HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan Işid zihniyetiyle yürürlüğe konan savaş politikalarının halkın onurlu direnişiyle sonuçsuz kalacağını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan TBMM’de tarihi bir konuşma yaptı. İbrahim Ayhan birlikten beraberlikten yana bir iradeyi ısrarla savunan Kürt halkının iradesinin Işidleşen bir zihniyetle kırılmaya çalışıldığını söyledi ve ekledi “Kürt halkı kimseyle birlikte yaşamaya mecbur değildir!” HDP’nin sokağa çıkma yasaklarına ilişkin verdiği grup önerisine dair TBMM’de bir konuşma yapan İbrahim Ayhan “Hendekler Kürt halkının yüz yıllık direniş hikâyesinin bir parçasıdır. Hiç kimse bunu saptırmasın ve çarpıtmasın.” dedi.

7 Haziran seçimlerinin hemen ardından bir devlet terörünün hayata geçirildiğine işaret eden Ayhan halkın öz yönetim yönündeki iradesinin polisiye ve askeri yöntemlerle terörize edildiğini ifade etti.  Ayhan “ bu uygulamalarını temel sebebi AKP’nin iktidarda olduğu dönem de dahil Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarıdır.” dedi. Konuşmasında Coen Kardeşlerin No Country For Old Man filmindeki katil ile kurban arasındaki ‘yazı da tura da desen sonuç değişmeyecek seni öldüreceğim’  repliğiyle biten ünlü sahneye yer veren Ayhan, AKP’nin de bugün toplumun önüne sunduğu uygulamanın da buna benzediğini ifade etti.  Ayhan “ AKP bugün ‘ben her halükarda Kürt halkıyla, haklarını savunan herkesle savaşacağım’ diyor.” dedi.

Kürt sorunun yüz yıllık bir sorun olduğunu ifade eden İbrahim Ayhan geride kalan 3 yıl boyunca sorunun çözümü adına ciddi bir iradenin ortaya konduğuna işaret ederek şöyle devam etti : “ Kürt Halkı bu iradeyi kendi öz yönetimini ve demokratik özerkliği inşa etme temelinde ortaya koydu.  Barış masasından kalkmadı.  Ama bu sürece kendi iktidarını daha fazla tahkim etmek adına seçim hesabıyla yaklaşan AKP ve Erdoğan masayı devirerek nokta koymuştur.  Açıklıkla ifade etmek gerekir ki biz geçmişte de bugün de birlikten beraberlikten yana olduk.  Bunun sağlanması için de elimizden geldiğince gayret ve çaba içinde olduk. Binlerce insanımız katledildi, zindana atıldı, sürgün edildi ve her türlü işkenceye maruz bırakıldık.  Ama çok iyi bilinmelidir ki Kürtler birlikte yaşamaya mecbur değillerdir.  Siz birlikte yaşamanın önünü tıkarsanız Kürtler de kendi tercihlerini farklı bir şekilde ortaya koyma iradesini sonuna kadar gösterecektir. Kürtleri salt hendekler üzerinden değerlendirerek haklı bir mücadeleyi kriminalize etmek hakikati parçalamaktır. Hendekler Kürt halkının yüz yıllık direniş hikâyesinin bir parçasıdır. Hiç kimse bunu saptırmasın ve çarpıtmasın. Kürt halkı, kimliğini varlığını kültürünü savunmak adına 100 yılı aşkın bir zamandan beri mücadele yürüyor. Hendeklerin arkasındaki gençleri gerekçe göstererek Kürt halkına karşı bir savaşı başlatmak12 Eylül faşizminin, Kenan Evren zihniyetinin bir yansımasıdır. Sayın Davutoğlu inkarın asimilasyonun bittiğini söylüyor ama diğer yandan da kendi irademize, varlığımıza kimliğimize sahip çıktığımız için hergün bizi ölümle tehdit ediyor. Kendisine buradan sesleniyorum. Bizi tehditlerinizle korkutamazsınız.  Her halükarda bu halkın onurlu direnişinin yanında olacağız. Onursuz, kimliksiz bir yaşamı asla kabul etmiyoruz.  Ne yaparsanız yapın bu haklı, onurlu mücadelemizden bizi alıkoyamayacaksınız. “

 

 

Bölgede derinleştirilmiş bir savaş konseptinin hayata geçirilmeye devam ettiğini ifade eden İbrahim Ayhan, faşizme boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Binlercemiz öldü. Kendi onurumuz için, kimliğimiz için ölmekten çekinmeyeceğiz. Gerçeği parçalayarak sonuç alamazsınız.” Dedi.

 

Geçtiğimiz yıl Kobani’de Işid vahşetine karşı direnen hakla birlikte olduğunu söyleyen Ayhan şöyle devam etti: “ Kürt halkı orada büyük bir insanlık mücadelesi yürüttü.  Ne oldu Işid barbarlığı yenildi.  Kobani babarlara vahşilere teslim edilmedi. Bu AKP2nin ve Erdoğan’ın Işid’e desteğine rağmen yapıldı. Bugün Cizre’de de Nusaybin’de de Silopi’de de  Sur’da da Kobani’de ortaya konan direnişe çarpacaksınız. Orda da bir insanlık, onur  mücadelesi veriliyor. Kendine insanım diyen vicdan sahibi herkesin buna saygı göstermesi gerekiyor. Kimim kimlerle işbirliği yaptığını bu halk çok iyi biliyor.  Davutoğlu ‘Cizre’de Cuma namazı kılacağım’ diyor.  Işid’de Kobani’de Cuma için habire gün veriyordu.   Işi’in kafası ve Davutoğlu’nun kafası aynıdır.  Işidleşen bir kafayla barbarlaşan bir zihniyetle karşı karşıyayız.  Son söz ya onurlu bir yaşam ya görkemli bir direniş. Her zaman halkımızın direnişinin yanında olacağız. Asla köleliği kabul etmeyeceğiz” dedi.