“Savaşların hiçbir zaman kazananı olmamıştır ve olmayacaktır”

Rektör Karabulut Feridun Erdoğal’ın sorusu üzerine tüm Dünya’nın yakından takip ettiği Ukrayna Rusya Savaşı hakkında “Savaş kim ile, kimler ile gerçekleşiyor aslında çok da bir önemi yok, çünkü savaşların hiçbir zaman kazananı olmamıştır ve olmayacaktır.” yorumunu yaptı. Konu hakkında konuşan Karabulut, “ Öncelikle bir akademisyen, bir kadın, bir anne olarak bu tür savaşlar ile çocuklar üzülmesin, gençler bilimle, fenle, kitapla yetişsin diyoruz. Çünkü savaşların her zaman kaybedenleri oluyor. 2019’dan bu yana tüm dünya zaten COVİD 19 denilen bir virüs ile savaşıyor. Bu süreçte birlik ve beraberliğin önemini hep birlikte gördük. Tüm dünya birbiri ile yardımlaştı ve el birliği ile bir mücadele verdik. Bugün ise Rusya ve Ukrayna arasında ki bu gerilim, bu savaş bizleri çok derinden yaraladı. Savaşlar ile öne çıkma hedefindeki milletler her zaman kaybederler, ama üreten geliştiren milletler bir adım daha öne çıkarlar. Özellikle çocuklar ağlamasın, anneler üzülmesin istiyorum.” dedi.

“Güçlünün haklı olduğu değil de haklının güçlü olduğu bir Dünya mümkün”

Rektör Prof. Dr. Karabulut ayrıca iki ülkeye de bilimsel konuşmalar yapmak üzere gittiğini belirterek, “İki ülkede de konuşmalar yaptım, stres ve antioksidanlar hakkında ve yine üniversitemizi tanıtmıştık oralarda da. Cumhurbaşkanımızın da bir kitabı var ya “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” diye, işte gerçekten daha adil bir dünya mümkün, hani güçlünün haklı olduğu değil de haklının güçlü olduğu, güçlünün değil de haklı tek bir kişi dahi olsa haklının yanında olunacağı bir dünya mümkün diyorum.” ifadelerini kullandı.

28 Şubat Darbesi’nin 25. Yıl dönümüne de değinen MTÜ Rektörü o günler de öğrenci olduğunu belirterek, başörtülü öğrencilere yapılan zulümler, derslerden çıkarılmaları gibi haksızlıkların yapıldığını söyledi. Karabulut, “28 Şubat’ın en büyük hedeflerinden biri de kadınlar ve kadınlarımızın haklarıydı. Kadın haklarının gasp edildiği bu dönemde başörtüsü yasaklarıyla, psikolojik baskılar ile kız çocuklarının okuma özgürlükleri ellerinden alındı. Kadınlarımız Melis’ten, üniversitelerden, okullardan, resmi dairelerden, resmi daire lojmanlarından, kamusal alanda dışlandılar. İşte bugün o kadınlar, Bakan, Milletvekili, Bürokrat, Büyükelçi, Rektör ve daha birçok meslek dalında ülkemize hizmet ediyorlar. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımıza da şükranlarımı sunuyorum.” sözlerine yer verdi.

“Güçlü olmak için yerli ve milli üretim yapmak şart”

MTÜ’nün gelişim sürecine değinen Prof. Dr. Karabulut, “Bizler akademisyenler olarak barışçıl olmalıyız. Bol bol akademik çalışma yapıp, bilimsel yayınlar yapıp, gençlerimize girişimciliği öğretmeli onları hayata hazırlamalıyız. Güçlü olmak için yerli ve milli üretim yapmak şart ve yapılanları hem şehir içinde hem de uluslararası arenada tanıtmak gerekiyor. Biz Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak Turgut Özal ismi ile müsemma bir yapıya sahibiz. Şehri ile bir bütün olarak ilerleyen şehrin değerlerine sahip çıkan üniversitemiz kuruluşunda Ziraat Fakültesi ve 8 Meslek Yüksekokulu ile şehrin bir değeri oldu ve bugün 6 fakülte 9 Meslek Yüksekokulu 11 Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2 Yüksekokul, 1 Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’ne sahibiz. Bu çok önemli bir yükseliş hikayesi aslında, bu emeklere tek tek şahit oluyoruz. Online ve yüz yüze binlerce etkinlik yaptık ve bunlara çok önemli isimler de geldiler. Rahmetli Özal’ın ailesi defalarca bunlara şahit oldu ve duygu dolu anlar yaşadılar.” şeklinde konuştu.

Rektör Prof. Dr. Karabulut yerli ve milli üretimin önemi konularına değinerek MTÜ’de üretilen yerli ürünlere ve bu ürünlerin uluslararası arena da tanıtımı konusunda yaptıkları çalışmalara da değindi. Karabulut Kenya’da, İngiltere’de gerçekleştirdiği uluslararası iş birliklerinden bahsederek, yakın bir tarihte de Azerbaycan da eğitim iş birliği girişimlerinin olacağını belirtti.