PYD Eşbaşkanı Salih Müslim Demokratik Suriye’nin inşası yolunda geliştirilen Demokratik Suriye Çözüm Projesini ve Suriye’de muahlefet güçleri arasında geliştirmek istedikleri “Demokratik Surye Konsey” gibi ortak siyasi örgütlenmeye ilişkin ANHA’nın sorularını yanıtladı.

 

*PYD 6’ıncı Kongresi’nde Suriyeli diğer muhalefet gruplarıyla ortaklaşarak Demokratik Suriye Konseyi oluşturma kararı alındı. Bu kapsamda şimdiye kadar ne tür çalışmalarınız oldu?

 

Kongremizin sloganı Özgür Rojava’dan Demokratik Suriye’ye doğruydu. Demokratik Özerklik Yönetimi projesi PYD olarak 2007 yılından geliştirdiğimiz projeydi. Bu projenin pratikleşebilir olduğunu Suriye ve dünyaya ispatlamak için büyük bir adım atıldı. şimdi de bu adımı Suriye’nin geneline yaymak istiyoruz. Kürt halkı Suriye toplumunun tüm oluşumlarıyla iyi ilişkiler içerisindedir. Onun içinde Demokratik Suriye projesi büyük bir ilgiyle kabul görmektedir. Şuanda da tüm parti ve örgütlerin üzerine ciddi görevler bulunmaktadır.

 

Kürt siyasi hareketleri ile birlikte adımlar atmamız gerekiyor. Böylesi bir ortaklaşma Suriye için doğru çözüm ve yanıt olacaktır. Kuşkusuz Demokratik Suriye Güçleri’nin kurulması Kürt halkının kesintisiz mücadelesi sonucu gerçekleşti. Askeri anlamda atılan bu adıma karşılık, siyasi bir iradenin de güç birliği çatısı altında çalışmasına ve bulunmasına ihtiyaç vardır.

 

İlerleyen zamanlarda Demokratik Suriye yolunda ciddi adımların atıldığını göreceğiz. Bu önemli adımların bizim partimiz öncülüğünde atılıp atılmaması hiç önemli değildi. Ancak Demokratik Suriye’nin inşasında bizde rol sahibi olup, uygulamasında yer alacağız.

 

Birçok siyasi gözlemci Suriyeli muhalif grupların bir çatı altında biraraya gelmelerinin ve ortak karara varmalarının çok zor olduğunu belirtiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kanaatimce Suriye muhalefeti iki kısımdır. Birinci kısmı ulusal yurtsever, halkın çıkarlarını gözeten ve Suriye içi çözüme inanan bir muhalefettir. Bu kesim, Suriye’deki tüm oluşumlarla ilişki ve tartışmaya, diyaloga açıktır. Demokratik görüşleri vardır, farklılıkları kabul eder ve Suriye’deki duruma çözüm üretebilir. Diğer ikinci kısım ise, dış devletlerin kucağına oturmuştur, Suriye’nin geleceğine ilişkin bir çözüm projeleri yoktur, üretemezler. Çünkü kendi gelecekleri ve kaderleri bile kendi ellerinde değildir bunların. Bunun dışında onlar dış güçlere hizmet ederler. Ve dış güçlerin çıkarları da maalesef büyük oranda Suriye halklarının çıkarlarıyla çelişmektedir.

 

*Avrupa, Rusya ve diğer birçok ülkeyi ziyaret edip temaslarda bulundunuz? Bu görüşmeler somutta ne tür gelişmeler veya sonuçlar doğurdu?

 

Bu temaslarımızın sonuçları somutta çok açık görülmektedir. 3 yıl önce Kürt halkı ve Rojava’dan bahsettiğimizde, birçok devlet bizi, halkımızı, Rojava’yı tanımıyordu. Ancak bugün, bizzat o devletlerin kendisi bu halkın iradesini iyi tanımaktadır.  Parti Eşbaşkanımızın Fransa ziyareti ve Cumhurbaşkanı Francois Hollande ile görüşmesi, YPJ omutanının çek cumhuriyetini ziyareti de bu sonuçlardan somut birkaç tanesidir. Kuşkusuz tüm bu başarılar şehitlerimizin kanlarıyla elde edilmiştir. Biz de siyasi alanda bu kahraman şehitlerimizin emeklerine sahip çıkmaya çalıştık. İnanıyorum ki, Suriye’nin bugün içinden geçtiği mevcut durumda bu ilerleyişimizi ve başarıya yürüyüşümüzü kararlılıkla devam ettireceğiz.

 

*Cenevre-3’ten söz ediliyor. Bu toplantıya siz de katılacak mısınız? Katılmanız durumunda çözüm öneriniz ‘demokratik Suriye Projesi mi olacak?

 

Suriye çözümüne siyasi çözüm bulmak amacıyla halen Cenevre-3’ün toplanma zemini bulunmaktadır. Ancak halen gerçekleşip gerçekleşmeyeceği netleşmiş değildir. Şayet Cenevre-3 toplantısı gerçekleşirse, bu sefer kürtlerin Cenevre-2 gibi eli boş dönmeyecekleri açıktır. Cenevre-1’e zaten kürtler katılmamıştı. Cenevr-3’e kürtler elbette demokratik Suriye Çözüm Projesini sunacak ve önemli bir rol oynayacaktır. Kürtler Suriye çözümünün temel aktörlerinden biri olacaktır.

 

Rusya’nınSuriye’ye müdahalesini ve ABD ile bazı konulardaki çelişkilerini nasıl okuyorsunuz?

 

Büyük devletler Suriye’yi sarmış olan bu ateşin sadece Suriye sınırlarında kalmasını istemektedirler. Yol ve yöntemleri ne olursa olsun Suriye’deki yangını sınırlı tutup söndürmektir.Eğer Suriye’de yaşam olağna hale gelmezse Ortadoğu’nın istikarara kavuşup yaşamın normale döenmesi mümkün olmayacaktır. Bu kimsenin gizlemeyeceği tarihsel bir gerçekliktir. Suriye’deki krizi çözümlemede dış güçler samimi iseler bu durumda ciddi adımlar atmaları gerekiyor.