Cizre'de "Sokağa çıkma yasağı" sonucu özel harekat polisleri tarafından vurulan komşusuna yardım etmeye giderken, polisler tarafından katledilen sağlık emekçisi Abdulaziz Yural için Şırnak'a giden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi, 2 günlük gözlemlerini içeren raporu açıkladı. Genel Merkez binasında yapılan toplantıda konuşan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, 100'ü aşkın sağlık emekçisi ile birlikte Şırnak'a gittiklerini belirterek, "Abluka altındaki bir çok evde su, gıda tamamen tükenmiştir. Mevcut durum tam anlamıyla bir insani krize işaret etmektedir. Bu nedenle sağlık meslek örgütleri ve insan hakları örgütleri başta olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası demokratik örgüt ve kurumlara buradan acil yardım çağrısında bulunuyoruz" dedi.

 

Bölge insansızlaştırılmak isteniyor

 

Devletin bölgeyi insansızlaştırmak için çeşitli araçlar devreye koyduğuna dikkat çeken Erden, hastanelerin güvenlik güçleri tarafından işgal edildiğine ve hastane başvurularında yüzde 90'lara varan düşüşler yaşandığını kaydetti. Erden, hastanelerdeki duruma ilişkin şunları söyledi: "Özel harekat polisleri, sağlık kurumlarına gelen hasta ve yaralılara kötü ve keyfi muamelede bulunmaktadır. Doğumların çoğu hukuk dışı uygulamalar nedeniyle hastanede gerçekleştirilmemiştir. Hukuk dışı uygulamalar sağlık ortamını güvensiz kılmaktadır."

 

Cenazelere işkence ediliyor

 

Demokratik kamuoyuna çağrıda bulunan Erden, gözlemlerini şöyle sıraladı:

 

* Sağlık çalışanlarına yönelik öldürmeler sistematik hal almıştır.

* Öldürülmüş onlarca sivilin cenazesine Şırnak, Cizre, Silopi'de morglarda işkence edilmektedir.

* Cizre halkına 'Kenti boşaltın kimyasal silah kullanacağız' anonsu yapılıyor. İnsanlar evlerini terk edip çevre mahallelere ve köylere göçertilmiş.

* Morgların kapasitelerinin arttırılması ve soğuk hava depolarının kurulması planlanmaktadır.

* Katledilen siviller ailelerden ve avukatlardan kaçırılıp, gömülmekte.

* Temel yaşam gereksinimleri tükenme noktasına gelmiştir. Temel ihtiyaçları giderme ve acil durumda evden çıkmanın kendisi büyük hayati risk taşımaktadır.

 

'Uluslararası örgütler acilen bölgeye gelmeli'

 

Dünya Tabipler Birliği, Kızılhaç, Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), UNİCEF, BM, çocuk hakları kurumları, hukuk örgütleri ve sivil toplum örgütlerine acil çağrıda bulunan Erden, "Hukuksuz biçimde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sonucunda oluşan ihlallerini yerinde görmek ve tam anlamıyla tespit etmeye, yaşanan ihlallerin son bulması adına kampanyalar düzenlemeye, uluslararası toplumu yaşanan hak ihlalleri nedeniyle dayanışmaya davet ediyoruz" dedi.

 

İstanbul'dan da çağrı

 

İstanbul Tabip Odası ve SES İstanbul Şubesi de Cizre ve Silopi'de 31 Aralık 2015 ile 2 Ocak 2016 tarihleri arasında Şırnak merkez, Cizre ve Silopi'de yaptıkları gözlem ve görüşmelere ilişkin İstanbul Tabip Odası'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç, Kürdistan'da fiilen ilan edilen bir savaş ortamının olduğunu ve sağlık emekçilerinin görevlerini yerine getiremediğini vurguladı. Mengüç, havuz medyasında yer alan ve sağlık emekçilerinin, güvenlik güçlerini tedavi etmediklerine yönelik haberlerin gerçek olmadığının altını çizerek, "Savaş ortamında sağlıkçılar taraf tutmaz" dedi.

 

'Bölgedeki hastaneler üs olarak kullanılmakta'

 

SES Şişli Şube Başkanı Fadime Kavak ise 20 Temmuz'daki Suruç katliamından bu yana 4 sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiğini söyleyerek, sağlık emekçileri olarak bulundukları her yerde, yaralılara yardım etmek zorunda olduklarının altını çizdi. Sağlık Bakanlığı'na "Asli görevini yerine getir" çağrısı yapan Kavak, "Sağlık Bakanı'nı göreve çağırıyoruz. Biliyoruz ki, bölgedeki hastaneler üs olarak kullanılmakta ve sağlık emekçileri arkadaşlarımız görevlerini yapamamaktadır" vurgusu yaptı.

 

Ulusal ve uluslararası örgütlere Kürdistan'a gitme çağrısı

 

İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu üyesi Sadık Çayan Mulamahmutoğlu ise batıdan gelen sivil toplum örgütlerinden korkulduğunu belirterek, "Saklanan daha neler var? Bölge dışından gelen demokratik kitle örgütleri ve meslek örgütlerinden neden bu kadar korkuluyor?" diye sorarak, dünya genelinde ve Türkiye'de bulunan sağlık örgütlerine, insan hakları örgütlerine, insan hakları kuruluşlarına, hukuk örgütlerine, tüm demokratik kamuoyuna ve çocuk hakları kurumlarına, sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerlere heyet gönderme çağrısı yaptı.

 

(ekip/za/fç)