Türk para birimi liranın ciddi değer kaybına maruz kaldığı Aralık ayında, tüketici fiyatlarına yansımanın önceki maliyet etkenlerinin de yüklenmesiyle oldukça yüksek bir katmanda gerçekleşmesini bekliyoruz. Son oynaklık faktörlerinde özellikle mal fiyatı belirlemenin aşırı derecede zorlaşması ve bunun piyasadaki arzı da kısıtlayıcı yönde etkilemesi ile beraber fiyatlar genel dengesi açısından alışılmış dışı faktörler etkisini gözlemliyoruz. Bu nedenle %5,50 dönemsel enflasyon beklentisiyle beraber, yıllık enflasyonun da Kasım’daki %21,3 seviyesinden Aralık ayında %26,4 seviyesine sıçrama göstereceğini tahmin ediyoruz. Bu tahminimiz, aynı zamanda yıllık enflasyonun artış serisini yedinci aya uzatacağını göstermektedir.
Enflasyonun gevşek mali politikalardan etkilenmesi olasılığı yüksektir. Para politikasının bu doğrultuda düşük faiz ekseninde oluşturulmasının istenmesi, para biriminin reel getirisini çok aşındırdığından dolayı liranın değer kaybına katkıda bulunabilir. Son dönemde hükümet lira oynaklığını kontrol altında tutmak ve finansal dolarizasyonu tersine çevirebilmek için döviz artışını garanti altına alan korumalı TL mevduat ürününü geliştirdi. Açıkçası, vadeye ve kur hesaplamasına bağlı esaslara bağlı olarak bir kısım tasarruf sahibinin halen dövizde kalmayı daha avantajlı olarak değerlendirebilecek olması nedeniyle kalıcı bir kur düşüşü etkisi görmüyoruz. Bu süreçte, DTH-TL çevrim yüzdesine bağlı olarak yurtiçi finansal dolarizasyonun azaldığına dair işaretler görmeliyiz. Bu unsurlar çok yoğun şekilde ekonomi politikalarındaki genel kabul görmüş ilkeler doğrultusunda hareket edilmesinin güven ve stabilite unsurlarına katkısı üzerinden oluşacaktır. Yanal politika hamlelerinin liranın erimesine neden olan asıl faktörleri ortadan kaldıracağını düşünmüyoruz. Kredi faizlerinde süregelen yüksekliğin arzulanan finansman maliyeti hafiflemesini yaratmadığı ortadadır.
Manşet enflasyon, TCMB politika faizi ve enflasyon hedefi karşılaştırması.. (Kaynak: Bloomberg, TCMB, TÜİK)
Bu kapsamda reel ücretlerin artırılmasına yönelik olarak çalışan kesim tarafında doğal olarak ciddi bir talep mevcuttur. Hükümet, çalışan kesimi enflasyona karşı ezdirmemek adına oldukça yüksek bir asgari ücret artışı gerçekleştirdi. Asgari ücretin, getirdiği ek işletme maliyetlerine bağlı olarak üretilen mal ve hizmet fiyatlarına yansıması ve getirdiği kısa süreli temel tüketim artışı etkisiyle ilk 3 aylık süreçte ek enflasyonist etkilere neden olması beklenebilecek bir durumdur. Muhtemelen %30-35 bandı üzerine hareket edecek olan enflasyonun aşındırdığı alım gücü, otonom tüketim yetisini azaltması bakımından ekonomideki talep seviyelerinin korunmasında zorluklara sebep olabilecektir. Liranın bu süreçte zayıflama etkisi ile beraber alım gücü muhtemelen düşük seyredecektir. Ücretler ve fiyatlar arasındaki makasın son dönemde ciddi açılma gösterdiğini gözlemliyoruz.
Aralık 2021 dönemi için öngördüğümüz enflasyon oranı ile beraber reel faiz oranları (politika oranı eksi enflasyon) -12,4% seviyesine derinleşecektir. Bu, tarihsel ortalamasından ve diğer gelişen piyasalarda görülen seviyelerden çok daha düşüktür. Ekonomist beklentilerindeki varyete Aralık enflasyonu için oldukça yüksek, piyasa medyan tahmini %27,4’e işaret etmekle beraber, yıllık tahminlerin %37,3’e kadar gidiyor olması reel faizin çok standart dışı seviyelerde oluşmasına neden olabilir. Fed’in 2022 yılı itibariyle faiz artışlarıyla devreye gireceğini ve diğer gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının faiz artırma eğiliminde olduklarını belirtmekte fayda var.
Merkez Bankası, genel kabul görmüş iktisadi yaklaşımlarla hareket etmeyecek görünüyor. Dolayısıyla, geçici olarak değerlendirdikleri ve yeni ekonomi perspektifi ile normalize olmasını bekledikleri bu kur ve enflasyon oynaklığı unsuruna karşı herhangi bir sıkılaşma cevabı verilmeyecek görünüyor. Bu konudaki, karar alıcıların plan ve duruşlarının 2018 dönemine benzemediğini görüyoruz. Bu nedenle, yılın ilk aylarında daha da derinleşecek eksi reel faiz oranları bekliyoruz. Merkez Bankası, hafta içinde 2022 Para ve Kur Politikası belgesini yayınladı ve burada %5 enflasyon hedefine dair retoriği devam ettirdi. Buna karşılık, parasal sıkılaşma anlamında bir planlama olmaması ve ana politika aracının etkin kullanılmayacak olması görüşümüzle beraber, şu anda hedeflenenin neredeyse 5 katı civarında olan enflasyon oranlarının artış eğilimini sürdüreceğini tahmin ederiz.
Kaynak: Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı