Tahvil faizlerinde Fed beklentileri… Fed’in faiz artırımından önce uzun vadeli tahvil faizlerindeki artışı izliyoruz. Fed’in bu yıl muhtemelen baz senaryo olan 3 faiz artışının da üzerine çıkabileceği görüşü ile beraber, 10 yıllık ABD Hazine getirileri 2020 başındaki seviyelerinin de üzerini gören bir hareket gerçekleştirdi. 10 yıllık tahvil faizlerindeki hareketin %1,75 civarında veya üzerinde seyretmesi faiz adımlarını sıklaştıracak ve enflasyondan endişe edecek bir Merkez Bankası beklentisine işaret etmektedir. Bu vadede Ocak 2020’den beri en yüksek seviyeleri izliyoruz ki, kısa vadeli taraftaki hareketin uzun vadeli tahvil faizlerine de yansıması enflasyon ve para politikası beklentilerinin yansıması açısından önemli. Fed vadeli fonları Mart ayında faiz artışı olmasını %92 oranında fiyatlamaktadır.

 

Fed vadeli fonları faiz hareketleri ihtimalleri… Kaynak: Bloomberg, CME Fedwatch

 

Enflasyon… Burada biraz enflasyon profilinden bahsetmek gerekiyor. Bir neslin en yüksek enflasyon oranlarının bulanıklaştırdığı bir ekonomik görünüm var. Enflasyon eğrisinin ne kadar uzun süreye işaret ettiğini de elbette ileriye dönük beklentilerden anlıyoruz. Para politikasının sıkılaştırılması ve agresif faiz artırımlarının gündeme gelmesi, bu ileriye dönük beklentilerin hareketinden ileri gelmekte. Yani ilk önce kısa vadeli faizler, enflasyonun kısa vadedeki yüksekliğini fiyatladı; ancak enflasyon geçiciliği savı geçerliliğini yitirdikçe ve enflasyonu yaratan problemlerin sistemikliği ortaya çıkınca bu durum daha uzun vadeli faizlere de yansıdı. Enflasyonda aşırı ısınma şu anda ana ekonomik risk ve Powell da para politikası profilini sıkılaşma yönüne kaydırmak durumunda kaldı. Avrupa’da da on yılların en yüksek seviyesinde %5’e ulaşan enflasyon, genele yayılan geniş tabanlı bir enflasyon ve arz sorunu olduğunu ortaya koyuyor.

 

sg2022011638591

Enflasyon oranı ve 10 yıllık ABD tahvil faizleri karşılaştırması… Kaynak: Bloomberg

 

Piyasa… Covid krizinin başlangıcından bu yana piyasalar çalkantılı. Kriz olgularının algılanış şekli de değişiyor. Şimdiki ana olgu enflasyon... Ancak enflasyon kaynaklı sıkılaşma gerçekleşip de faizler arttığında da başta teknoloji ve konut olmak üzere şirketlerin önünde artan finansman maliyeti gibi bir olgu olacak. Pandemiden kaynaklı ekonomik soğukluk, tipik bir durgunluk değildi elbette… Sağlık krizi, tüketim alışkanlıklarını ve işgücü piyasasını dramatik bir şekilde değiştirdi.

 

Sonuç? Arz sorununun sektörel fiyat yansıması noktasında ideal bir durumda olmadığımızı kabul ediyoruz. Tüketiciler için kötü bir haber olan enflasyon yüksekliği konusunda, harcama tercihlerini değiştirici etkilerini gözlemliyoruz. Bu, belli tüketim kalemlerinde talebin öne alınması şeklinde gerçekleşirken, reel ücret aşınmasının daha fazla yansıması olan kollarda ise durgunluğa neden olabilecek bir etkiye sahip. En başında, artan yapı maliyetlerinden ileri gelen konut ve yarı iletken maliyetlerinden ileri gelen dayanıklı tüketim konusunda… Enflasyon profili halen geniş tabanlı arz sorununu yansıtıyor. Tedarik zincirlerindeki kesintinin sonunun neresi olduğuna dair belirsizlik, politika proaktivitesine yansıdı ve bu konuda para otoriteleri geçici olacak veya indirgenecek bir enflasyon oranına çok aşırı derecede güvenecek bir duruş sergilemeyecekler.

Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı