Buluşmada, Başkan Şahin, Gaziantep gastronomisinin artık lezzetten de öte bir istihdam, yatırım, büyüme ve ekonomi olduğunu söyledi.Türkevi’nde organize edilen buluşmada Türkiye'den getirilen Gaziantep Baklavası ve 300 kilogram yiyecek ve içecek, Dr. Ender Saraç'ın besin değerleri ve vücuda yararlarını anlattığı sunumuyla katılımcılara tanıtıldı. Türkiye’de yetişen ürünlerle hazırlanan beş ayrı yemek ve Gaziantep baklavası, katılımcıların beğenisine sunuldu.

Şahin: Her krizin fırsatları var

Gastro Show’da konuşan GBB Başkanı Fatma Şahin, çok özel bir mekânda olduklarını belirterek, “Türkevi’nin konukseverliğine uygun bu mekân kısa süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı. Hepimizin tasarımıyla övünç duyduğu bu mekânda Gastro Show için bir aradayız. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. İnsani ve çevre dostu kalkınma modeli üzerine çok kafa yorduk. Ama pandemi ile karşı karşıya kalana dek bu başlıkların tam anlamıyla neye işaret ettiğini göremedik. Her krizin fırsatları var. Dolayısıyla dünya çok kritik bir süreçten geçiyor. Her krizin fırsatlarını iyi yakalamamız gerekiyor. Doğaya ve insana saygılı ekonomiden ekolojiye geçişi sağlayacak modeli, geçmemiz gerekiyor. Bunun için her ülke kendi yöntemleriyle bunu çözmeye çalışıyor. Küresel ısınmayı önleyecek anlaşmalar ve kararlar bunlardan yalnızca bazıları. Ülkemizde de bu yaklaşımlara paralel çalışmalar yapıldı. Paris Anlaşmasına imza atıldı. Akabinde bakanlığımızda isim değişikliğine gittik.” dedi.

“Anadolu medeniyeti gönül kapısıdır”

Artık güçlü devlet tanımının değiştiğini aktaran Başkan Şahin, “Artık güçlü devlet tanımı, ne kadar kişi başına düşen milli gelirinin olduğu, ne kadar petrolün ya da altınının olduğundan öteye kendi kendine ne kadar yetebildiğinle ilişkili. Çevre ve ekolojik açıdan gerçekleştirdiğin çalışmalar artık, güçlü devlet koşullarını sağlamak için bir hayli önemli bir koşul. Sağlıklı ve akıllı şehir, yeni dünya düzeninin gereklilikleri halini kazandı. Tam da onun için bugün buradayız. Gaziantep fıstığının lezzeti, baklavası, menengiç kahvesinin farkı elbette çok önemli ama bu artık bir lezzet olayından tamamen çıkmıştır. Bu bir istihdam, ihracat, yatırım, büyüme ve ekonomidir. Anadolu sofrası büyük bir hazine. Kim bunun değerini bilir, hakkını verir ve geleceğe taşırsa dünyanın sözünü o söyler. Yerelden evrensele gelenekten geleceğe önemli bir emanetçiyiz. Kültürel mirasımızın taşıyıcılarıyız. Büyük bir rekabet var. Uluslar ve bireyler kendi içlerinde yarışırken bu yeni kalkınma modelini kim önceden görür ve alt yapıyı oluşturursa en başarılı onlar olacak. O yüzden Anadolu sofrası büyük bir hazinedir. Anadolu medeniyeti büyük bir gönül kapısıdır.” diye konuştu.

Özgür: Popüler kebap buzdağının yalnızca görünen kısmı

Gastro Show'a ev sahipliği yapan Türkiye'nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür ise gastronominin turizm açısından yükselen bir değer olduğunu aktararak, “Türkiye kebaplarıyla ünlü olabilir ama popüler kebap, Türk mutfağı söz konusu olduğunda buzdağının sadece görünen kısmı'' sözlerinin de Türk mutfağının zenginliğini ortaya koyduğunu dile getirdi.

Boztepe: Türkiye, kebaptan ve dönerden ibaret değil

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe ise ''Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin sadece kebap ve dönerden ibaret olmadığını, sağlıklı Türk mutfağının dünyada markalaşma sürecinde bir numarada olması gerektiğini farklı ülkelerde yapacağımız etkinliklerle karşılamak istiyoruz.'' ifadelerini kullandı.

İstanbul ve Dubai'nin ardından üçüncüsü New York'ta düzenlenen Gastro Show'un sponsorluğunu Ticaret Bakanlığı ve Türk Hava Yolları üstlendi.

 


Hibya Haber Ajansı