Medipol Sefaköy Üniversite Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Cuma Emiroğlu, “Kan sulandırıcı ilaç alımı, yanlış ve dengesiz beslenme, karaciğer ve safra yolu hastalıkları, barsak operasyonları ve barsak florasını bozan Crohn ve Ülseratif kolit gibi kronik hastalıklar ile aşırı antibiyotik kullanımı gibi nedenlerle vücutta K vitamini eksikliği gelişebilir. Eksikliğinde ise ciltte kolay morarmalar, siyah renkli dışkılama veya kanlı dışkı, tırnak altında kırmızı beneklenmeler, ağız, diş eti ve burun içi mukozalarda kanamalar gelişebilir. Bebeklerde göbek kordonu kanamalarına rastlanabilir.” dedi.

Eksiklik nedeninin saptanması ve vitamin takviyesinin gerekli olduğuna dikkat çeken Emiroğlu, “Günlük ihtiyaç genel olarak kiloya 1 mcg K vitaminidir. Kabaca 25 yaş altı için 65 mcg/gün, 25 yaş üstü yetişkinler içinde 85 mcg/gün sayılabilir. Tedavisinde öncelikle nedenin değerlendirilmesi ve ardından K vitamini içeren ilaçlarla destek verilmesi gerekir. Ağız yolu veya enjeksyon tedavisi yolu ile eksiklik düzeltilir” şeklinde konuştu.

KALP KRİZİ VE FELÇTEN KORUYOR

Cilt sağlığını koruyan K vitaminin ilerleyen yaşlarda hafıza ile ilgili bilişsel fonksiyonları güçlendirici etkisinden de bahseden Uzm. Dr. Cuma Emiroğlu, damar mineralizasyonunu önleyici etkisinden dolayı K vitamininin kalp damar hastalıkları, felç ve beyin kanaması gibi hastalıkların önlenmesi için de önemli olduğunu vurguladı.

K VİTAMİNİ DEPOSU BESİNLER 

K vitamini içeren besinlere değinen Emiroğlu, ıspanak, brokoli, bezelye, taze fasulye, marul, lahana, kuşkonmaz gibi yeşil sebzelerin yanı sıra domates ve şalgam gibi kırmızı gıdalarda k vitamini bulunduğunun bilgisini verdi.

Bunlara ek olarak tüketilecek gıdalardan bahseden Emiroğlu, “Soya ve meksika fasulyesi, yeşil çay, buğday yulaf gibi tahıllar ile süt ve süt ürünleri, et, yumurta ve sakatat gibi hayvansal gıdalarda birlikte fermante gıdalar ve yağlı tohumlarda yeteri miktarda K vitamini bulunur.” tavsiyesinde bulundu.

Emiroğlu, K vitamini yağda çözünen ve vücutta depolanabilen bir besin olduğunu kaydederek şunları paylaştı;

“Kanı pıhtılaştırarak aşırı kanamayı önlemesi dışında kemik metabolizmasında görevli protrombin üretimi içinde gereklidir. K1 ve K2 olmak üzere 2 tipi vardır. Filokinon adı verilen K1 genellikle bitkisel besinlerde, Menakinon adı verilen K2 ise hayvansal besin ve fermante gıdalarda bulunur. Besinlerle aldığımız K1 barsak bakterileri tarafından K2 ye dönüştürülür.”

Emiroğlu, “Halk arasında önemi yeterince bilinmeyen K vitamini kan, kalp ve kemik sağlığının başlıca sorumlusu. Vücutta nedensiz yere görülen morarma ve kanamalar K vitamini eksikliğinin en önemli belirtisi” dedi.

K vitaminin eksikliği durumunda kanama, pıhtılaşma bozuklukları ve bu sorunlara bağlı olarak pek çok organın fonksiyonlarında bozukluklar meydana gelebileceğini söyleyen Uzm. Dr. Cuma Emiroğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu bilgilere yer verdi:

“K vitamini eksikliğinde kanın pıhtılaşma süresi uzuyor. Vücutta kesik veya yara yokken eksikliğinde nedensiz ve aşırı kanama ve morarmalar görülebiliyor. Kanama pıhtılaşma bozukluklarına bağlı vücudun birçok organını etkileyen K vitamini, ıspanak ve pazı gibi yeşil,  domates ve şalgam gibi kırmızı renk gıdalar fermente ve hayvansal besinler ile yağlı tohumlarda bulunuyor.”

FAZLASI KEMİK AĞRISI, DÜZENSİZ ADET NEDENİ

Hekime danışmadan ve kan tahlili yaptırılmadan alınan fazla K vitaminin olumsuz sonuçlar getireceği uyarısında bulunan Emiroğlu, “Kusma, ciltte kuruma, kalsiyum yüksekliği kemik ağrıları, lenf bezlerinde büyüme, adet görememe şikayetlerinin yanında sinirlilik, huzursuzluk gibi bilişsel fonksiyonlarda da bozulmalar görülebildiği için doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalı.” değerlendirmelerinde bulundu.

 


Hibya Haber Ajansı