Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda iktidarın siyasi popülizm için yetişmiş meslek gruplarıyla milleti karşı karşıya getirdiğini ifade etti. Uysal mesajında şunları söyledi:
“İktidar önce mülkiyeyi, akabinde harbiyeyi, bugün ise tıbbiyeyi hedef aldı”
"Modern Türkiye’nin taşıyıcı kolonları mülkiye, harbiye ve tıbbiyedir. İktidar 2002’de bu yana başta “kadrolaşma” görüntüsü olarak değerlendirilen bir kuşatma ile evvela mülkiyeyi, akabinde FETÖ’den miras aldıkları hukuksuzluklarla, güya “vesayetle mücadele ediyoruz” diyerek kendi vesayetlerini kurmak için harbiyeyi, bugün ise beceriksizliklerini örtmek, basiretsizliklerini gölgeleyebilmek için tıbbiyeyi hedef aldı.
Elbette bunun yanında en çok oy aldığı kesimleri de mağdur etmeyi unutmadı; çiftçiyi, esnafı bitirdi!
Zaman zaman kendi kültürel iktidarlarını kuramadıklarından yakınan iktidar ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın seçkin meslek gruplarını hedef almasının sebebi bu grupları devşiremiyor olması.
Eğitimi hedef alması, bilinçli olarak eğitimde kaliteyi düşürmeleri de bundan. Kaldı ki itiraf da ediyorlar.
“Siyasi popülizm üretiyorlar”
AKP tüm bunları bir stratejiye dayandırarak yapıyor. Dün başka kişi ve gruplar için kullandığı yöntemin benzerini burada da uyguluyor ya da uygulamaya çalışıyor.
Yetişmiş meslek mensupları ile milleti karşı karşıya getirerek bir siyasi popülizm üretiyor. Buradan oy devşirmeye çalışıyor.
Hekimlerimiz uzun zamandır biriken mesleki itibarsızlaştırma, hasta şiddeti, yoğun çalışma şartları ve maddi gelir kaybı gibi sorunlarına, devletin tepesinden duyarlılık beklerken; ne yazık ki Sayın Erdoğan tarafından hedef tahtasına oturtuldu ve onlara adeta kapı gösterildi. Hekimlerin devlete manevi bir borcu olduğundan bahseden Erdoğan, adeta onları vefasızlıkla suçladı.
Hekimlerimiz devlete vefa borcunu, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana defalarca ödemiştir. Yaklaşık bir asır evvel, 190 tıbbiyelinin emperyalist işgale karşı başlattığı milli mücadele isyanı dalga dalga vatan sathına yayılmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında başta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi olmak üzere birçok tıp fakültesi bu vatan ve devlet uğruna nice şehitler vermiş ancak bir türlü mezun verememiştir. Son yaşanan pandemi hadisesinde de hekimlerimiz, canla başla çalışarak milleti ve devleti için canlarını ortaya koymuş, dünyanın en başarılı sağlık mücadelelerinden birini vermiştir.
Erdoğan yetişmiş insanımıza tüccar alışkanlığı gereği maliyet gözüyle bakabilir ancak bu aziz devlet hiçbir zaman yetiştirdiği insana maliyet gözüyle bakmadı; Atatürk’ün söylediği gibi onlar geleceğin mimarı ve ehil emanetçileridir.
“Hekimlerin kaybettiği bir sistemde herkes kaybetmeye mahkumdur”
Hekimlerimizin yaşadığı sıkıntılar ortada. “Keşke olmasa” desek de Bu ülke şartlarında özel sektöre geçmeleri de yurt dışına gitmeleri de gayet anlaşılabilir durumdadır. Bu planlı itibarsızlaştırma durmak mecburiyetindedir, yaşanan maddi gelir kaybı telafi edilmek zorundadır. Hekime şiddetin durması elzemdir.
Hekimleri bu memleketin elit yabancıları ve millete parmak sallayan monşerleri olarak göstermek, iktidarın siyasi hesapları için kullanışlı olabilir ancak unutulmasın ki hekimler de bu milletin öz evladıdır. Hekimlerin kaybettiği bir sistemde herkes kaybetmeye mahkumdur. Hekimler kaybettikçe millet kaybedecektir.
Hekimlerimizin sonuna kadar yanındayız. Bu ülkeden giden yetişmiş hekimlerimiz olmayacak Sn. Erdoğan, haberin olsun!
Bir şeyi daha unutma Sayın Erdoğan, kafana estiği gibi bu ülkeden birilerini kovamazsın; sen aksini düşünsen de burası senin babanın çiftliği değil!”
Hibya Haber Ajansı
