Güneş enerjisi santralleri ile artık ışığımızı “yeşil”e döndürelim

Türkiye olarak çok ciddi bir güneş enerjisi potansiyelimiz var. Geliş açısı ve güneşli gün sayısı o kadar fazla ki Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli çok yüksek. Türkiye yenilenebilir enerji için jeopolitik olarak çok iyi bir konumda. Çok yüksek yenilenebilir enerji potansiyelimiz var. Buna rağmen güneş enerjisinde potansiyelimizin yüzde 8’ini kullanıyoruz. Bu çok çok çok daha ileri gidebilir.

231 kez okundu.
Güneş enerjisi santralleri ile artık ışığımızı “yeşil”e döndürelim Advert

Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, “Türkiye’nin enerji haritasına baktığımız zaman yeşil enerjinin yani yenilenebilir enerjinin payı artıyor. Ülkemizin elektrik kurulu gücü şu anda 97 bin megavat’larda. Yenilebilir enerji kaynakları ise 50 bin 990 Megavat ile bu kapasitenin neredeyse yüzde 52.5’ini oluşturuyor. Yerli kaynaklardan yenilenebilirden özellikle güneş enerjisinden elektrik üretmek artık bizim için ideal demiyorum artık zorunluluk haline geldi. Özellikle sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir büyüme için bu şart. Yaklaşık Türkiye’deki enerji kaynaklarının yüzde 52’si yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor fakat yüzde 48’i ithal doğalgazdan, ithal kömürden elde ediliyor. Şu anda ofisimizde, evimizde yanan iki lambadan bir tanesi neredeyse ithal doğalgaz ve ithal kömürden elde edilen elektrik ile yanmakta. Bu çok ciddi bir rakam. En yakın zamanda enerji dönüşümü sağlanmalı ve bunun en iyi alternatifi de yenilebilir enerji kaynakları. Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez’in attığı bir tweet vardı; “1 megavatt güneş enerji santrali yıllık yaklaşık 110 bin dolarlık doğalgaz ithalatını emtia fiyatı ile engelliyor demişti.” Bu muazzam bir kazanç. Bir güneş panelinin de yaklaşık 25 yıl ömrü olduğu düşünülür ise, 1 Megavatlık bir güneş enerjisi santralinin getirisi yaklaşık 3 milyon dolarlık bir katkı sağlıyor ülkemize. Bunu 1.000 megavatlık bir kurulu güç olacak şekilde santraller olarak kurarsak da o zaman bu santrallerin ekonomiye katkısı 3 milyar dolar eder bu da muazzam bir rakam” dedi.

"İklim değişikliği artık üretene vergi olarak geri dönecek"

Son 10 yılda ülkemizde güneş enerjisi sektörünün tam 100 kat büyüdüğüne dikkat çeken Murat Dilek, “2014 yılında Türkiye’nin güneşte kurulu gücü 50 megavat’tı. O zamanki enerji büyüklüğü içerisinde yaklaşık 10 binde 5’ti. Bugün geldiğimiz noktada elektrikte kurulu gücümüze oranı neredeyse yüzde 8 oranında güneşten enerji üretiyoruz diyebiliriz. Kat ettiğimiz yol çok muazzam bir ilerlemeyi gösteriyor fakat daha gitmemiz gereken çok uzun bir yol var. Küresel iklim değişikliği ile güneş enerjisinin ilişkisini sormuşsunuz küresel iklim değişikliği fosil yakıtlar dediğimiz kömür petrol ve doğalgazın aşırı kullanılmasından dolayı ortaya çıkıyor. Endüstrinin aşırı derecede bu fosil yakıtlara yüklenmesi, “Yeşil Enerji” yatırım yapmaması atmosfere salınan gazın miktarını artırıyor. Yenilenebilir enerji dönüşümünü hızlı bir şekilde tamamlamamız gerekiyor. Dünyada iklim değişikliği toplantılarında alınan kararlardaki bir satırın, bir kelimenin, bir virgülün bile o kadar önemi var ki; bunu ileride çok acı bir şekilde anlayabiliriz” diye konuştu.

Türkiye jeopolitik konumu dolasıyla zengin enerji kaynaklarına sahip

Türkiye’nin jeopolitik konumu dolasıyla zengin enerji kaynaklarına sahip olduğuna dikkat çeken Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Uzun yıllar boyunca yakın coğrafyada Azerbaycan’da doğalgaz var, Arap Yarımadası’nda petrol var derdik, bizim ülkemizde neden petrol ve doğalgaz yok derdik. Gördük ki bütün dünyada yenilenebilire dönüşüm var. Türkiye olarak çok ciddi bir güneş enerjisi potansiyelimiz var. Geliş açısı ve güneşli gün sayısı o kadar fazla ki Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli çok yüksek. Türkiye yenilenebilir enerji için jeopolitik olarak çok iyi bir konumda. Çok yüksek yenilenebilir enerji potansiyelimiz var. Buna rağmen güneş enerjisinde potansiyelimizin yüzde 8’ini kullanıyoruz. Bu çok çok çok daha ileri gidebilir. Türkiye olarak 45 bin megavatlık rüzgar enerjisi potansiyelimiz olduğunu biliyoruz. Yeni nesil türbinlerin her biri yeni teknolojilerle 4-5 megavatlık enerji üretebiliyor. Türkiye’de kurulamayacak kadar güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli olduğunu söyleyebiliriz.  Türkiye’de enerji çeşitliliği anlamında doğal bir denge de var. Bir hidroelektrik santralini ele alalım, güneş olduğu zaman santrallerin kapasitesi düşüyor su oranı azalıyor fakat güneşten elektrik üretimi artıyor, güneş enerjisi gündüzleri, rüzgar enerjisi ise akşam saatlerinde en yüksek enerji üretimini sağlıyor. Doğal bir denge söz konusu, bu da jeopolitik konumumuzun bize sağladığı bir avantaj. Aylık bin dolarlık fatura ödeyen bir ticarethane güneş enerjisi santrali için kredi kullanırsa dağıtım kuruluşuna ödeyeceği miktar ile bir güneş enerjisi santraline sahip olabilir. Hidroelektrik santralleri inşa edildiğinde dedelerimiz bizlerden zengin değillerdi. “Yeşil miras” olarak konut, ticari ve endüstriyel olarak çatılarda ve güneş tarlaları olarak her alanda, güneşte, rüzgarda ya da her alanda yenilenebilir enerji santrallerinin kurulumu için herkesin elini taşın altına koyması gerekli.”

Güneş enerjisi santralleri ile artık ışığımızı “yeşil”e döndürelim
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum