Güvenlik güçlerinin operasyon yürüttüğü bölgelerde sokağa çıkma yasakları devam ediyor.

Yasak, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 2 Aralık'ta uygulamaya kondu. 13 Aralık'ta 12 saatlik bir ara verilmişti. Yine aynı gün içinde tekrar uygulamaya konulan yasak ise bugün altıncı gününde. Mardin'in Dargeçit ilçesinde 11 Aralık'ta ilan edilen yasak ise halen devam ediyor.

14 Aralık'ta Şırnak'ın Silopi ve Cizre ilçelerinin tamamında uygulanan yasak ise beşinci gününde.

 

14 Aralıkta Nusaybin İlçesi'nin Abdulkadirpaşa, Fırat, Yenişehir ve Dicle olmak üzere 4 mahallesinde ilan edilen yasağa ise bugün 16:00'dan itibaren 7 saatlik ara verildi.

Tank destekli operasyonlar son üç günde Silopi ve Cizre'de yoğunlaştı. Bölgeden ölüm haberleri geliyor. Bugün Cizre'de çıkan çatışmada bir asker hayatını kaybetti.

 

Image copyrightDHA

 

Operasyonlar kapsamında 62 PKK'lının öldürüldüğü bildiriliyor.

16 Aralık'ta Nusaybin'nde Rojavalı Ahmet Hüseyin adlı kişinin hayatını kaybettiği ve cenazesinin Rojava'ya gönderildiği belirtildi.

 

13 Aralık'ta Mardin'in Dargeçit ilçesinde hayatını kaybeden Takkiyetin Oral adlı bir vatandaşın cenazesi de Mardin Devlet Hastanesi'nin morgunda tutuluyor.

Cizre'de iki gün önce üç çocuk annesi 30 yaşındaki Hediye Şen kapısının önünde vuruldu. Dün yine Cizre'de evinin önünde vurularak öldürüldüğü söylenen 24 yaşındaki Doğan Aslan'ın üç çocuk babası olduğu belirtildi.

Gözaltılar var

 

Dargeçit Belediye Başkanvekili Mahmut Kılıç'ın evine "yaralı birilerinin saklandığı" iddiasıyla sabah saatlerinde polis ve özel harekatlar timleri tarafından baskın düzenlendi.

Aynı şekilde Mersin Akdeniz Belediye Başkanı'nın da bu sabah gözaltına alındığı kaydedildi.

Ağustos ayından itibaren ilan edilen "öz yönetim" kararları sonucunda şimdiye kadar tutuklanan 16 DBP belediye eş başkanı müebbetten yargılanacak. 34 belediye başkanı da görevden alındı.

 

Image copyrightREUTERS

 

Diyarbakır'ın merkezindeki Sur ilçesinde 12 saatlik arayı saymazsak 16 gündür devam eden sokağa çıkma yasağını protesto etmek için her gün yürüyüş ve eylemler gerçekleşiyor.

Bölgedeki operasyonlar ve gelişmelere dair bugün HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş genel Başkanı Kamuran Yüksek, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanları Hatip Dicle ile Selma Irmak ortak basın toplantısı düzenledi.

 

'Öz yönetim' gündemi

Toplantıda 26-27 Aralık'ta DTK'nın olağanüstü kongreyi toplayarak self determinasyondan, öz yönetime birçok farklı seçeneğin tartışılacağı, önemli kararların çıkacağı işaret edildi.

Sokağa çıkma yasaklarının artık dayanılmaz bir noktaya geldiğine dikkati çeken temsilciler hükümeti sert bir dille eleştirdil.

 

Image copyrightHatice Kamer

 

İlk olarak DTK Eş Başkanı Hatip Dicle konuştu ve savaş konseptinin Ekim 2014 MGK Toplantısıyla devreye girdiğini savundu. Rojava'daki durum, PYD'nin meşruiyet kazanması ve 7 haziran seçimlerinde AKP'nin kaybetmesiyle bu acılı ortamın hakim olmaya başladığını ifade etti.

Selma Irmak öz yönetim talebinin hendeklere indirgendiğini söyledi ve "Demokratik bir talep ama hendeklerle direnme reva görülüyor. Nasıl ki PKK'ye dağın yolu mecbur kılındıysa, bugün şehirlerde de halkın talepleri için hendeklerden başka yol bırakılmamış durumda" diye konuştu.

 

DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek de "Asıl mesele yüz yıldır çözülmeyen Kürt sorunudur. Devlet elindeki silah ve kanunla şiddeti meşru göstermeye çalışıyor" dedi.

Kürkçü Batı'ya seslendi: Kardeşinize sahip çıkın

 

Ertuğrul Kürkçü de çatışmanın gerisindeki asil sebebe bakmak gerektiğini söyleyerek savaş ve ölümün serinkanlığı zorlaştırdığını ifade etti. Kürkçü, Türkiye'nin batısına seslenip şunları söyledi: "Kürt halkı zorda, onların iradesini teslim almaya çalışıyorlar. Tıpkı yarın size yapacağı gibi… Siz de ya kardeşinize gerektiği zaman sahip çıkın ya da artık telafi etmeyin. Kardeşlik bugün değil de ne zaman lazımdır? Meclis çözmüyorsa haklın insiyatifi yok mu?"

Selahattin Demirtaş da konuşmasında 'Halkın sinesinde olduklarını ve parlamentodan çekilmeyeceklerini' söyledi.

 

Operasyonlara ve yasaklara tepki gösteren Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirerek tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

 

"Putin'e bir iki gün meydan okuyup süt dökmüş kediye dönen Başbakan ve Cumhurbaşkanı, Musul'a asker gönderip dünyaya meydan okuyup sonra pısırık pısırık askerlerini geri çeken Cumhurbaşkanı, İsrail'e 'One Minute' deyip 20 milyon dolara anlaşan Cumhurbaşkanı, sıra Kürt halkına gelince mi kabadayı kesiliyorsunuz. Cizre'de 2 PKK'li var diye 6 generalle operasyon yapmak mıdır sizin anlayışınız. Siz ne kadar aciz, ne kadar zavallı olduğunuzu ortaya koydunuz. Operasyon yaptığınız her yerde korku değil coşku havası hakim."

 

TIKLAYIN: DEMİRTAŞ'TAN OPERASYONLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA

 

Sur'a yürümek isteyenlere müdahale

Toplantıdan sonra yüzlerce kişi DTK binasının önünde toplandı. Kalabalık "Em aşitî naxwazin, şer şer şer" (Biz barış istemiyoruz, savaş, savaş savaş) diyerek tempo tutup bir taraftan da "Bijî berxedana Surê" (Yaşasın Sur direnişi) sloganları attı.

Bağlar esnafından Cemal "Bize sadece ölüm kaldı. Bugüne kadar barış dedik ama. Onlar savaşta ısrarcı. Eğer öyleyse biz de artık savaş diyoruz. MEB öğretmenlerini çekti, bizim vekiller de parlamentodan çekilsin. Parlamentodan çözüm adına bir şey çıkmıyor" dedi.

 

Image copyrightHatice Kamer

 

Cemal'in arkadaşı Ahmet de son aylarda polisin çok fazla şiddet uyguladığını söyledi:

"Günlerce süren yasaklar, polisin şiddeti ve hakareti. Bu zulme kim dur diyecek? Kürtler ölüyor, devlet buna sebep oluyor. Bütün siyasi partiler hem Kürtlerin aleyhine aynı cephede yer alıyor. Baksanıza CHP'ye, nerdeyse MHP'den daha çok AKP'ye yakın duruyor. Bu memlekette Tahir Elçi gibi bir insan öldürüldüyse demek ki barış istemiyorlar. Tek yol halkın kendini koruması direnmesi. Başka da çare yok görünüyor."

"Bu zulme artık dur denmeli. Hep Kürtler ölüyor. Devlet bu zulme sebep oluyor. Ancak PKK ve halk hep birlikte dur diyebilir."

 

Image copyrightHatice Kamer

 

Biraz sonra gençlerin çoğunlukta olduğu grup sloganlarla birlikte Ofis AZC Plaza'nın önüne doğru yürüyüşe geçmeye başladı.

 

Her sokak başında panzerler ve TOMA'lar vardı. Bir süre sonra esnaf kepenkeleri indirdi. Kalabalık çok toplanmadan TOMA'lar su sıkmaya başladı.

 

 

Sokak aralarına kaçan göstericiler TOMA'lar gidince yine sloganlar orataya çıkıp beklemeye başladı. Küçük gruplar halinde farklı yerlerde durarak bekleyen insanları arada bir görünen TOMA'lar dağıtsa da bu kovalamaca yaklaşık bir saat sürdü.(bbc)