteriyor.
Yeşil enerjiye geçişle birlikte rüzgâr türbinleri, güneş enerjisi tesisleri ve şarj istasyonlarının imalatında kullanılan gümüş talebinin de yükselmesi bekleniyor. Elektrik enerjisinin dağıtımında yararlanılacak, iletkenliği yüksek bir maden olan bakır talebinin ve buna bağlı olarak fiyatının yükselmeye başladığı görülüyor.
Platin
Uzun vadeli grafikte 12 yıldır devam eden düşüş trendi kıran platin fiyatı, 1300 dolara yükselmesinin ardından geri dönüş hareketinin destek bölgesi olan 900 dolar bölgesinden tutunmaya çalışıyor. Uzun vadeli harekette 1100 dolar üzerine geçilmesi halinde 1300 dolar devamında 1900 dolar hareketi başlayabilir. Satış baskı yaşanması halinde son iki yıllık fiyat hareketi içinde yapılan Fibonacci hesaplamasına göre 61,8’lik dilim denk gelen 860 dolar destek olarak izlenebilir. Yakın vadede ise düşüş kanalı kırıldı 960 dolar direnci geçilirse 1000 dolar denemesi gelebilir.
Bakır
On yıl önceki seviyelerine geri dönen bakır fiyatı, geçtiğimiz yıl yaşanan yükseliş sonrasında bayrak formasyonu çiziyor. Fibonacci 123,6 direncinin bulunduğu 5,29 dolar geçilirse 8 dolar hareketi başlayabilir. Yaşanabilecek düşüşlerde 4,00 / 3,75 arası ilk destek bölgesi, kırılması halindeyse 3,50 / 3,40 bölgesi ana destek olarak izlenebilir. Kısa vadeli grafikte sıkışma yaşayan bakır fiyatın 4,40 ve 4,20 seviyelerinde kırılma yaşanabilir.
Gümüş
Son 30 yıllık grafikte Fibonacci 50,0 seviyesinin bulunduğu 26,70 dolar üzerinde kalmakta zorlanan gümüş fiyatı için Fibonacci 61,8’in bulunduğu 21 dolar desteği oldukça önemli. 26 doların üzerine geçilmesi halinde 30 / 32 dolar bandı test edilebilir.
Kaynak ALB Forex
Hibya Haber Ajansı