İlaç fiyatların belirlenmesinde kullanılan ilaç Avro kuru ile güncel piyasa kuru arasındaki büyük fark, sektörün üretiminde sorun yaratmasının yanı sıra toplumun ilaca erişiminde sıkıntılara neden oluyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası, kur değişiminden dolayı yıl içinde 2. kez kur güncellemesi beklentisini ifade ediyor.

Köklü geçmişi sayesinde, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinde artan üretim maliyetleri ve küresel tedarik sıkıntılarına rağmen toplumun ilaca erişimi için çalışmalarını aralıksız sürdüren Türk ilaç endüstrisi, ilaç kuru nedeniyle zor günler yaşıyor.  Global enerji fiyatlarındaki artış, tedarik ve lojistikte küresel olarak yaşanan sıkıntıların devam etmesi, ilaç aktif maddesi, yardımcı maddeler, ambalaj malzemeleri ve taşımacılık fiyatlarındaki artışlar, endüstrinin üzerindeki yükü taşınamaz boyutlara taşıyor. Nitekim, 2021 yılı sonu itibarıyla ilaç sektöründe ortalama maliyet artışları ilaç etkin maddesinde %99, yardımcı maddede %118, enerjide %122,6, taşımacılıkta %228, ambalaj malzemelerinde ise %103 oranında gerçekleşti. Tüm bu maliyet artışlarıyla birlikte ilaç üreticileri, 2022’nin Şubat ayında 6,2925 TL olarak açıklanan ilaç Avro kurundan dolayı zor bir süreçten geçiyor. İlaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan ve güncel Avro kurunun sadece %40’ına karşılık gelen bu rakam, tüm zamanların en düşük seviyesinde bulunuyor. Bu nedenle ilaç üretimi ve tedariki noktasında sorunlar yaşanırken ilaç endüstrisi de konuya dikkat çekiyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Savaş Malkoç konuyla ilgili olarak şunları söyledi; “2022 ilaç kuru Şubat ayında 6,2925 TL olarak belirlendi. Söz konusu kur, güncel Avro kurunun sadece %40’ına karşılık geliyor ve bu oran tüm zamanların en düşük seviyesinde yer alıyor. İlaç kuru maalesef içinde bulunulan yılın değil bir önceki yılın kur ortalamasına göre belirleniyor. Bu, sektörün mevcut cari yılda yaşanacak kur riskine karşı tamamen korumasız kalmasına neden oluyor. Türk ilaç endüstrisi olarak her koşulda önceliğimiz ülkemiz ve halkımızın sağlığı olmuştur. Sorumluluğumuzun bilinciyle, bu zorlu ekonomik koşullar altında dahi ilaç arzının kesintiye uğramadan sürmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Ancak, endüstrimizin büyük kayıplar vermemesi ve toplumun ilerleyen süreçte ilaca erişiminde daha fazla sorun yaşamaması adına bu seneden başlamak üzere ilaç kurunda yıl içinde birden fazla güncelleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz”.

Savaş Malkoç düşük kurdan dolayı sektörün uzun süreli kayıplarının olduğuna da değinerek; “Uzun yıllardır süregelen ilaç kuru sorunu artık sektörümüzün varlığını ve gelişimini tehdit eder noktaya ulaşmıştır. Endüstri olarak devletimizin, her türlü ilacı uygun fiyatlarla milletimize sunmak için gösterdiği çabaya çok büyük fedakarlıklarla katkı sağladık. Bu kapsamda, uzun süredir ilaç kurunda mevzuatta belirtilenden daha düşük artış oranlarına razı olduk. Sadece son 5 yıllık dönemde sektörün kurdan kaynaklı fedakarlığı %68 olarak gerçekleşmiştir. Ancak sektörün artık buna dayanacak gücü kalmamıştır.” dedi.

Devamında Malkoç; “Uzun yıllardır giderek artan kayıplar karşısında var olmaya çalışan sektörümüz için ilaç kuru değerleme oranının %70’e geri gelmesinin gerekli olduğu kanaatindeyiz. İlaveten, SGK tarafından uygulanan iskonto oran ve baremlerin de bu yıl mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Bunun hem ülkemizde ilaç arz güvenliği hem de rekabet gücü yüksek yerli ve milli bir ilaç endüstrisine sahip olmak adına çok önemli olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.  

“Yerli ve milli bir ilaç sektörü için yerelleşme olmazsa olmaz”

Sektörün güçlenmesinde yerelleşmenin de en önemli hamlelerden biri olduğunu ifade İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Savaş Malkoç; “Yerelleşme politikasının Türk ilaç endüstrimizin gelişimine ve ülkemiz ekonomisine sağladığı faydalar yadsınamaz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da stratejik önem verdiği yerli ve milli bir ilaç sektörü için yerelleşme olmazsa olmaz. Bu konuya devletimizin hassasiyetle yaklaştığını biliyoruz, atılan tüm adımları da yürekten destekliyoruz. Bu konuda son dönemde kaybedilen zamanın telafisi için kamu kurumlarımızdan daha da hızlı hareket etmelerini beklemekteyiz. Pandemi dönemi bizlere, ülkelerin kendilerine ait güçlü bir ilaç sektörüne sahip olmalarının ne denli önemli olduğunu net biçimde gösterdi. İlaç üreticileri olarak sürece daha fazla katkı sağlamak adına her türlü göreve hazırız” dedi.

“Biyobenzer ilaçta küresel bir güç olmaya hazırız” 

Sektörün gelişimini destekleyecek ve ülkemizi ilaçta küresel platformda çok daha iddialı bir konuma getirecek olan biyobenzer ilaçlar konusuna da değinen İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Savaş Malkoç “Artık kronikleşen fiyat sorununu çözüme kavuşturarak endüstrimizin geleceğine, biyobenzer ilaç alanındaki gelişimimize odaklanmalıyız. İlaçta biyoteknoloji çağındayız. Ülkemizin milli menfaatleri ve toplum sağlığı açısından bu treni kaçıramayız. İlaç sanayi olarak bu alana büyük yatırım yaptık. Biyobenzer ilaçta küresel bir güç olmaya hazırız. Kamu otoritelerimiz tarafından endüstrimizin biyobenzer ilaç alanında gelişiminin önünü açacak yönde bir iradenin ortaya koyulmasını, ülkemizde geliştirilen ve üretilen biyobenzer ilaçların mevzuat, geri ödeme ve uygun teşvik politikalarıyla desteklenmesini bekliyoruz. Bu konuda da ilaç endüstrisi olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devletimize her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim” diye konuştu.

“Sayın Cumhurbaşkanımızın desteklerini bekliyoruz”

Sayın Cumhurbaşkanımızın yerli ve milli sanayi vizyonuna da vurgu yapan Malkoç “Başta ilaç kuru ve iskonto oranları olmak üzere Türk ilaç endüstrisinin sorun ve konularını bizzat Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz etmek üzere kendisinden randevu talebimiz oldu. Bugüne kadar olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın bu dönemde de stratejik önemi net biçimde anlaşılan sektörümüze desteğini esirgemeyeceğini biliyoruz.” dedi. 

Hibya Haber Ajansı