Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Fatih Dönmez, CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı. Bakan Dönmez, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Salgın nedeniyle 1 yıl öncesinde dünyada yaşanan kapanmalardan ve üretimin durma noktasına gelmesinden kaynaklı olarak arz fazlası olduğunu belirten Dönmez, bu süreçte fiyatların da son 15-20 yılın en düşük seviyelerinde olduğunu hatırlattı.

Geçen yıl petrolün varil fiyatının 40-50 dolar seviyelerinde, doğal gazın bin metreküpünün 150 doların altında, kömür fiyatlarının 40-45 dolar civarında olduğunu anımsatan Bakan Dönmez, "Bugün geldiğimizde hakikaten anormal fiyatlar oluştu, petrol fiyatları 75-80 dolarlara geldi. Neredeyse iki katı. Doğal gaz fiyatlarında çok daha anormal bir sıçrama oldu, yani geçtiğimiz eylül ayında Avrupa pazarlarında 1000 metreküpü bazı günler 1400 dolarları bile buldu, şu anda 1000 dolarların altına gelmiş durumda. Kömür fiyatları da bunları takip etti, yine eylül-ekim aylarında 200-240 dolarlara kadar geldi. Bir miktar gevşeme var, ama hala eski fiyatlara, eski rakamlara gelmedi." diye konuştu.

Bakan Dönmez, bunda salgının ve salgın sonrası hızlı bir toparlanmanın etkisinin olabileceğini belirtti.

Kışa hazırlıklı girdik

Mevcut şartlarda 2-3 yıl sonrası bugünden söylemek için erken olduğuna işaret eden Dönmez, "Bu kış en azından böyle gidecek gibi gözüküyor, öncü göstergeler var. Belki baharla birlikte kış bitiminden sonra bir miktar gevşeme olabilir, bunu biraz daha zaman gösterecek." dedi.

Avrupa'da da doğal gaz fiyatlarının çok ciddi artığının altını çizen Bakan Dönmez, "Orada bazı kısıtlamalara gidildi. Mesela ben İngiltere’deki bir-iki örneği söyleyeyim. Özellikle çok zorunlu olmayan üretimlerin ertelenmesini istedi hükümetler. Mesela gübre üretimi, İngiltere’de dediler ki; 'şu anda bir miktar azaltalım, sonra bu kışı atlattıktan sonra tekrar bakarız' dediler. Evlerde bir sıkıntı yok evlerde bir sıkıntı yok." şeklinde konuştu.

Çin’de de bazı fabrikaların üretimi ertelediğine dikkati çeken Dönmez, alınan kararlar sonrası kömür fiyatlarında bir gevşeme olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin elinde doğal gazının olduğunu vurgulayan Dönmez, "Teknik olarak zaten herhangi bir sıkıntımız yok, kontratlarımız vardı." dedi.

Türkiye'nin her yılın sonunda gelecek yılın planlamasını yaptığına değine Dönmez, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz yıl da yine bu dönemlerde planlama yapıldı. Tabii o zaman biliyorsunuz tam da Kovid-19'un içerisindeydik ve yaklaşık ve yaklaşık 50-51 milyar metreküplük bir talep tahmini yapılmıştı, ona göre de zaten kontratlarımız bu talebi karşılayacak ölçüdeydi. Fakat özellikle ikinci yarıyıldan sonra bir talep patlaması, hem iç talebin, hem de ihracata dönük çalışan sanayideki talebin patlamasından dolayı bizde de yaklaşık 10 milyar metreküplük ilave bir talep söz konusu oldu. Yani 50-51 milyar metreküp doğal gaz tüketimini öngörmüşken, yılı muhtemelen 58-60 arasında bir miktarda karşılayacağız. Tabii bunu biz nereden karşıladık? Bu ilave 10 milyar metreküpü biz de spot piyasalardan, yani hem sanayiciyi, hem de vatandaşı gazsız bırakmamak için ilave kontratlar yapmak suretiyle çoğunluğu LNG olmak üzere bu tedariki sağlamış olduk."

Genellikle spot piyasalarda 1 yıllık kontratlar yapıldığına işaret eden Dönmez, "Bizim ama bir de zaten elimizde uzun dönemli boru hattından aldığımız, yine bazı LNG tedarik noktalarından temin ettiğimiz uzun dönemli kontratlarımız da vardı, dolayısıyla biz bu kışa hazırlıklı girmiş olduk, yani o kontratlarımızı yapmış olduk. Bir de, özellikle biz son 3-4 yıldır giriş kapasitelerinin ve giriş noktalarının sayısını artırdık. Önceden sadece kara bağlantılarımız ağırlıklı çalışırken Rusya’dan, Azerbaycan’dan ve İran’dan, şimdi biz iki tane kara LNG terminaline iki tane de yüzer LNG terminali ekledik gemilerimizi. Birisi İzmir’de, diğeri de Hatay Dörtyol’da. Bunlarla birlikte giriş kapasitemizi neredeyse günlük 300 milyon metreküpe kadar ulaştırdık, yer altı depolarının kapasitesini artırdık bu arada." diye konuştu.

"300 milyon metreküpe kadar günlük sevkiyat yapabilir hale geldik"

Türkiye'nin daha önceden günlük yaklaşık 47 milyon metreküplük doğal gaz giriş noktası olduğunu hatırlatan Dönmez, şu bilgileri verdi:

 "Batıdan bizim bir 46 milyon metreküplük giriş noktamız vardı. Şimdi onlara biz ilave ne yapmış olduk? İzmir’de FSRU ile 28 milyon metreküplük ki bu yüzer platformdur gemi üzerinde, bunu eklemiş olduk. Yine Aliağa’da bizim daha önce günlük sadece 16-20 milyon metreküp giriş kapasitesi olan bir tesisimiz vardı, bunun çıkış kapasitesini 40 milyon metreküpe çıkartmış olduk. TANAP devreye girdi ilave bir kaynak olarak, günlük yine buradan 17 milyon metreküp doğal gaz girişi sağlayabiliyoruz.

Tuz Gölünde tuz yapılarında dünyanın en büyük yer altı deposunu inşa ediyoruz. Şu anda burada 40 milyon metreküp/güne kadar bir doğal gaz üretim imkanımız var, ama yakın bir gelecekte, inşallah 2023’te bunu 80 milyon metreküpe kadar çıkaracağız.

Burada Hatay-Dörtyol’da yine yüzer LNG platformumuz üzerinden 28 milyon metreküp günlük bir ilave giriş kapasitesi oluşturmuş olduk. Şu anda inşaatı devam eden Saros Körfezinde bir terminalimiz daha var, bu da önümüzdeki yıl inşallah bu da bitmiş olacak, 28 milyon metreküp günlük bir kapasiteye daha ulaşmış olacağız."

Türkiye'nin geçen yıllarda doğal gaz tüketiminin günlük 240-250 milyon metreküpe kadar çıktığını hatırlatan Dönmez, "O zaman sistem biraz zorlanıyordu açıkçası ve bazı kesintili müşterilerimizi, yani bunlar tabii evlerimiz değil, sanayi kuruluşlarını o dönemlerde ikinci yakıta geçmesini söylüyorduk ve biz bu doğal gazı ağırlıklı olarak konutlarımıza veriyorduk. Şimdi artık öyle bir tedbire ihtiyaç kalmamış oldu, giriş kapasitemizi artırmış olduk. 300 milyon metreküpe kadar günlük sevkiyat yapabilir hale geldik." ifadelerini kullandı.

Yeraltında 40 Eyfel Kulesi kadar büyüklükte doğal gaz depoları yapıyoruz

Şu andaki planlamalarla 300 milyon metreküpün, Türkiye'nin gelişmesini de dikkate alarak, ihtiyacı karşılayacak şeklide olduğunu belirten Bakan Dönmez, "Ama bu doğal gaz depolarını da ilave ettiğimizde biz bu rakamı önümüzdeki üç-dört yıl içerisinde 400 milyon metreküpe kadar çıkartmış olacağız. Çünkü ülkemiz aslında sürekli gelişiyor. Biz 2000’li yılların başında sadece 5 ilimizde doğal gaz kullanırken, 5 büyükşehirde vardı biliyorsunuz, bugün itibariyle 81 ilin tamamı doğal gaz kullanıyor ve yaklaşık 609 yerleşim birimine, yani il, ilçe, belde merkezi bakımından baktığımızda doğal gaz kullanıyor. Doğal gazın erişme oranı yüzde 80’lere çıktı, yani nüfusumuzun yüzde 80’i doğal gaza erişmiş durumda, yüzde 70’i de doğal gaz kullanıyor, büyük bir rakam. Ama işte nüfusumuz ve ülke büyük olunca da bu talebi karşılayacak şekilde teknik altyapıyı güçlendirmemiz gerekiyor." dedi.

BOTAŞ'ın Tuz Gölü'nün yanındaki tesisinden de bahseden Dönmez, "Üstünde tarım yapılıyor, ama buradan 1000 metre falan aşağıya inince büyük tuz yapıları var. Biz burada o tuz yapılarını Kızılırmak’tan su taşıyarak basınçlı suyla eritiyoruz ve mağara oluşturuyoruz. Yani mağara dediğimiz de, bayağı büyük, içine bir Eyfel Kulesi sığar. Bir mağaraya bir Eyfel Kulesi sığacak büyüklükte mağaralar açıyoruz. Şimdiye kadar 10 tanesi bitti, hedefimiz orada 40’a çıkmak." diye konuştu.

Tesisin yaklaşık 1 milyar metreküplük büyüklükte olan ilk fazının 2017'de açıldığını aktaran Dönmez, "Hemen arkasından ikinci fazla ilgili çalışmalar devam ediyor. İlk fazı dediğim 1 milyar metreküplük, şimdi biz orayı 4,8 milyar metreküpe kadar artıracağız, o da inşallah 2023’te bitecek. Benzer bir projemiz de Silivri’de devam ediyor kapasite artışı, orada da 2,8 milyar metreküplük fiili bir depomuz var, onu da 2 katına kadar artıracağız. Dolayısıyla toplamda baktığımızda yaklaşık 10 milyar metreküplük bir yeraltında depolama imkanına kavuşmuş olacağız. Bu da bizim özellikle arz güvenliği açısından çekişin yoğun olduğu saatlerde gaz ihtiyacımızı buradan karşılamış olacağız, böyle bir avantaj sağlıyor." dedi.

Türkiye'nin 1 yıl sonrasında da   ilgili bir sıkıntı yaşamayacağına işaret eden Dönmez, bugünden gelecek yılın planlamalarının yapıldığını vurguladı.

Uzun dönemli kontratların Türkiye'nin elini büyük ölçüde rahatlattığına işaret eden Bakan Dönmez, ekstradan gelen talep artışı için de anlaşmalar yaptıklarını, daha uzun dönemli anlaşmalar yapma ihtimallerinin olduğunu belirtti.

Dünyada doğal gaz fiyatlarının geçen yıla göre 5 ila 8 kat arasında arttığına dikkati çeken Dönmez, "Biz bu maliyetlerin büyük bir kısmını hükümet olarak, devlet olarak üzerimize aldık. Bugün özellikle hane halkı bazında baktığımızda neredeyse 4’te 3’ünü devlet karşılıyor. Başka bir deyişle, size eğer ayda 100 lira fatura geliyorsa 300 lirasını da devlet karşılıyor demektir doğal gazda."

Küresel artışın vatandaşa yansımasını yüzde 20-25’ler mertebesinde tutulduğunu aktaran Bakan Dönmez, "Aşağı yukarı bu kadar olmamakla birlikte elektrik tarafında da aslında benzer durumlar var. Niye elektrikte de fiyatlar arttı? Çünkü biraz önce size ifade ederken, hani elektriğin biz aşağı yukarı yarısını da kömür ve doğal gazdan üretiyoruz, doğal gaz da ithal bir ürün, yani yurt dışından alıyoruz, aynı maliyetler onun için de ödüyoruz. Yani doğal gazı aldığınız ülkeden konut için farklı fiyat, sanayi için farklı, elektrik için farklı almıyorsunuz, siz toptan aldığınızda tek bir fiyatı var. Orada da tabi kaçınılmaz birtakım maliyetler oluştu, onun da etkisi elektrik piyasasına oldu, çünkü ikincil ürün orada baktığınızda elektrik fiyatları. Avrupa’da aslında orada da benzer sıçramalar var, yani orada da 2 kat, 3 kat toptan piyasalarda, elektrik piyasaları için söylüyorum Avrupa’da, orada da benzer artışlar oldu."

"150 milyar liranın üstünde vergiden fedakarlık edildi"

Akaryakıt satışında da kamunun aldığı tedbirlerden bahseden Dönmez, "Şimdi akaryakıt fiyatlarına girmedik, orası tam serbest giriyor mesela baktığınızda, kamu orada hiç yok, rafineriler özel, dağıtıcılar özel, bayiler özel. Orada rafinerilerde oluşan bu yüksek maliyetler birkaç gün içerisinde pompaya yansıyor. Devletimiz onu nasıl yönetti? Eşelmobil sistemiyle akaryakıt üzerinde olan ÖTV’yi sıfırlamak suretiyle fiyatların anormal derecede yükselmesini önlemiş oldu. 60-65 milyar da belki öyle bir vergiden fedakarlık yapılmış oldu. Toplamda enerji ürünler açısından baktığımızda, yani bu sene hükümetimiz yaklaşık 150 milyarın üstünde, yani belki 160’ı bulabilir, bir fedakarlık. Yani bu rakamı şöyle söyleyelim: 84 milyon insanımız yaşıyor, neredeyse kişi başına 1800 ila 2000 liralık bir destekten bahsediyoruz. " ifadelerini kullandı.

Avrupa'daki ülkelerin enerji fiyatlarından örnekler veren Bakan Dönmez, " İsveç’te bakın şu anda kilovatsaati doğal gazın, tabi biz aslında metreküp olarak satıyoruz, ama kilovatsaat genel bir enerji birimi olduğu için oradan bir yaklaşım, bunu metreküpe çevirmek için de 10’la çarpmak lazım, öyle söyleyelim, İsveç’te 0.23, 10’la çarpsak 1 metreküpüne şu anda konutta 2.3 euro ödüyor. Yunanistan komşumuz, 1 euro ödüyor. 

Biz konutta, işte biz bakın şu anda 19 cent ödemiş oluyoruz, yani yaklaşık 2 lira gibi bir rakamdan İstanbul için bahsedebiliriz." dedi.

Şu anda  Avrupa’daki tüm ülkelerden en ucuzunu doğal gazın Türkiye'nin kullandığının altını çizen Bakan Dönmez, hanelerin yanında sanayi ve ticaret için de benzer bir istatistiğin olduğunu söyledi.

Avrupa'da indirimler yapabilen ülkelerin indirim yaptığına işaret eden Dönmez, "Mesela bazıları işte üzerinden KDV gibi bazı vergiler var, o vergileri azaltmak suretiyle yaptı, bizim akaryakıtta yaptığımızı yaptılar. Biz ama kaynağında bu desteği, yükü üzerimize alarak vatandaşımıza bunu yansıtmamış olduk, neredeyse 4’te 1 oranında bir oranı yansıtmış olduk. Yoksa 5 kat pahalı ödüyorduk.

Hollanda'da 1 litre benzinin 2 euro, İspanya'da 1,5  olduğunu belirten Dönmez, "Türkiye 0,62 euroyla en alt sırada yer alıyor. Ve petrolün de uluslararası piyasadaki fiyatı tek, yani işte bugün 75 dolar mertebesinde." diye konuştu.

Bakan Dönmez,yakıtta ÖTV'nin sıfırlandığını, sadece bir miktar KDV kaldığını belirterek, "Dolayısıyla çıplak ürün fiyatını, neredeyse rafine çıkış fiyatını burada yansıtıyor durumdayız." dedi.

Türkiye'nin Avrupa'nın en pahalı benzinini kullandığına dair söylemlerin olduğunun sorulmasına üzerine Dönmez, " Yakın bir tarihte, yaklaşık bu uygulama 2-3 yıldır devam ediyor, böyle bir rakam yok. Belki o petrol, akaryakıt fiyatlarının daha düşük olduğu dönemde, bizde de ÖTV varken ama, öyle dünyanın en pahalı değildik yine de, biz hep Avrupa’nın bir miktar altındaydık zaten.

Şöyle bir şey de var: Yani petrolün bir fiyatı varsa siz Afrika’nın en zayıf ülkesi de olsanız ona 74 dolar ödüyorsanız Türkiye de 74 ödüyor, Almanya da 74 dolar ödüyor." diye cevap verdi.

" Avrupa’nın da en ucuz elektrik kullanan ikinci ülkesiyiz"

Avrupa'daki elektrik fiyatları hakkında bilgi veren Dönmez, "Bir kilovatsaati bakın işte İngiltere’de 0,4 eurolardan bahsediyoruz, ortalama herhalde Fransa’yı alsak 0.22, ki Fransa elektriğin yüzde 70’ini filan da nükleerden elde ediyor, yani daha ucuz bir kaynaktan elde ediyor. Bir başka ilginç nokta İsveç, Norveç, buralarda hidrolik potansiyeli oldukça yüksek ülkeler, ki hidrolikten elektrik üretmek maliyeti daha düşük. Biz yine 0,05 euroluk bir bedelle Ukrayna’nın bir tık üstündeyiz, yani Avrupa’nın da en ucuz elektrik kullanan ikinci ülkesiyiz." ifadelerini kullandı.

Kademeli tarife ile ilgili çalışma

Türkiye'nin sorunları kaynağında çözdüğünü vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:

"Özellikle sosyal yardıma desteği alan vatandaşlarımız da var. Onlar için bizim 2019 Mart’ından itibaren yeni bir uygulama başlattık 150 kilovat saate kadar o vatandaşlarımızın elektrik bedellerinin tamamını biz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesinden karşılıyoruz. Yaklaşık 2 milyon 400 bin kişiden bahsediyoruz. Onlar aşağı yukarı da işte bu program 2-2,5 yıldır devam ediyor 6 milyar liralık da bütçeden böyle bir katkı sağladık. Bu tarifede herkes yararlandı. Ama ayrıca ben o kadar da para ödemeyecek haldeyim diyen vatandaşlarımız ki olabilir sosyal yardım kapsamında değerlendirilen. Orada da 2 milyon 400 bin haneye biz 150 kilovat saate kadar böyle bir destek sağlıyoruz."

Gelecek yıl da bütçe imkanları çerçevesinde vatandaşımızı özellikle de hane halkını desteklemeye devam edeceklerin ve kademeli tarife ile ilgili bir çalışma olabileceğini ifade eden Dönmez, " Çok tüketen daha fazla ödeyecek, az tüketen daha az ödeyecek bir modelden bahsediyoruz hem gazda hem de elektrikte. Biraz daha verimliliği de teşvik eden bir mekanizma baktığınızda." diye konuştu.

Türkiye'nin dünya tarihinin en hızlı üretime hazırlık çalışmalarından, projelerinden birini yürüttüğünün altını çizen Bakan Dönmez, "2023 işte belki ilk çeyreğinde hedefimiz inşallah o gazı getireceğiz. Tabi o gaz bulunduğu ertesi gün evimize gelme imkanı yok, çünkü saha büyük bir saha orada bir sürü kuyu açacağız üretime hazırlayacağız, çalışma yapılacak. Sonra orada toplanan, üretilen gaz bir boru hattı ile kıyıya gelecek, kıyıda bunun işleme tesisleri olacak, yani bir nevi rafinaj tesisleri. Bu arada BOTAŞ’ta ana iletim hattı Düzce tarafından daha yüksek kapasiteli bir boru hattı ile Filyos’a kadar biliyorsun Filyos'ta karaya çıkacak onları orada buluşturacağız, bunlar tabi biraz zaman isteyen işler. Ama bunlar 2023'te inşallah." bilgisini paylaştı.

Karadeniz gazı 2023'te evlerde

Karadeniz'de keşfi yapılan gazın evlerde ne zaman kullanılacağına ilişkin soruya ise Bakan Dönmez, şöyle cevap verdi:

"Karadeniz'deki gaz 2023'te siz ulusal sisteme bağlanacağı için herkes kullanabilir hale gelecek.

Şimdi ilk üretimi biz günlük 10 milyon metreküp olarak planladık, bu da yaklaşık 3,5-4 milyar metreküp eder. 2025-2026 gibi muhtemelen plato dediğiniz yani maksimum üretim seviyesine çıkacağız ki orada da 15 milyar metreküp ile 20 milyar metreküp arasında bir üretim demektir. Öyle baktığımızda bugün konuklarımızın ürettiği gazın tükettiği gazın toplam miktarı da aşağı yukarı buralarda.

Dolayısıyla, orada yıllık ürettiğimiz gaz hani teorik olarak baktığımızda konutların ihtiyacı kadar bir gazı biz üretiyor olacağız. Ondan sonra 20 yıl boyunca inşallah evlerin doğal gazı bizim gazımız olacak."

Sakarya gaz sahasında ilk olarak 405 milyar metreküplük bir keşif, arkasından 135 milyar metreküp de Amasra sahasında bir keşfimiz olduğunu anımsatan Bakan Dönmez, "540 milyar metreküplük bir keşfimiz oldu. Ama bu arada biz orada o gün birinci kuyuyu açmıştık, şimdi 8. kuyuyu açıyoruz Karadeniz'de. İlk 10 kuyuyla birlikte de ilk üretimi geçmiş olacağız. Önümüzdeki yılın sonuna kadar bu 10 kuyuyu tamamlayacağız. Kuyuların üretime hazırlık testleri, tamamlama işlemleri yapılacak. Boru hattına önümüzdeki yıl başlayacağız muhtemelen mayıs, haziran gibi boru hattını döşemeye başlayacağız su altına." şeklinde konuştu.

Boru hattının 169 kilometrelik bir mesafeden oluşacağını aktaran Bakan Dönmez, bu derinlikte, bu mesafede ve süreyi de dikkate alındığında projenin zamanında bitmesi halinde  dünyada birkaç açıdan rekor kıracağını dile getirdi.

"Hem de milletimiz kazanmış olacak"

Boru hattıyla biz kıyıya gelineceğini belirten Dönmez, "Şimdi kıyıdaki kara terminali dediğimiz terminalin de işleri sözleşmeleri ihaleleri yapıldı orada inşaatlar başlayacak. Bu kabaca işte üç işi bitirmiş olacağız. Şu anda borularımızı imal ediliyor yurtdışında belli bir safhaya geldi. Bu boruları düşecek firmayla da sözleşmeler imzalandı, onlar da inşallah önümüzdeki yılın işte belki Mayıs, Haziran gibi gelmiş olacak ve süratle yılsonuna kadar da o boru döşeme işlemlerini bitireceğiz, testler bitecek inşallah ilk alevi 2023'te yakmış olacağız."

Gazın ulusal sisteme dahil olmasıyla maliyet kontrolünün de ellerinde olacağına değinen Dönmez,  " Biz özellikle gemilerimizi kendimiz filomuza dahil ettiğimiz için operasyonel maliyetleri de oldukça minimize ettik, bunlar bize maliyet avantajı sağlayacak. Tabi bazı işleri ister istemez ihtisas sahibi kurumlara yaptırıyoruz, bunlar çünkü bir defa yapılacak işler. Ama sondaj faaliyetleri bizim için son derece kritik faaliyetlerdi. Onlarla biz bir maliyet avantajı sağlayacağız. İnşallah sonunda günün sonunda hem devletimiz kazanmış olacak hem de milletimiz kazanmış olacak."

Çıkacak gazın Türkiye'nin toplam tüketimin sanayi ve ticari yerleri de dahil edince yaklaşık yüzde 30'una tekabül ettiğini dikkati çeken Bakan Dönmez, bunun 540 milyar metreküplük keşifle olduğunu söyledi.

Bakan Dönmez, "Ocak-Şubat gibi yine keşif amaçlı bir sondajımız olacak. Tabi bugünden gaz vardır, yoktur demek istemiyoruz, ama artık bu sahanın yapısının yani jeolojik olarak arkadaşlarımız çözdüler ve ümitvar konuşuyorlar. Ama biz genellikle ben biliyorsun ihtiyatlı konuşurum. Keşif inşallah olur, orada da bir keşifle karşılaşırız." Diyerek sözlerini tamamladı."


Hibya Haber Ajansı