HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DİHA İstanbul bürosu ziyaretinin ardından evinin önünde saldırıya uğrayan Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ı Nişantaşı'nda bulunan evinde ziyaret etti. Ziyaret sırasında Demirtaş'a, HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan ve HDP İstanbul milletvekilleri Garo Paylan ve Sezai Temelli ile HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ayşe Erdem eşlik etti.
Basına kapalı olarak gerçekleşen ziyaret sonrasında kısa bir açıklama yapan Demirtaş, "Türkiye'de hiçbir gazetecinin kendisini güvende hissetmediğini" söyledi. Gazetecilerin korunması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, öldürülen gazeteci cinayetlerinde de savcıların etkin soruşturma yapmadığını kaydetti.
'Saldırılar karşısında hiçbir gazeteci geri adım atmamalıdır'
Düşüncesi ne olursa olsun ülkedeki bütün gazetecilere saygı duyulması gerektiğini belirten Demirtaş, gazetecilerin mesleklerini yaparken baskı ile karşılaşmaması gerektiğinin altını çizdi. Bunun, Türkiye toplumu açısından çok önemli olduğunu söyleyen Demirtaş, "Bu şekilde Sayın Ahmet Hakan şahsında medyaya gözdağı verilmesi çok yanlıştır. Biz kendisini çok iyi gördük. Bu saldırılar karşısında hiçbir medya grubu, gazeteci geri adım atmamalıdır. Biz, parti olarak kimseden HDP güzellemesi beklemedik. Bizi, eleştirmek isteyen eleştirsin istedik. Sesimizi duyurmak isteyen de sesini duyurabilsin. Ama maalesef ortam böyle değil. Bunu sağlaması gereken hükümettir. Hükümet gücünü elinde bulunduranlar medya mensuplarına bu özgürlük ortamını sağlamakla mükelleftir. Şu anda hiçbir gazeteci kendini güvende hissetmiyordur. İşten atılma korkusu, patron baskısı, mahalle baskısı. Böylesine bir baskı ortamında kim düşüncelerini özgürce açıklayabilir. Toplum olarak bunun üstesinden gelmemiz lazım. Düşünce açıklamaktan korkmamalıyız. Çünkü fikrin yayılamadığı yerlerde şiddet büyüyor. Şiddeti her alanda bertaraf etmek istiyorsak medya özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunmalıyız. Bir kez daha sevgili Ahmet Hakan'a yönelik saldırıyı kınadığımızı belirtmek istiyorum" diye konuştu.
'Gazeteci ölümlerinde etkili soruşturma yürütülmedi'
Demirtaş, Ahmet Hakan'a karşı düzenlenen saldırının savcılar tarafından ayrıntılı olarak araştırılması gerektiğini de ifade etti.
Ancak savcıların da üzerinde baskı olduğunu ve bu nedenle kendilerini rahat hissettiklerini sanmadığını dile getiren Demirtaş, bu konuda şunları söyledi:
"Savcılar, yargıçlar, mahkemeler gönül rahatlığı ile çalışma konusunda kendilerini özgür hissetmiyor. Buna rağmen bu ülkede binlerce vicdanlı savcı ve hakimin olduğunu biliyoruz. Lütfen üstüne gitsinler. Siyasetçiler olarak biz bu ülkede hiç kimsenin suç işleme özgürlüğünün olmadığını görmek istiyoruz. Benim hakkımda bugüne kadar, konuşmalarımdan dolayı, 600'den fazla soruşturma açıldı. Bize karşı bu kadar cesur davranan savcıların şu olayda en azından cesaretlerini görmek istiyoruz. Bu olayda adaletin işlediğini toplum olarak görürsek, gerçekten birbirimize olan güvenimiz artar, yargıya olan saygınlık artar. İnşallah karanlıkta kalmaz. Bugüne kadar pek çok gazeteci cinayeti faili meçhul kaldı. Bu tür şeylerde soruşturma etkili olursa devlet zarar görmez. Asıl devlet ve adalet bu tür olaylar örtülürse zarar görür."
'AKP döneminde baskı arttı'
Hakan'ın evinden ayrıldıktan sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne (TGC) giden Demirtaş ve beraberindekileri, TGC Genel Başkanı Turgay Olcayto ve Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ile TGC yöneticileri karşıladı. Burada da basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme sonrası Demirtaş'a gazetecilerin haklarını anlatan bir kitapçık hediye edildi.
Yapılan görüşme sonrası burada da basın mensuplarına demeç veren Demirtaş, basının gizli ve sinsi bir baskıya maruz kaldığını belirterek, AKP hükümeti döneminde basına yönelik baskının arttığını söyledi. Gazetecilerin, çok zor şartlar altında çalıştığını belirten Demirtaş, gazetecilerin özlük haklarının sağlanmadığını dile getirdi.
'Diyanet İşleri'nden daha ciddi tepki bekliyoruz'
Demirtaş konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Şırnak'ta Hacı Lokman Birlik'in cenazesinin akrep tipli bir araca bağlanarak sürüklenmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanı'nın "Cenazeye zulüm edilmez" yönündeki açıklaması sorulan Demirtaş, bu soruya "Özellikle toplumda kamuoyunun bağrını yaralayan olaylarla ilgili savcılardan hukuki konuda soruşturma beklemek nasıl hakkımızsa toplumun dini önderlerinden, inanç önderlerinden de temsil ettikleri inancın esasına uygun yaklaşımlar beklemek bizim hakkımızdır. Bunu sadece İslam toplumunun dini temsilcileri açısından söylemiyorum. Türkiye toplumu sadece Müslümanlardan ibaret değil. Ülkemizde Hıristiyanlar da yaşıyor, ülkemizde Êzidîler de yaşıyor, Yahudiler de yaşıyor" sözleriyle yanıt verdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın İnanç İşleri Koordinasyon Merkezi olarak düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanı'nın şahsıyla bir problemlerinin olmadığını da vurguladı.
Demirtaş, son olarak şunları söyledi: Diyanet İşleri, politik bir merkez olmaktan çıkmalı şeklinde eleştirilerimiz vardı. Şahıslarla ilgili bir problemimiz yok. Bütün bu inanç toplumlarının önderleri dinlerin özü ve esası olan hakkaniyet, barış, kardeşlik mesajlarını çok sık vermeliler. İşleri budur. Bir cenazeye bir yerde işkence yapılırken dini liderlerin sessiz kalması düşünülemez. Bu konuda çok daha ciddi uyarıcı refleksler vermeleri lazım, mesajlar vermeleri lazım."(diha)