HDP barış ekonomisiyle refahı müjdeliyor

ANKARA Sosyal adaletin yerel yönetimlerden sağlanacağı ve kamu hizmetlerinin finansmanın savunmaya harcanan bütçenin kesilmesi ve üst sınıflardan alınacak kaynakla sağlanacak bir toplumsal ekonomik ilişkiyi öneren HDP'nin seçim beyannamesindeki ekonomik-sosyal önerileri değerlendiren eleştirel iktisatçı Dr. Gaye Yılmaz, "Halkın ve emekçilerin özyönetimi altında kurulacak işletmeler, köy/kır/kent kooperatifleri ve özetle halklar arasında dayanışmanın ete kemiğe büründürüleceği böyle bir ekonomik sistemin yalnızca iktisadi değil toplumsal, ekolojik, eşitlikçi, barışı temel değer olarak kabul eden, cinsiyet farklılaşmaları üzerinden tesis edilen sömürü ilişkilerini reddeden bir sistem olacağı açıktır" dedi.

1377 kez okundu.
HDP barış ekonomisiyle refahı müjdeliyor Advert

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 2 Ekim'de açıkladığı seçim beyannamesinde sosyo-ekonomik alanda son derece dikkat çekici vaat ve önerilerde bulundu. Siyasi çözüm önerileri kadar beyannamenin "İnadına Eşitlik, İnadına Sosyal Adalet" başlıklı sosyal ve ekonomik bölümünde toplumun ekonomik ve sosyal birçok sorununa da çözüm önerileri getiriliyor. Söz konusu bölümde tüm değerleri üreten emekçilerin, ürettikleri üzerinde söz ve karar hakkı olması ve bu açısından ekonomik ilişkilerin tekrardan belirmesi gerektiğine işaret edildi. HDP, "Güvenceli Yaşam Ekonomisi", "Tarımda Kendine Yeterlilik" ve "Yaşanası Kentler, Sağlıklı Konutlar, İnsan Odaklı Ulaşım" başlıklarını beyannamede öne çıkardı.

 

Güvenceli Yaşam Ekonomisi

 

Beyannamede, toplumla beraber, eşitlikçi, paylaşımcı, cinsiyet eşitlikçi, ekolojik bir yaşamı ifade eden "Güvenceli Yaşam Ekonomisi"nin önceliğinin sağlıklı büyüme ve eşit paylaşım olacağı ifade edildi. "Her eve aylık 10 metreküp su, 180kW/h elektrik verileceği, ısınma desteği ve 250 TL kira yardığımı yapılacağı, ulaşım kar odaklı olmaktan çıkarılacağı" şeklinde vaatlerde bulunulan beyannamede, bu hizmetlerin finansmanının vergi sistemindeki düzenlemeler sonrasında toplumun üst sınıflarından yapılacak kaynak transferi ile sağlanacak olması dikkat çeken bir başka noktayı oluşturdu. Öte yandan, köy/kır/kent kooperatifleri ve işçi/emekçi özyönetimlerinin kurulacak olması, dayanışma ekonomisi desteklenerek kamu destekli bir toplumsal sektörün geliştirilmesi amacı da beyannamede öne çıktı. Ataerkil sistem karşısında kadının ekonomik olarak güçlendirilecek olması, ev işçileri olan "ev kadınlarına" emeklilik hakkı sağlanacak olması HDP beyannamesinin diğer partilerin ayıran farkını oluşturdu.

 

Beyannamede, halkın varlıklarının şirketlere peşkeş çekildiği özelleştirme uygulamalarının da durdurulacağı vurgulandı. Yine Tarımda kendine yeterliliğin esas alınacağına vurgu yapılan beyannamede, mayınlı arazilerin topraksız köylülere tarım için dağıtılması, kooperatiflerin kurulması, 2B orman arazilerinin ranta açılma sürecine son verilecek olması gibi tarım ve hayvancılık için önemli öneriler yer alıyor. HDP beyannamesinde 21. yüzyılın kent sorunlarının başında gelen toplumsal ulaşım ve konut hakkı içinde toplum odaklı ve demiryolu, denizyolu gibi ekolojik çözüm önerileri getirildi.

 

Bildirge 'başka bir toplumsal yönetim mümkün' diyor

 

Eleştirel iktisatçı Dr. Gaye Yılmaz da HDP beyannamesinin sosyo-ekonomik kapsamını değerlendirdi. Yılmaz, Kimi çevreler tarafından beyannamenin "iddialı" olarak tanımlanabileceğini ancak bu iddianın vaatlerin gerçekleşme ihtimalinin zayıflığını göstermediği gibi tam tersine programın uygulanabilirliği, gerçekliği ve halkların yaşamına birebir temas ediyor olmasından kaynaklığını belirtti. Yılmaz, "Bildirge, her satırında 'başka bir toplumsal yönetim mümkün' mesajını verirken, ekonomik yönetimin sonuçlarının aslında yönetenlerin kullandığı tercihlerden başka bir şey olmadığını da görünür hale getirmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

 

'Emekten yana bir ekonomi, birikim yanlısı ekonomi kadar gerçektir'

 

Türkiye'yi yönetenlerin hep kendi dünya görüşlerini halklara dayattığını ve bunun ekonomik alandaki yansımanın da "enflasyonu düşürme odaklı politika" olduğunu belirten Yılmaz, HDP beyannamesindeki para politikalarına ilişkin şunları ifade etti:

 

"Öncelik enflasyonu düşük düzeylerde tutmak olunca, işe her zaman memur ve işçi ücretlerinden başlanmış, reel ücretler erimiş, kazanılmış pek çok hak 'sermaye birikimi' ya da nam-ı diğer iktisadi kalkınma adına gasp edilmiştir. Dolayısıyla HDP'nin seçim bildirgesinde yer verilen 'Para politikalarının önceliği, istihdam artışını hedefleyen, emekten yana bir ekonominin inşası anlayışıyla olacak' hedefi, en az önceki hükümetlerin uygulamaktan çekinmedikleri birikim yanlısı hedefleri kadar gerçektir. Yine bu nedenle HDP, örneğin, borçlandırma değil reel gelir artışı ile geleceğin güvence altına alınması için; büyüme oranlarının refah payı olarak ücret artışlarına yansıtılacağını söylemektedir. Bu da bir tercih meselesidir, bu da HDP'nin hangi sosyal sınıfın yanında duracağını göstermektedir."

 

'HDP, Savaşsız bir yaşamda toplumsal refahı artabileceğini müjdeledi'

 

Yılmaz, HDP'nin bildirgesinde programın uygulanabilir hale getirmek için gösterilen gerekli kaynaklara da dikkat çekti. "2000'li yılların başlarında bütçenin yüzde 2 ila yüzde 3'ünü oluşturan savunma ve güvenlik harcamaları, bugün gelinen noktada, 2015 bütçesinde yüzde 11'i aşan bir büyüklüğe ulaşmıştır" bilgisine işaret ederek şu değerlendirmede bulundu:

 

"Buna karşın HDP 'Savunma/güvenlik harcamaları azaltılacak ve etkin bir biçimde halkın denetimine tabi tutulacak. Savunma Sanayi Fonu bütçeye katılarak denetime açık hale getirilecek' diyerek bizlere savaşsız da yaşanabileceğini, hatta savaşsız bir yaşamda toplumsal refahın artacağını müjdelemektedir. Bu hedefte gerçeklik arayanlara tavsiyemiz, Türkiye bütçesinin onda birinden fazlasının yüzde 11 yoksulların çocuklarını, gençlerimizi katletmek için harcandığını hatırlamaları olacaktır."

 

'Savaştan artan kaynak, yoksullar için kullanılacak'

 

Yılmaz, ekonomi yönetiminin aynı zamanda "savaş" ve "barış" arasında bir tercih yapmak olduğunun altını çizerek, HDP, halklara "barışı" vaat ettiğini ve bunun doğrultusunda sağlanacak kaynak fazlasını da yoksul ve emekçi halklar için kullanacağını ilan ettiğini söyledi.

 

'Kamu hizmeti' kavramı ilk kez ayakları üstüne oturdu'

 

Yılmaz, yıllardır egemenlik ve güç ilişkilerini pekiştirme işlevi gören 'kamu hizmet'i kavramını ilk kez ayakları üstüne oturduğunu söyledi. HDP için kamu hizmeti üretiminin en temel amacı merkezi ve yerinde/yerelde yönetimler ölçeğinde sivil, siyasal, ekonomik, sosyal hak ve özgürlüklerin yaşamsal kılınması olduğunu ifade eden Yılmaz, "Bu nedenle HDP, bu temel amaç için gerekli ve yeterli düzeyde nitelikli ve ulaşılabilir kamu hizmeti üretilmesini hedeflemektedir" dedi.

 

'HDP, iktisadi programı özyönetim ile ayrı bir yerde duruyor'

 

 

Yılmaz, HDP'nin beyannamesinde öne çıkan halkın ve emekçilerin özyönetimi altında kurulacak işletme ve kooperatif önerilerine ilişkin de şu değerlendirmede, "Halkın ve emekçilerin özyönetimi altında kurulacak işletmeler, köy/kır/kent kooperatifleri ve özetle halklar arasında dayanışmanın ete kemiğe büründürüleceği böyle bir ekonomik sistemin yalnızca iktisadi değil toplumsal, ekolojik, eşitlikçi, barışı temel değer olarak kabul eden, cinsiyet farklılaşmaları üzerinden tesis edilen sömürü ilişkilerini reddeden bir sistem olacağı açıktır. HDP'nin iktisadi programı, bu her biri birbiriyle uyumlu ve tutarlı hedefleri dolayısıyla da akılcı ve uygulanabilir bir program olarak benzerlerinden ayrı bir yerde durmaktadır." (kaynak:diha)

HDP barış ekonomisiyle refahı müjdeliyor
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum