Her bel ağrısı bel fıtığı değildir diyen Opr. Dr. Mustafa Gök; “basit ağrılardan bel omurgasına yayılmış bir tümöre kadar birçok sebep bel ağrısı yapabilir. Bu nedenle karıştırılmamalıdır. Birçok ülkede yapılan istatistiklere göre doktora müracaat nedeni olarak bel ağrısı soğuk algınlığından sonra ikinci sırayı almaktadır. İnsanların yaklaşık yüzde 80'i hayatları boyunca en az bir defa bel ağrısıyla karşılaşmaktadır” dedi.
Bel fıtığının, bel omurları arasında olan disk materyalinin fıtıklaşıp oradan geçen sinir köküne ait dokuların üzerine baskı yapması olduğunu belirten Dr. Gök: “Bu, genellikle çağımızda diğer kas sinir sistemi hastalıkları gibi hareketsizlikten, vücudu yanlış kullanmaktan ileri gelen bir hastalıktır. En çok belden öne eğilme ve dönmeler sonucu oluşur. Bel fıtığı tanısı konulan hastaların sadece yüzde 5’i ameliyat gerektirir. Yüzde 95’i ilaç, istirahat ve fizik tedaviye cevap verir. Son zamanlarda artış sebebiyse; hareketsiz iş ve günlük yaşam tarzı nedeniyle tembelleşen insanlarımızın en ufak bir zorlanmada direncinin kırılmasıdır” şeklinde konuştu.
Bel fıtığının genellikle çağımızda vücudu yanlış kullanmaktan ileri gelen bir hastalık olduğunu söyleyen Opr. Dr. Mustafa Gök: “Ağrıyla birlikte bacaklarda uyuşma, karıncalanma, hastalık ilerledikçe kuvvet kaybı ve incelme görülebilir. Bel fıtığında bel ve bacak ağrısı öksürmek, oturmak, ağır iş yapmakla artabilmektedir. Bel rahatsızlığına her yaş grubunda rastlamak mümkün, ancak bel fıtığı orta ve ileri yaşlarda daha sık görülmektedir. Hareketsiz bir iş ve hayat tarzı, şişmanlık, ağır şeyler kaldırmak, mücadele sporları, bilinçsiz spor yapmak, yanlış oturuş ve duruş alışkanlığı, huzursuz bir ortamda ve stres içinde yaşama, sigara ve alkol kullanma, uzun süre otomobil sürme, bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak birer risk faktörüdür” diye konuştu.
Bel fıtığının kadınlarda daha fazla görüldüğünü söyleyen Gök, son olarak şunları söyledi: “Her bel ağrısı, bel fıtığı değildir. Her bel fıtığı ameliyatlık değildir. Ameliyat gerektiren fıtıkların tedavisi ise ancak cerrahi müdahale ile yapılır.”