Ukrayna kanadından gelen açıklamalar, krizin 2022 öncesi pozisyonuna dönmesi ihtimalini beslemesi anlamında olumlu algılanıyor. Önceki gün Zelensky’nin Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda ısrarcı olmayacağı ve Putin’in savaşı sonlandırmak için ilettiği taleplerinin kabul edilme ihtimali krizin diplomatik çözümü ihtimalini kapıda belirtti. Bugün Dışişleri Bakanları seviyesindeki Antalya görüşmeleri de önemli elbette.
Elbette Rusya’nın ilettiği talepler görünüşte ağır denebilecek şartları içeriyor: Donbas’ın özel statüsünü (bağımsızlık) kabul etmek, NATO üyeliğinden vazgeçmek, tarafsızlık, savunma bütçesini küçültmek, Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu kabul etmek gibi… Ukrayna, askeri ve ekonomik açıdan yalnız kaldı ve Rusya ekonomisine zarar vermek için yapılan yaptırımlar askeri operasyonları kesmediği gibi, Ukrayna da topraklarındaki savaş nedeniyle ekonomik çöküş yaşama tehdidiyle karşı karşıya. NATO müdahalesi olmayacaksa, savaşın bu şiddetiyle Ukrayna’nın da büyük şehirlerde direncinin devamı sürekli olamaz.
Ukrayna’dan Zelenskiy’nin yardımcısı kaynaklı aktarılanlar, tarafların 8 yıllık savaşı sonlandırma konusunda ciddi müzakerelerde bulunacağı, Ukrayna’nın da güvenlik garantisi karşılığında tarafsızlığa karşı bir duruş sergilemediği yönünde. Piyasaların tepkisi olumlu, hem Rusya kaynaklı ambargo etkileri barışçı çözümle rahatlayabilir, hem de piyasalar olası bir ekonomik krizi yeterince fiyatlamış olabilir. Spot endekslerin ralli yapması, başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının gerilemesi de bununla alakalı.
Petrolde; birincisi olası Rusya açığı OPEC içerisindeki petrolün piyasalara döndürülmesiyle kapanmaya çalışılıyor, Rus petrolünün yeniden piyasalara girmesi de fiyatları rahatlatabilir. Bir başka olgu; Birleşik Arap Emirlikleri, daha sonra enerji bakanı bu mesajı yumuşatmış görünse de, OPEC+ ittifakını petrol üretimini daha hızlı artırmaya çağıracağını söyledi. ABD dün itibariyle Rusya’dan tüm enerji, petrol ve gaz ithalatını durdurdu. İngiltere ise sadece petrol ithalatını durdurdu.
Peki ekonomik görünüm bu noktadan nasıl evrilecek? Savaş koşulları elbette Merkez bankalarının daha güvercin olmasını sağlayacaktır, ancak veri ve kriz etkisi asimetrisi Fed ve ECB’nin önceliklerini birbirilerine göre farklılaştırmasına neden olacaktır. Rus petrolüne %3 bağımlı olan ABD ile %40 bağımlı olan Avrupa’nın durumu aynı değil. Bu yüzden Fed’in enflasyona daha çok önem vermesi, küresel petrol arzına para politikasıyla elbette müdahale edemese de, enflasyon beklentileri bozulurken çıpayı koruma adına faiz artırımlarını yine de yapacak olması anlaşılabilir bir durum. Avrupa ise, savaş koşullarına daha çok bağlı ve ekonomik ilerleme direkt etkileneceğinden finansal koşulları sıkılaştırmak istiyorsa kriz koşullarının hafiflediğini görmek zorunda. Bugünkü açıklamaya mevcut durumun nasıl yansıyacağını göreceğiz. FOMC ise bu hafta blackout modunda ve haftaya ilk faiz artışı geliyor.
Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı