Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele İnisiyatifi'nin Diyarbakır'da 2 gün sürecek "Savaş ve çatışma bağlamında toplumsal cinsiyet ve şiddet" çalıştayı Sümerpark Toplantı Salonu'nda başladı.  Çalıştaya, platform üyelerinin yanı sıra, DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, avukatlar  Reyhan Yalçındağ, Eren Keskin, DBP PM Üyesi Fatma Kurtalan ve kadın örgütü temsilcileri katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan platform ve Avrupa Ezidî Dernekleri Federasyonu eski Eşbaşkanı Dr. Leyla Ferman, kadınların yaşamı temsil ettiğini ve kadınlar özgür olmadan yaşamın özgür olamayacağını ifade etti.

'Bugün kadınlar devrimi getirenler olarak biliniyor'

 

Şengal'da yaşatılan DAİŞ vahşetine değinen Ferman, kadınların bu süreçte susuz ve aç bırakılarak, cinsel istismara maruz kaldığını ve yok saydıklarını ifade etti. Bugün sadece Ezidi kadınların değil, Süryani, Ermeni, Arap kadınların da DAİŞ'in elinde olduğuna işaret eden Ferman, "Bu nedenle de biz kadınların birincil görevi kadınlara sahip çıkmak, onların sesini duyurmaktır. Yaşamın devam ettirebilmesi için tüm benliğimiz ile birbirimize yardımcı olabilmeliyiz. Bugün kadınlar sadece DAİŞ'in elinde olan kadınlar olarak bilinmiyor. Bugün kadınlar devrimi getirenler olarak da biliniyor" şeklinde konuştu.

 

Platformun kuruluş sürecine değinen Platform üyesi Sabriye Orak ise, 17 Şubat'ta KJA ve DTK öncülüğünde bu platformun kurulduğunu ve oluşturulan heyetlerle çatışma alanlarında incelemelerde bulunduklarını söyledi.  Ortadoğu'da özellikle Şengal'de bir katliam, soykırım yaşandığını ve özelde de Ezidi kadınların buna maruz kaldığını ifade eden Orak, "Erkek Egemen zihniyetinin gerçekliği DAİŞ şahsında Ortadoğu ve Şengal kentinde ortaya çıktı. Biz de kadınlar olarak o gün yaşanan soykırımı, kadın bedeninde o gün yaşatılan tüm zorbalığı yaşadık ve hissettik" dedi.

 

Kadınlar deneyim ve gözlemlerini paylaşacak

 

Bugün de böyle bir atölye ile platformun kuruluş amacı ve çalışmaları hakkında bilgi alış verişinde bulunmak amacıyla toplandıklarını kaydeden Orak, şunları aktardı:  "Buradaki tüm kadın arkadaşların bir deneyimi ve bir gözlemi var. Bu coğrafyanın kadınları olduğumuz için de kendimizi anlatacağız.  DAİŞ ve DAİŞ zihniyetine sahip örgütlerin ellerinde olan kadınların sesi olmak istiyoruz."

 

'Bin kadın DAİŞ'in  elinden kurtuldu'

 

Platform olarak savaşın yaşandığı Şengal ve Ezidilerin geçiş yerleri ve kamplarının bulunduğu bölgelerde incelemelerde bulunduklarını hatırlatan Orak, "DAİŞ'ten kurtulan kadınlar vardı onlar ile de görüştük. Biz de en azından bu istatistik bir çalışma olmasa da kaç kadının DAİŞ barbarlarının elinde olduğunu öğrenmek için gittiğimiz yerlerde bir çoğu Ezidi kadınlar olsa da Süryani, Arap kadınlar da var aralarında. İlk edindiğimiz rakam 500'dü fakat şuan 1000 kadının DAİŞ elinde kurtulduğu. Şengal'de erkekler kafaları kesilerek katledildi, kadınlar da bedenleriyle esir düştüler" dedi.

 

'Travmanın atlatması için çalışmalar yürütülmeli'

 

Bu sürecin kadınlar açısından bir travma olduğunu ve esir düşen kadınların yaşadıkları sürecin atlatılması için çalışmalar yürütülmesi gerektiğini ifade eden Orak, bu anlamda İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin bu kadınları kendi ülkelerinde rehabilite etmek gibi bir taleplerinin olduğunu da sözlerine ekledi.

 

Kadınların rehabilite ve tedavinin nasıl sağlanabileceği konusunun tartışmaya ihtiyaç olduğunu aktaran Orak, çalıştayın sonunda buna ilişkin bir planlama ve sonuç çıkartılabileceğini söyledi. Orak, kadınların kendi topraklarında tedavi edilmesinin önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Kadınlar özellikle topraklarından ve kültürlerinden kopamazlar. Bir tedavi süreci olacaksa bunun kendi coğrafyasında, kendi diliyle, kendi kültürü ile olması gerekir. Yabancı bir ülkede, tanımadıkları insanlarla, tanımadıkları bir dille bu süreci atlatmaları kolay olmayacaktır."

 

Köle pazarlarının haritası

 

DAİŞ tarafından kurulan köle pazarlarının hangi ülkelerde kurulduğuna dair bir harita da oluşturmaya çalıştıklarını vurgulayan Orak, Musul, Kerkük, Rakka, Suudi Arabistan ülke ve kentlerde köle pazarlarının kurulduğunu, kadınların bu pazarlarda işkence gördüklerini, çarşaf giydirilerek Êzidî ve Süryani kadınlara kelime-i şahadet getirdikten sonra satıldıklarını söyledi.

Yaşanan sürecin  Şengal kadınları için farklı bir aşamaya da evrildiğini vurgulayan Orak, bu süreçten itibaren ilk kez Êzidî kadınlarının kendi savunmalarını aldıklarını bu anlamda örgütlendiklerini ve hala Şengal Dağı'nda savaştıklarını dile getirerek, "Bu onlarda yaşama tutunma gücü olarak görülüyor" dedi. 

 

Çalıştay, yapılan açılış konuşmalarının ardından basına kapalı olarak devam ediyor. Yürütülecek tartışmaların ardından yarın, toplantının sonuçları yapılacak basın toplantısı ile açıklanacak.(diha)