Risk duyarlılığı ve ekonomik kriz… Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı, 1945'ten bu yana Avrupa'da yaşanan en ciddi savaşın şok edici görüntüleri ile tüm dünyada yankılanıyor. Rusya’nın operasyon başlatmasının açtığı yeni hareketlerle birlikte piyasalara kaçınılmaz olarak Ukrayna krizi hakim olacak. Rusya-Ukrayna krizini çevreleyen bir haftalık yüksek risk duyarlılığının ardından, Merkez bankalarının Ukrayna çatışması kaynaklı jeopolitik gerçekliklerle beraber ekonomik eğilimleri değerlendirmesine olanak tanıyacak. Bununla birlikte, hem hammadde arzı sorunları hem de işgücü kıtlığı açısından kalıcı arz kısıtlamaları, yalnızca imalat üretimini daraltmakla kalmadı, aynı zamanda artan enerji fiyatlarıyla şiddetlenen yukarı yönlü fiyat baskılarına da yol açtı.

Politika yapıcılarını zorlayan faktörler… Bu toparlanma eğilimleri ve yükselen fiyatlar bu nedenle büyük Merkez bankaları üzerinde para politikasını normalleştirmeleri ve enflasyon beklentilerini daha düşük yönetmeleri için daha fazla baskı oluşturuyor. Bununla birlikte, Ukrayna kriziyle birlikte enflasyon riskleri yükselirken, talep görünümüne ve daha geniş ekonomik büyümeye yönelik riskler, bu arada çatışma nedeniyle aşağı yönlü hareket etti. Savaş, emtia fiyatlarını, özellikle enerjiyi (aynı zamanda Avrupa'da muhtemelen gıdayı) daha da yükseltirken, özellikle güvenlik stoğu inşası yeniden yükselirse arz kesintisi daha da kötüleşebilir. Mevcut ekonomik faaliyet göstergeleri şu anki haliyle Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce toplanmış olsa da, Omicron'un ABD ve Avrupa dışındaki, özellikle Asya'daki etkisini ve özellikle küresel arzdaki herhangi bir bozulmayı değerlendirmedeki geçici etkilerinden daha uzun süreli olacağı belli. Rusya’nın askeri operasyonu devam ederken, ekonomi konusundaki yayılma etkisini hesaba katmak gerekecek.

Sertleşen yaptırımlar… Ukrayna hayatta kalmak için savaşırken, Batılı hükümetler Rusya'yı cezalandırmak için yaptırımları sertleştiriyor. Bunu yaparak, tıpkı Covid kısıtlamaları hafiflerken, güçlü bir ekonomik toparlanmayı sabote etme riskini aldıklarını biliyorlar. Biden'ın Rus banka ve şirketlerine yönelik yaptırım açıklamaları gerilimi, ekonomik gerçeklikler ve finans piyasaları boyutunda daha fazla hissedilir kılacaktır. ABD, uygulayacağı yaptırımlarla Rusya'yı küresel ekonomiden koparmak, hard currency bazlı ticaret ağından uzaklaştırarak dış finansal kaynaklar bakımından zorlamak istiyorlar. Enerji piyasalarının zarar görmemesine yönelik hassasiyet ise devam ediyor. Bu bakımdan aktif bir Amerikan askeri yardımı şu aşamada bir seçenek değil. Ancak Rus ekonomisini zorlayıcı ve hareket alanını daraltıcı hamleler devrede olacaktır. Batı, Putin’i geri adım atmaya ve uzlaşmaya zorlamayı değerlendirecektir. SWIFT adımını da bu boyutlarıyla okumak gerekir.

Sonuç? Enerji konusundaki enflasyon dengeleri çok hassas bir noktada. Bu nedenle ABD, stratejik rezervlerden petrol satmayı da değerlendiriyor. Konuyla alakalı analizlerimizde, enerji konusunda eğer Rus kaynaklarında bir kısıt söz konusu olursa ihtiyaç bakımından Avrupa’nın diğer enerji sağlayıcılarına karşı da pazarlık gücünün düşük olacağını ve birim maliyetlerin sadece Rus enerjisi kapsamında yükselmeyeceğini belirtmiştik. Söz konusu durum Amerikan petrol şirketleri açısından da geçerli.

Kaynak: Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı