TCMB Mayıs Piyasa Katılımcıları Anketi’nde cari yılsonu enflasyon beklentisi %57,92 olmuştur. Kısa dönemli enflasyon beklentilerine baktığımızda; Mayıs ayı enflasyonu %3,97, Haziran ayı enflasyonu %2,97 ve Temmuz ayı enflasyonu ise %2,54 beklenmektedir. Enflasyon söz konusu aylarda beklentilere paralel bir şekilde artarsa Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında yıllık enflasyon da sırasıyla %75,16, %76,93 ve %78,21 olarak gerçekleşecektir.

 

Enflasyon beklentilerindeki bozulma halen devam etmektedir. Son gelişmelerle beraber tarımsal girdi enflasyonu tüm hızıyla artıyor. Bundan önceki arz koşullarını olumsuz etkileyen kuraklık, iklim değişikliği gibi etkenlere ek olarak tahıl ticaretini global bazda olumsuz etkileyen Rusya – Ukrayna savaşı ve buna bağlı olarak birçok ülkenin arz güvenliği açısından koruyucu önlemlere başvurması küresel gıda enflasyonu açısından çok olumlu bir duruma işaret etmiyor. Petrol fiyatlarının yarattığı etkiler ve içeride ekonomi ve para politikasının aşırı gevşek olması enflasyonist baskının yoğun şekilde mal ve hizmet gruplarında hissedileceğini gösteriyor.

 

Kur, içeriye dair fiyatlama faktörleri, petrol ve emtia fiyatları, bozulan enflasyon beklentilerinin talep tarafında yarattığı hareketlenmeler, merkezi fiyat ayarlamaları gibi nedenler itibariyle yüksek fiyat etkisin izlenmeye devam edilecektir. Enflasyondaki istikrarsızlık ve değişkenlik, aynı zamanda 12-24 ay gibi ileriye dönük beklentileri de etkilemektedir. Uzun vadeli tarafta da 5 yıl sonrasına dair ortaya çıkan %10’luk piyasa medyanı, Merkez Bankası’nın %5’lik uzun dönem hedefinin iki katına denk gelmektedir. Enflasyonun yıl sonunda, son ayda işleyecek baz etkisi ile %62 olmasını ve yılın genelinde %70 patikası civarında seyretmeye devam etmesini bekliyoruz.

 

12 ve 24 ay sonrasına ilişkin ortalama enflasyon tahminlerine göre, enflasyonun sırasıyla %33,28 ve %19,54 seviyelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinin ortalaması böylece %26,41 olmuştur. 

 

Yıllık TÜFE beklentilerindeki gelişmeler… Kaynak: TCMB

 

Repo ve Ters Repo Pazarı’nda oluşan faiz oranı beklentileri ay sonu için %14 olmuştur. Piyasa, Merkez Bankası’nın politika faizi olan 1 haftalık repo faiz oranını ise cari ay ve 3, 12, 24 ay sonrası beklentileri sırasıyla %14, 14, 14 ve 18,05 olarak öngörmektedir.

 

Mevcut enflasyon beklentilerindeki artışa rağmen, piyasa katılımcıları halen kısa vadede para politikasında bir dönüş olmamasını beklemektedir. Bu da, negatif reel pozisyonunun enflasyona karşı oldukça derin bir konumda kalmaya devam edeceğini göstermektedir. Merkez bankasının “liraizasyon” stratejisi kapsamında fiyat istikrarı konusu faiz enstrümanından KKM veya çıkarılabilecek diğer TL bazlı finansal ürünlere dayandırıldı. Bu stratejide işlemesi beklenen cari fazla konusunda ise, oluşan yeni ithalat ihracat dengeleri itibariyle bir yardım gelmeyeceği görülmektedir. Kurun 16 seviyesi civarlarında olması itibariyle dönemsel faiz oranları aşılmış durumdadır. Zorlayıcı şartlara rağmen, Merkez bankası Ortodoks para politikasına dönüş ve faiz artırımı sinyali vermemektedir. Buna karşılık, piyasa katılımcılarının orta vade açısından para politikası sıkılaşması bekledikleri görülmektedir. Biz bu görüşe katılmakla beraber, 26 Mayıs toplantısında herhangi bir faiz değişikliği beklememekteyiz.

 

Büyüme beklentilerinde bu yıl için ufak bir revizyon görmekteyiz. 2022 GSYH beklentisini %3,3’e yükseltilmiştir. 2023 öngörüsü ise Mayıs anket döneminde %4 büyüme oldu. Büyüme açısından, ilk dönem beklentileri konusunda nispeten olumluyuz. Öncü göstergeler, 1Ç22’de %6-7 bandında bir ekonomik büyüme açıklanacağını göstermektedir. İlerleyen çeyreklere yönelik olarak ise, nispeten olumlu ilerleyen ekonomik faaliyet üzerinde bazı aşağı yönlü risk dengeleri belirmiştir. Dış talep konusundaki artan belirsizlikler, iç talep tarafında da enflasyonun aşındırdığı satın alma gücü gibi etkenlerin altını çiziyoruz. Söz konusu dış ve iç talep faktörlerinin üretim, ihracat etkilerini gözlemleyeceğiz.  Büyümenin bu yıl %3,7 seviyesine doğru gerilemesini bekliyoruz.

 

Piyasa katılımcılarının cari açık beklentileri ise hızlı bir şekilde yukarı revize edilmektedir. Fiyat istikrarı kapsamındaki liraizasyon planının da büyük oranda dayandırıldığı cari denge konusunda, artık fazla verilmesi gibi bir beklenti kalmamıştır. Cari denge konusunda artan ithalat faturası ve azalan ihracat katkısı anlamında daha zayıf bir konumdayız. Turizm ilerleyen aylarda mevcut durumu biraz dengeleyebilir, ancak açığı kapatmada yeterli olmayacaktır. Devam eden ve desteklenmek istenen ekonomik büyüme patikası, enerji maliyetlerinin yüksek seyrinin büyük ihtimalle korunacak olması, gevşek para ve maliye politikası gibi faktörler cari açığı yükseltici etkide bulunacaktır. Bu risk faktörleri nedeniyle küresel jeopolitik gelişmeleri çok belirleyici bir noktada tutuyor ve piyasa katılımcılarına göre daha pesimist bir cari açık beklentisi ortaya koyuyoruz.

 

Petrol fiyatlarında devam eden jeopolitik gelişmeler çerçevesinde arz sıkıntısının marjinal fiyatlamalara yol açması, turizm sektörünün coğrafi gelişmelerden ve Rusya kaynaklı turizmden olumsuz etkilenmesi (Rus turistlerden kaynaklı gelir sıfırlanırsa yaklaşık 4 milyar dolarlık bir etki yapıyor), global ekonomik yavaşlamanın özellikle Euro Bölgesi kaynaklı ihracat potansiyelini olumsuz etkilemesi gibi faktörler üzerinde duruyor, bu senenin genelinde 47 milyar dolarlık bir cari açık meydana gelebileceğini değerlendiriyoruz.

 

Döviz kuru beklentileri 2022 yılsonu için 17,57 olmuştur. 12 ay sonrasına ilişkin kur beklentilerinin ise 18,47 olduğunu görüyoruz. Kurun hali hazırda 16 seviyelerine gelmesi ile beraber 6 aylık bazda dönemsel mevduat faizlerinin aşıldığını görüyoruz. Mevcut enflasyon seviyeleri ve negatif reel faiz etkileri kapsamında piyasanın görüşleri çok fazla varyete içerebilir, biz yıl sonuna doğru TL tarafında daha yüksek bir amortisman etkisi görebileceğimizi düşünüyoruz.

Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı